5.Bölüm

423 32 2
                                    

İyi okumalar...

"Hayatını baştan sona anlat. Kendi görüşlerinle beraber." dedi masaya yaklaşıp. İşte başlıyorduk...

"Aklım başıma lisede geldi aslında. Çocukken annem ve babam her zaman kavga ediyorlardı. Babamın abime şiddet uyguladığını birçok kez gördüm. Küfür de ediyordu. Aile aile değildi yani. O zaman soğumuştum ondan. Abim başka yerlerde kalıyordu. Liseye geçince hepsinin farkına varmaya başladım. Bu olaylar olurken hiç üzülmüyordum bilmiyordum aklım nerede. Çocuğum diyeydi sanırım. Neyse. Ailemin birbirlerine tahammülü kalmamıştı. O zamanlar ikisinden de soğumuştum. Kendime kızıyordum nasıl bir nankörsün sen diye."

Gök gürlemesiyle hıçkırdım. Anlatmadan şiddetle ağlayamazdım değil mi? Yağmur damlalarının camda çıkardığı ses ile anlatmaya devam ettim.

"Arkadaşlarım benden çok daha enerjikti. Aileleriyle hiç sorun yaşamıyorlar diye düşünüyordum hep. Tek ben böyleyim diye iyice kendimi soyutladım. Ailemden uzaklaştım. Sonra tek sevdiğim abim gitti. Dayanağım yoktu artık. O zamanlar başlamıştım her gün ağlamaya sanırım. Arkadaşlarımla konuşuyordum bazen. Çok yapmacık geliyorlardı. Hep sevgili işleri konuşuyorlardı. İnsanları yargılıyorlardı birşey bilmeden. Hepsiyle bağımı kestim. Merhaba merhaba olduk. Dışarı çıkmamaya başladım. İnsanlar giyimime, yürüyüşüme, saçıma birşey diyecek diye. Zaten çıksaydım annem kafasında kurardı hep. Kimle buluşup duruyorsun derdi hiç sevgilim olmamasına rağmen. Bana nazaran arkadaşlarım o kadar rahattı ki. Benim gibi endişeleri yoktu istediklerini yapabiliyorlardı. Ben de ağlayıp duruyordum neden böyleyim diye. Derslerime çalıştım dört sene boyunca. Hayalim vardı çünkü onun için yaşadım. Üniversiteyi kazandıktan sonra annemler de benimle geldi. Herşey aynıydı anlattığım gibi."

Başımı kaldırıp cama baktığımda yağmurun şiddetlendiğini gördüm.

"Sen neden böyle olduğumu düşün. Ben iki dakikaya geliyorum." deyip masadan kalktım. Kafeden çıkıp kaldırıma bağdaş kurarak oturdum.

Başımı hafif kaldırıp yağmur damlalarının yüzüme vurmasını sağladım. Abim yokken huzur veren şeylerden biri de buydu. Şimdi abim geldi diye dostumu satmak olmazdı.

Kapı sesi geldiğinde oraya döndüm.

"Hasta olabilirsin. Kalk bence." diyen Çınar'a omuz silktim.

O da yanıma oturduğunda şaşırmıştım.

"Senin hasta olmama gibi bir özelliğin mi var? Neden oturuyorsun?" dedim ona dönüp.

"Ailenden hiç sevgi gördün mü?" dedi o da bana dönüp.

"Hayır belki de evet. Bilmiyorum belki nankör ve doyumsuzun tekiyim." dedim başımı kaldırıp gökyüzüne bakarak.

"Herhangi kötü bir söz söylüyorlar mıydı?"

"Evet."

"Ne mesela?"

"Öyle kelimelerin ağzımdan çıkmasını istemiyorum. Kimseye söylenmemeli bence. Hakaret diyeyim anla."

"Kendini çok iyi yönetmişsin Defne. Sevgi görmeyen insanlar kötü birileri oluyorlar. Sen kendini bozmamak için çaba sarf etmisşin. Yarışı sen kazanmışsın."

"Neden böyleyim anlayabildin mi?" dedim ona dönüp. Yağmur damlaları yanaklarından çenesine doğru yol izliyordu. Saçları ıslanmış, alnına düşmüştü.

"Ailen yüzünden. Çocukluktan itibaren insanlardan zarar görmüşsün. Seni onarması gereken insanlar seni yaralamış. Daha birçok şey. İnsanların kötü olduğunu kabullenmeyip, normal karşılamayıp kendini uzak tutmuşsun. Böyle yaparak yalnız kalmışsın. Kendini korumaya almışsın. Ama şimdi o korumadan çıkmanı istiyorum. İyileşmen gerek."

ABİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin