İyi okumalar...
"Yalnız tektaş iyiymiş. Biraz küçük olsaydı izin vermezdim evlenmenize." diyen abime göz devirdim.
"Annemler ne olacak?" dediğimde huzursuzlaştığını gördüm yine.
Ama yapacak birşeyimiz yoktu. Çınar'a onlarla barışmak istemediğimi söylesem de evliliğimizde onların da rızasının olması gerektiğini söyleyip durdu.
Şimdi abimle gecenin bu saatinde bu konuyu konuşuyorduk. Yaklaşık bir saat önceki olanlar... Hayatımın en güzel gecesi olabilirdi.
İki saat önce
"Çınar durumları biliyorsun. Nasıl gider özür dilerim?""Ben dilerim. Barışmanız lazım. Kimden isteyeceğim yoksa seni?" dedi tebessümle.
"Abimden iste olmaz mı?"
Dilini damağına vurup cık sesi çıkardı.
"Anne ve baba rızası olması gerekir. Onlar seni büyüttü. Pek güzel geçmese de sende emekleri var."
Boynumu sağa yatırıp acınası gözlerle baktım ama yaptığı tek şey kaşlarını kaldırmak oldu.
"Bir gün beraber gideriz evlerine. Abin isterse gelir isterse gelmez. Hem benimle de tanışmış olurlar. Nasıl fikir?"
Bu adamın düşüncelerine hayrandım. Ya beni düşünüyordu ya da olması gerekeni... Ne yaptım da senin gibi birini buldum acaba ben?
"Anlaşacak mıyız ki? Ben ne zamandır abimde kalıyorum. Birbirimizi arayıp sormuyoruz. Eminim ki herkes herkese kin tutmuştur. Kim affedecek kim arayı bulacak?"
"Arayı bulan ben olacağım. Özür dileyen ve affeden sen."
"Ne?! Hayatta olmaz. Affetmem ki. Ölürüm yine de özür dilemem. Çınar ne dediğinin fark-
"Şşş, sakin ol. Seninle uzun uzun konuşmak lazım da hava soğuk. Yürü arabaya gidelim. Hasta olursun falan bizim isteme işi uzar." deyip sırıtarak arabanın kapısına yürüdü.
O kadar rahattı ki sanki herşeyi kafasında cevaplamış, sorununu çözmüş gibi bir hali vardı. Çınar kadar rahat olsam...
Arabaya binip kabanımı daha da sardım vücuduma.
"Bak bebeğim, aile önemli bir kavram. Biliyorum, onlara olan sevgin çok az ama bazen kendimizi bazı şeylere zorlamak gerekir ki sonunda mutlu olalım. Mesela kafe açmak için o kadar zorluklara katlandın. Belki geceleri uyumak istediğine rağmen o hiç istemediğin uykusuzluğu yaşadın ama bak sonunda mutlusun. Şimdi de ailenle barışıp sonunda mutlu olacağız tamam mı?"
Doğru söylüyordu aslında ama...
Çaresizce başımı salladım. Kaşlarım hala çatıktı. Kafamda tam olarak çözemediğim bazı konular vardı...
"Asma güzel yüzünü de gecemiz güzel geçsin. Hazır Doğu şerefsizinden izin almışken huzurumuzu bozmayalım."
Dediğine gülümseyip başımı arkaya yasladım ve ona döndürdüm. O ise kolunu kaldırıp arabayı çalıştırdı ve yan aynalardan bakarak arabayı geri sürdü.
Döndürdüğü başından gözüken boynu, direksiyonda olan güzel elleri...
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Onun kokusunu almıştım yine. Kendimi çok iyi hissediyordum onun yanında. Başımı önüme çevirdiğimde yola girmiş olduğumuzu gördüm.
"Nereye gidiyoruz?"
"Bilmem, kafeye mi gidelim restorana mı?"
"Kafeye gidelim. Hala beraber yemek yapamadık." dedim yakınırcasına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİS
Short Story"Neden söylemedin?" "Araştırdığıma ve deneyimlerime göre anksiyete bozukluğu olan insanlar psikoloğa gitmek istemiyorlar. Senin gibi normal karşılıyorlar. Sana psikoloğum dersem beni kovardın ve seni gözlemleyemezdim. Öğrenci olarak karşına çıkmamı...