İyi okumalar...
Boy aynamda dikdörtgen yaka, omuzları çok az vodkalı, ayak bileğimin bir kaç karış üzerinde biten, etekleri pileli, düz lila elbisemin karın kısmını düzeltip tekrar kendimi inceledim. Bel kısmı daralıyor etek ksımı çok az kabarıyor oluşu baya hoşuma gitmişti. Tanışma da olsa şık görünmek istemiştim. Ne de olsa basit birşey değildi.
"Rahat ol, çok güzelsin. Kötü görünen bir yer yok merak etme. Her daim gözüm üzerinde olacak."
Yatağımın üzerinde oturan Elvina'ya döndüm. Kıvırcık, rahatça yatağıma yayılmış kapının yanındaki fotoğraflara bakıyordu. Abime baktığına adım kadar emindim.
O akşamdan sonra herkes mutlu bir şekilde evlerine dağılmıştı. Abim Elvina'nın otelde kalmasına izin vermeyip evinin anahtarını kıza vermiş, kendisi de Çınar'ın evinde kalmıştı. Burada kalmasını isterdim fakat annemin Elvina'dan haberi yoktu. Birden arkadaşımın olduğunu ve bizde kalmasını istediğimi söyleyemezdim. Neyse ki geçen üç gün içinde az da olsa Elvina'dan bahsettiğim için bu önemli akşamda beraberdik.
O geçen üç gün içinde evi temizlemiş, türlü türlü ikramlar yapmıştık annemle. Bazen Elvina da gelip yardım etmişti.
Şimdi Çınar'ları bekliyorduk. Ailecek geleceklerinden biraz heyecanlıydım. Mehmet Dede, Emine Nine...
Odamdan çıkmak da istemiyordum. Annemlerin yüzüne bakamam gibi geliyordu. Yani, o kadar da utanılacak birşey değildi ama... Hem belki anneme göre fazla süslenmişimdir. Laf edip moralimi bozacağından adım kadar emindim.
"Onlar gelene kadar odamda mı kalsam?"
"Mantıklı."
Boy aynasından son kez kendime bakıp Elvina'nın yanına oturdum. O hala abimle benim fotoğraflarıma bakıyordu.
"Çok güzel adam be." dedi hipnotize olmuş gibi fotoğraflara bakarak.
"O güzel adam kocan olacak."
Sözüm biter bitmez yüzünde sırıtış peyda oldu ve bana baktı. Gözlerindeki mutluluk görülmeye değerdi... Bu kadar çok mu seviyordu abimi?
Kapı iki kez tıklatılınca gir dedim.
Abim kapıyı sertçe açıp hızla girdi ve yine sertçe kapatıp bize döndü. Burnundan soluyordu. Yüzü kıpkırmızı, kaşları çatıktı. Şuan bize öldürecek gibi bakıyordu ve ben korkmaya başlıyordum.
"Doğukan, birşey mi oldu?"
Elvina benden önce davranıp ayaklanmıştı. Ben de yavaşça yatağımdan kalktım.
Abimin bakışlarının az da olsa yumuşadığını gördüm. Elvina'ya bakıyordu tabii.
Gözlerini sımsıkı kapatıp derin bir nefes verdi.
"Defne, Çınar'lar ne zaman gelecek? Ben dayanamam bu kadar."
"G-gelirler birazdan abi. İyi misin sen? Geç otur bir." deyip yanına adımladım. Kapıya yaslı adamın kolundan tutup yatağıma oturttum. Hemen yanına da Elvina oturmuştu.
"İyiyim. Senin için dayanacağım güzelim. Ama söyle geç kalmasınlar. Burada çok durmak istemiyorum."
Alttan bakan gözlerinde sinir hariç herşey vardı şimdi. Çaresiz, sabırsız...
"Birtanem, sadece üç saat. Belki daha da az. Hem ben varım. Bak, saçlarımı daha da uzattım sen oynarsın diye." deyip başını çok az abime uzattı.
Abim gülümseyip kafasını o kıvırcık saça daldırdı ve başının üzerini öptü.
"Daha çok uzatma. Böyle kabarık kalsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİS
Short Story"Neden söylemedin?" "Araştırdığıma ve deneyimlerime göre anksiyete bozukluğu olan insanlar psikoloğa gitmek istemiyorlar. Senin gibi normal karşılıyorlar. Sana psikoloğum dersem beni kovardın ve seni gözlemleyemezdim. Öğrenci olarak karşına çıkmamı...