The Eve | Minsung |

19

Yılan dövmeli çocuk

—————————————————

Jisung sabah uyandığında neredeyse üstünde yatan bedeni hızlıca itti.

Dün gece eve geldiklerinde tıpkı anlaştıkları gibi hep birlikte yatmaya karar vermişlerdi. Tam mutlu bir şekilde birbirlerine sarılıp yattıkları sırada Changbin içeri dalıp üstlerine atlamış ve onu da aralarına almaları için mızmızlanmıştı. Hyunjin onu kovduğunda Beni neden aranıza almıyorsunuz? diyerek üzgün numarası yapmış ve en sonunda herkesi bıktırıp kabul etmelerini sağlamıştı. Sonrasında Changbin daha yakın olmak istediğini söyleyip Jisung'a sarılarak uyumak istemiş, Jisung ise itiraz edemeyip kabul etmişti. Şimdi ise neredeyse üzerinde yatan beden yüzünden acıyla yüzünü buruşturup yerinde doğrulmaya çalışıyordu.

"Jisung! Canım acıdı!"

"Benim de! Çünkü neredeyse üstümde yatmıştın!" Dedi Jisung sahte bir kızgınlıkla. Aslında canı yanmış olsa da bundan memnundu. Onlarla yakın olmak istiyordu. Changbin'in bu şekilde yakın olmak istemesi onu mutlu etmişti.

"Artık bizden olduğuna göre temaslara ve acılara alışmalısın." Deyip saçlarını karıştıran Changbin tekrar ona sarılmaya çalıştı.

"Ah, hadi ama! Çocuğu rahat bırak!" Diye Felix onu ittirince Changbin yüz üstü yatağa düştü. Jisung onun komik düşüşüne kahkaha atınca Felix'in onun poposuna vurmasıyla daha da yüksek sesle gülmeye başladı.

"Sabah sabah beynimi-"

"Şşt! Küfür yok!" Diye uyardı Changbin doğrulurken.

Hyunjin ise onu umursamadan tekrar başını koydu ve uyumaya başladı.

"Bugün Minhyuk'u kaçırmak için kumarhaneye gideceğimizi biliyorsunuz değil mi?"

"Ne?" Seungmin, Jeongin ve Hyunjin üçlüsü aynı anda aniden yerlerinden kalkıp şoka Jisung'a bağırdılar.

"Siz gittikten sonra bir telefon geldi. Minhyuk kumarhanede olacakmış. Bu gece oraya gidip onu kaçıracağız." Dedi Changbin Jisung'un boynuna sarılırken.

"Hep böyle sırnaşık mıdır?" Diye sordu Jisung konuyu değiştirip.

"Maalesef. Alışırsın." Dedi Seungmin.

"Maalesef mi? Size sevgimi göstermem hoşunuza gitmiyor mu Kim Seungmin?" Dedi Changbin eline aldığı yastığı ona fırlatırken.

"Kavga etmeyi kesin de kahvaltıyı hazırlayalım." Dedi Felix ayağa kalkarken.

Bugün uzun bir gün olacaktı.

•
•
•
•

"Giy bunları."

Göreve gitmelerine bir saatten az kalmıştı ve Jisung alışverişte aldıkları diğer kıyafeti giymesi için zorlanıyordu.

"Felix!" Diye mızmızlandı Jisung.

"Lütfen." Dedi Felix yalvaran bakışlarla.