İyi okumalar...
"Ne yaptın bugün?" dedim bir yandan kucağımdaki Selim'i göğsüme yatar bir şekilde uyutmaya çalışarak.
"Bir hasta geldi onunla terapi yaptık. Dosyaları şükür bitirdim. Daha az gideceğim artık kliniğe."dedi elindeki bardağı köpükleyip tezgaha koyarken.
"Sevindim."
"Neden?"
"Yüzünü daha çok göreceğim." deyip kapalı gözlerimle gülümsedim. Sadece tabak sesleri geliyordu. Hareket etmediğinden yola çıkarak Selim'in de uyuduğunu tahmin ediyordum.
Birden sert bir şekilde kapı açıldığına hafif başımı kaldırıp o yöne baktım. Elvina ve abim ikilisini görmeyi beklemiyordum. Şaşkınca bize bakıyorlardı. Elvina'nın eli abimin kolundaydı.
"P-pardon, biz, biz dışarı çıkalım." deyip abimi arkasından sürükleyerek arka kapıdan çıktılar. Çınar ile birbirimize anlamsız baktıktan sonra başımı arkaya yaslayıp uyumaya devam edecektim ki güzel sesini duydum.
"Ben kasaya gideyim, boş kalmasın." dediğinde başımı salladım. Abimin dediği gibi, hayatım kolaylaşıyordu...
Yazardan
"Doğukan, Çınar Abi'den duydum kafan karışık ve yorgunmuşsun. Belki işinden kaynaklı ama ben yine de içinin rahat etmesini istiyorum. Aramızdaki bağ önemli değil. Sen haklıydın, zorla birşeyler olmaz. Eğer üzülüyorum diye kafana takıyorsan merak etme, ara sıra geliyor sadece aklıma." dedi duygularını gizleyip tebessüm etmeye çalışarak.
"Sevgiliyiz."
"Ne?" demesiyle Doğukan gülen yüzüyle bir adım daha yaklaştı kıza.
"Beni düşünüyorsun, iyi olmamı istiyorsun. En önemlisi de bu değil mi? Diğer insanlara karşı da iyi davrandığını tahmin ediyorum. Şimdi bana güvenip eğer kötü davranışların varsa onları da düzelteceğine söz verir misin?"
Elvina alttan baktığı kahverengi gözlerde sevgiyi hissediyordu... Başını eğip olumlu anlamda salladı.
"Teşekkür ederim." deyip elini Elvina'nın yanağına koydu ve başının üzerini öptü.
Elvina birden olan şeyle nefes almayı bıraktı. Kalbi hızla atıyordu ama nefes almıyordu. Kendine gelip nefes almaya başladı, o sıra Doğukan yanından gitmişti bile.
Defne'den devam
"Prensesim, bekleseydin bari biraz. Hemen çocuk, olmamış."
Abimin sesiyle gözlerimi açıp başımı doğrulttum. Selim uyanmasın diye yavaş yavaş hareket ediyordum.
"Abi saçmalama. Evli değiliz daha."
"Evli olacaksınız ama daha değilsiniz yani." dedi abim kaşlarını kaldırarak.
Oflayarak güldüm.
"Seviyorsun dimi bu çocuğu, melek gibi hadi evlenin."
"Evlenme teklifi yook."
"Etse kabul eder misin?" dediğinde daha geniş gülümsedim. Ah, onunla her an beraber olmak...
"Aptal, kendine gel. Biraz geniş olsam da ben de abiyim. Ver şu çocuğu da. Kucağına hiç yakışmamış." deyip uyuyan Selim'i bir anda kucağına aldı.
"Ya abi uyuyordu napıyorsun?!"
"Kendi çocuğun sanki. Elin çocuğu için bana bağırıyorsun Defne. Çok kırıldım..." deyip başını çevirdi.
"Sen de elin kızı için bağırmıştın. Ver çocuğu." deyip ayağa kalktım.
"Anne olduğuna ne kadar hırçın olursun sen kim bilir. Çınar'a söyleyeyim de seni almasın." deyip kapıya doğru ilerlediğinde ne yapacağımı şaşırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİS
Short Story"Neden söylemedin?" "Araştırdığıma ve deneyimlerime göre anksiyete bozukluğu olan insanlar psikoloğa gitmek istemiyorlar. Senin gibi normal karşılıyorlar. Sana psikoloğum dersem beni kovardın ve seni gözlemleyemezdim. Öğrenci olarak karşına çıkmamı...