27.Bölüm

187 10 0
                                    

İyi okumalar...

"Defne kalk artık. Gelecekler birazdan."

Annemin uyarı dolu sesiyle gözlerimi açtım. Nerede o abimle gözümü açtığım günler...

"Tamam kalkıyorum." dedim önümde dikilen anneme ve yatağımda oturur pozisyona geldim.

Neyse ki odamdan çıkıp kafamı toplamama müsaade etti.

İsteme gününün üzerinden bir ay geçmişti. O bir ay içerisinde annemler ile Çınar daha da samimileşmişti. Gün içinde beraber kafeyi kapatıp eve geliyor, annem ve babamla sohbet ediyorduk. Çınar büyük bir istekle gelse de ben sıkılıyordum. Beni anladığından çok da ısrar etmemişti neyse ki.

Bugün de bir ay sonra olacak nişan için alışverişe gidecektik. Çınar ve Emine Nine'yi kahvaltıya çağırmıştık. Güne sevdiğimle başlamak baya mutlu edecekti beni. Ona kahvaltı hazırlayacaktım...

Yorganı üzerimden atıp ayaklandım. Aynamda saçımı düzelttikten sonra lavaboya gidip rutin işlerimi hallettim.

Şimdi en sevdiğim, heyecanlandığım kısma gelmiştim. Kahvaltı hazırlamaya. Dünden kontrol etmiştim eksik var mı diye. Eksik de sayılmayan birkaç kahvaltılık vardı. Bugün masayı donatmak istediğimden onları da almıştım.

Hem Çınar'ı mutlu etmek hem de Emine Nine'nin benim hakkımda güzel düşünmesini istiyordum. Kötü düşündüğünü sanmıyordum zaten ama yine de...

Çay suyunu koyarak başladım. Yaklaşık bir saat sonra işim bitmişti. Hazırladığım masaya baktım. Herşey istediğim gibi olmuştu. Reçel ve domates tabakları dağınık bir şekilde duruyordu. Ortada menemen, herkesin önünde kahvaltı tabağı ve yumurtası vardı.

Eksik birşey var mı diye bakarken annem girdi içeri. Kahvaltıyı gördükten sonra kaşları kalktı.

"Onlara mı hazırlandın bu kadar? Görücü usulü de değil aslında ama göstermek istemişsin kendini."

Gözlerimi kapattım belki ortamdan soyutlanırım, onu görmem, duymam diye.

"Neyse, yoldalarmış gelirler birazdan."

Yanımdan geçip çeşmeyi açtı. Hızlı adımlarla lanet yerden çıkıp odama girdim. Kaçış yerime.

Onun yüzünden bu güzel günde sinirimi bozamazdım. Sanki annem değil de elalem gibi konuşması umrumda olmamalıydı. Bana yardım edeceği yerde laf sokması umrumda olmamalıydı.

Çınar gelecekti. Görecektim sevdiğimi. Bugün çok güzel bir gündü. Nişan alışverişim olacaktı.

Arka plana attığım şeylerin kalbimi acıtmasıyla bir iki damla yaş aktı gözlerimden. Neyse ki düşünmeyi bırakabildim ve aynaya bakmadan gardırobumun karşısında durdum.

Sürgüyü çekip lacivert bir kazak ve siyah dar pantolonumu aldım. Üzerimi değiştirdikten sonra boy aynamın karşısına geçip saçımı düzelttim. Kabarmış yerlerini taradıktan sonra elimle de şekil verdim. Yani, güzel görünüyordu.

Islak kirpiklerim hariç yüzümde de bir sorun yoktu. Gülümseyip birazdan sevdiğimin geleceğini aklıma getirdim ve multu oldum.

Odamdan çıkacaktım ki onlar gelene kadar burada beklememin daha mantıklı olduğunu düşündüm. Birşey derdi ve ben ağlardım. Sonra Çınar gelirdi ve rezil olurduk. En iyisi odamda kalmaktı.

Neyse ki yaklaşık on dakika sonra kapı çaldı. Sevinçle odamdan çıkıp yavaş olmasını umduğum adımlarla kapıya geldim.

Annem geldikten sonra açtım. Emine Nine'nin güler yüzü görünmüştü yine önce. Arkasında da o vardı.

ABİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin