29.Bölüm

120 11 0
                                    

İyi okumalar...

"Abi ayaklarım koptu."

"Olmaz bir kere daha hadi. Bir daha!"

Orkestraya bağırmasıyla yine halay şarkısı başladı. Abim damat oluyor, abim damat oluyor... Abim damat falan olmuyor ben gelin oluyorum.

Çınar'a baktım kurtarmasını istercesine. Gülüp yanağımı okşadıktan hemen sonra önüne dönüp serçe parmağımı yakaladı. O da istiyordu ama belli etmiyordu.

Saat on ikiye geliyordu. Pasta kesilmiş, takılar takılmış, akrabaların birçoğu evlerine dağılmıştı. Şimdi benim kuzenlerim, Çınar'ın kuzenleri ve abimle ortak arkadaşları kalmış halay çekiyorduk. Yaşıt olduğumuz için pek rahatsız değildim.

Halay başında abim vardı tabii. Sonra Elvina, Çınar ve ben. Kuzenler ve arkadaşlar da bıkmıyorlardı. Gidin değil mi artık evinize. Ne bu coşku ben anlamıyorum.

On dakikalık halaydan sonra kendimi gerçekten iyi hissetmiyordum. Artık başım ağrıyor, ayaklarım yanıyordu.

Şarkı kesilince Çınar'a baktım ağrıdan buruşan yüzünle. Ciddi olduğumu fark edip bir elini belime diğer elini yanağıma koydu. Belimi tutmasıyla biraz olsun kendimi saldım.

"İyi misin?" dedi gözlerimin içine bakarken.

"Çok yoruldum Çınar."

Başımı omzuna koyup boynunun kokusunu soludum. O da diğer elini de belime koydu ve ağırlığımı iyice aldı.

"Kaçırayım mı seni yine?"

Gülümsedim.

"Bitsin artık."

"Doğu, yeter be kardeşim. Saat kaç oldu."

Abim yanımıza gelip beni inceledi. Ben ise Çınar'ın boynunda alttan alttan ona bakıyordum.

"Ohoo nişanda böyleyse düğünde ne yapacağız?"

"Onu da düğün gelince konuşuruz hadi dağılalım." dedi Çınar.

Benim için bir şeyler yapması çok hoşuma gidiyordu. Çınar'ın kuzenlerinden olduğunu tahmin ettiğim iki kişi bize doğru gelince Çınar bir elini belimden çekti. Ben de başımı kaldırıp dik durmaya çalıştım.

"Kardeşim, Allah devamını erdirsin."

"Sağ olasın Fırat, düğüne de bekliyoruz."

"Geliriz geliriz. Yenge, görüşürüz."

Uzattığı elini sıktıktan sonra Çınar ile de vedalaştılar. Şimdi sırayla diğerleriyle de vedalaşacaktık.

"Defneciğim bulmuşsun yakışıklıyı. Allah ayırmasın inşallah." diyerek boynuma sarıldı Deniz Abi. Çınar'ın belimi daha sıkı kavradığını hissedebiliyordum. Kıskanç sevgilim.

Deniz Abiyi çocukluğumdan beri seviyordum çok cana yakın ve samimiydi. Otuz yaşında biri değil de on sekiz yaşında biriymiş gibi.

"İnşallah." diyerek ben de kolumu sırtına sardım.

Benden ayrıldıktan sonra Çınar ile de el sıkıştılar. Bir süre sonra dört kişi kalmıştık salonda. Benim başım Çınar'ın omzunda, abimin eli Elvina'nın omzunda... Asker arkadaşıydı sanki kız. Umarım katlanabilir Elvina.

"Kucağıma almamı ister misin bebeğim?"

Çınar'ın sessiz, sıcak ve derinden gelen sesiyle gülümsedim. Güven verişi içimi huzurla dolduruyordu.

"Gerek yok, sen de yoruldun."

Başını salladı.

Gitme vaktimiz gelmişti ama ben Çınardan ayrılmak istemiyordum bir çocuk gibi. Biraz daha beraber olsak? Her zaman beraber olsak...

ABİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin