İyi okumalar...
"Bugün ikinci kez kendine zarar veriyorsun. Günün bir an önce bitmesi için dua ediyorum." dedim mutfakta, elimdeki pamukla Çınar'ın kaşını temizlerken.
"Ben mi kafa attım kaşıma Defne?"
"Sen sebep oldun."
"İyi ki olmuşum." dediğinde sinirlenip pamuğu bastırdım.
"Ah!"
Acı dolu inlemesini duyduğumda pişman olmuştum. Zaten acı çekiyordu adam bir de ben üstüne gitmiştim. Hepsini bizim için yapmıştı bir de...
"Bırak Defne, kendim yaparım bırak." deyip bileğimi tuttu.
"Özür dilerim, daha dikkatli olacağım. Ben yapayım Çınar, dinlen." dediğimde kolunu indirdi.
Abim taburelerin birinde onu pansuman etmemi bekliyordu. Elvina ise müşterilere bakıyordu. Bu kafede kim garson, kim aşçı belli olmuyordu. Herkes tuttuğu işi yapıyordu...
"Defne sen bizde kalıyorsun artık. O evde daha fazla bırakamam seni." dediğinde sevinmiştim. Abimle aynı evde kalacaktım hep onu görecektim... Ama Elvina'yı davet etmiştim. Kabul eder miydi ki?
"Elvina bizde kalacaktı, ikimiz sende kalsak uygun olur mu?"
"Olmaz. Biz Doğukan ile benim eve gideriz. Dimi yavrum?" deyip sırıttı Çınar.
"Gönlüm başka birinde bebeğim. Uzak dur artık benden."
"Abi, Elvina'yı mı seviyorsun?" dediğimde telefonundan başını kaldırdığını gördüm. Bir yandan Çınar'ı pansuman ediyordum.
"Bilmiyorum. Kız çok güzel, tanımıyorum ama kötü biri olduğunu sanmıyorum. Tanımaya çalışacağım. İyi biriyse basacağım nikahı."
"Yavaş bas kanka." dedi Çınar.
"Abi kızla sekiz yıldır arkadaşız. Sevgilisi olduğunu görmedim, erkeklerde gözü yok zaten. Babasını çok seviyor. Konuştuğumuz süre boyunca konuşmalarımızda kötü düşüncelerinin olduğunu da görmedim. İyi biri bence ama sen yine de kendi gözünle bak."
"İyi de kız bunu isteyecek mi ki?" dedi yine Çınar.
"Neyim var oğlum benim? Allah'ım kitabım var çok şükür. İşim de var. Benden iyisini mi bulacak?"
"Sen yine de dikkat et. Kız parlıyor, kaparlar. Beni de yanlış anlama aklımda zaten biri var." dediğinde şaşırmıştım. Çınar'ın konuştuğu biri mi vardı?
"Kim o aklındaki söyle ben de bileyim?"
"Yok. Belki sonra söylerim."
"Oğlum bizim neyimiz gizli söylesene."
"Doğukan sonra söylerim dedim." dedi sert sesiyle. Tabii ya ben vardım burada. Herşeyimi söyleyecek kadar güvendiğim kişi bana güvenmiyor muydu yani? Gidip kıza söyleyecek halim yoktu ya.
İyileşmeye çalışırken bir kez daha darbe yemiştim. Hem de doktorumdan...
"Ben bir lavaboya gideyim." diyerek kapıya doğru ilerledi abim.
"Elvina'ya bakmaya gitmiyorsa ben de Defne değilim." diye mırıldanıp yara bandını kaşına yapıştırdım.
"Sen iyileşiyorsun. Bugün o kadar olay oldu sakin kalabildin."
"Yanımda siz varsınız. Yani abim var. O geldiğinden beri daha mutluyum, huzurluyum, rahatım. İyi ki geldi, getirdin." deyip ellerimi yıkamaya, lavaboya gittim.
"Çocukken yapmak istediğin ama yapamadığın birşey var mı?" dedi yanımdan.
"Spora gitmeyi çok istemiştim. Diğer kızlar gibi özgüvenli, güçlü olmayı istemiştim." dedim ellerimi kurularken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİS
Short Story"Neden söylemedin?" "Araştırdığıma ve deneyimlerime göre anksiyete bozukluğu olan insanlar psikoloğa gitmek istemiyorlar. Senin gibi normal karşılıyorlar. Sana psikoloğum dersem beni kovardın ve seni gözlemleyemezdim. Öğrenci olarak karşına çıkmamı...