16.Bölüm

144 17 0
                                    

İyi okumalar...

Gözlerimi zorlukla açtığımda o beyaz tavanla karşılaştım. Başımı hareket ettirip etrafıma baktığımda serum yemiş olduğumu gördüm. Koltukta Çınar ve abim kafa kafaya vermiş uyuyorlardı. Takım elbiselerinin ceketlerini çıkarıp ilk üç düğmesini açtıkları için nefes kesiciydiler, uyurken bile... Başımı diğer tarafa çevirdiğimde Elvina'nın da tekli koltukta uyukluyor olduğunu gördüm.

Saat kaçtı diye düşünürken önümde, duvardaki saate takıldı gözüm. Gece iki buçuk...

Ne olmuştu da burad-

Defne'nin lise üçe gittiği zaman.

Herkes çıkarken ben masama yayılmış defterlerimi anca toplayabilmiştim. Not tutmak her zaman çok önemli olmuştu benim için. Kitaptan da takip edeyim derken masam bayaa dağılıyordu.

Çantamı sırtıma takarken sınıfa birinin girdiğini hissettim. Dönüp bakmayacaktım, sonuçta arkadaşım yoktu. Tahtanın önünden kapıya ilerliyordum ki kolumu tuttu. Başımı kaldırdığımda bana iki yıldır aşık olan, son sınıfa giden Batuhan'ı gördüm.

"Biraz konuşalım mı?"

"Bırakır mısın? Rahatsız oluyorum." dedim içimdeki korkuyu yansıtmamaya çalışarak.

"Konuşmak istiyorum Defne."

"Batuhan bırak. Konuşmak istemiyorum."

Dolan gözlerimi saklamak zorundaydım. Güçsüz olduğumu görmemeliydi. Tuttuğu kolumu daha da sıkıp önüne çekti ve sarıldı. Başını boynuma gömerken ellerimle göğsünden ittirmeye çalışıyordum. Gözyaşlarım bana hiç yardımcı olmuyordu. Pislik bana dokundukça bütün gücüm çekiliyordu sanki.

"Sana düzgünce konuşalım dedim Defne. Ama şimdiki halimiz çok daha hoşuma gitti." dedikten sonra saçımı geriye çekti ve boynuma yöneldi.

Son anda dizimi kaldırıp bacaklarının arasına vurdum ve kaçtım. Saçlarımın dipleri hala acıyor, boynumdaki ıslaklık kendimden iğrenmeme sebep oluyordu.

Şimdiki zaman.

Gözyaşlarım yine akıyordu. Bu sefer daha sakin, yavaş yavaş. Gözüm koltukta uyuyan adama gitti. Hak ediyor muydum onu? O dinine bağlıydı. Günah diye sevdiği insana bile dokunmazken ben kirlenmiştim... Onu kendime bağlayıp hayatını mahvetmeyecektim. Benimle, göz yaşlarımla yaşlanmasına, ömrünün çürümesine izin vermeyecektim...

Sessiz akan gözyaşlarımla tekrar uykuya dalmayı diledim. Bu saatte kimseyi uyandırıp yine rahatsız etmek istemiyordum.

...

"Gidebilirsin, ben buradayım."

"Tamam sana emanet herhangi birşeyde ara bak."

"Tamam Doğukan, tamam."

Abimin ve Çınar'ın sesleriyle gözlerimi açtım. Abim arkasını dönmüş gidiyordu. Çınar ise bana döndü. Uyandığımı görür görmez yüzümü inceledi telaşla.

"İyi misin?"

Başımı salladım.

"Gözlerin kızarmış. Ağladın mı?"

Gece yarısı ağladığımı bilmese de olurdu. Bu sefer başımı olumsuz anlamda salladım.

"Akşam o herifi görünce neden ağladığını anlatabilir misin? Yoksa dinlenmek mi istiyorsun?"

Anlatmayacaktım. Daha fazla benle ilgilenmesini istemiyordum. Bir an önce hayatından çıkmalıydım.

"Anlatmak istemiyorum."

ABİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin