The Eve | Minsung |

24

Minho Jisung'u aniden kucağına aldığında Jisung'un başı onun boynuna düştü ve gözleri yavaşça kapandı.

—————————————————

Jisung yatağında uyandı. Minho ise yanı başında uyuyakalmıştı. Başı Jisung'un ellerinin yanındaydı ve eli Jisung'un elini tutuyordu. Jisung onu görür görmez rahat bir nefes verirken hafifçe uzandı ve saçlarını okşadı. Uyurken o kadar masum ve bebeksi görünüyordu ki gülümsemeden edemedi. Parmakları Minho'nun yanaklarını hafifçe okşadığında Minho kıpırdandı. Sonrasında ise hemen gözlerini açtı ve doğruldu.

"Jisung? Uyandın mı?" Dedi gözlerini ovuştururken.

"Evet. İyi misin?" Dedi Jisung yerinde doğrulurken.

"İyiyim. Sen iyi misin? Sana bir şey yaptı mı?" Minho elini sıktı.

"Hayır yapmadı. Çok korktum Minho. Başın kanıyordu. İyi olduğuna eminsin değil mi?" Diye sordu Jisung endişeyle.

"İyiyim. Hyunjin halletti."

"Nasıl yani?"

"Ah, sana söylemedik değil mi? Hyunjin'in bir mutant olduğunu biliyorsun. Çip çıkınca güçlerini tekrar kazanmıştı. O bir iyileştirici. Yaraları iyileştirebilir. Beni o iyileştirdi. Senin alnındaki yarayı da." Derken yaranın olduğu yere dokundu. Jisung dokunuşuyla gülümserken Minho parmaklarını tekrar geri çekti.

"Bunu neden daha önce söylemediniz?"

"Hiç konusu geçmedi sanırım. Zaten o kadar da iyi değil. Sadece küçük yaraları iyileştirebiliyor." Diye mırıldandı Minho.

Jisung başını salladığında bir süre sessizlik oldu.

"Neler oldu?" Diye sordu Jisung bir süre sonra.

"Baygındım ve uyandığımda bizimkiler vardı. Joo ve adamları seni kaçıran arabanın peşine düşmüşler. Böylece seni bulup kurtarabildik. Sana söylemiştim. Onlar her adımımızı bilir. Bizi korurlar."

Jisung anlayışla başını salladı. Onlara bir hayat borçluydu.

"Peki Hyunsoo?"

"Seni aldığımızda kayboldu. O arabadan yakalanmadan çıkması imkansızdı Jisung. Nasıl olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok. Bir anda yok oldu."

Jisung düşünceli gözlerle Minho'ya baktı.

"Sana ne yaptı? Neler oldu?" Diye sordu Minho. Jisung iç çekti ve arabada olan her şeyi özetle anlattı. Minho onu dikkatlice dinleyip düşüncelere daldığında ikisi de Hyunsoo hakkında çok daha büyük şeylerin olduğunu biliyordu.

"O bir şeyler biliyor Minho. Bizim bilmediğimiz bir şeyler."

"Onu bulmalıyız." Dedi Minho iç çekerek.

"Beni almasına izin verin."

Minho kaşlarını çatarak Jisung'a baktı.

"Beni almasına izin verin. Beni nereye götürecekse götürsün ve her şeyi anlatsın. Joo ve adamları bizi takip eder. Ben her şeyi öğrendikten sonra bizi kurtar-"