Geçmişin İzi

29.8K 747 1.1K
                                    

Günışığım

Pasajın altına başlangıç tarihinizi yazın.

Yaşananlar deprem öncesi toprağın titreşimiydi.


BÖLÜM 1


İşte bunun adına mutluluk denirdi. Hayatımın en büyük şansı kaderim... Bu alyans ikimizi birbirine bağlayan yegane parçamız değil bizim kaderimizdi. Ozan ve beni birbirimize bağlayan en güzel şey... Ben alyansımla uğraşırken yanımdan hıçkırma sesi geldi. Başımı kaldırıp Ozan'a baktığımda içkisini yudumluyordu. Onu daha önce hiç içki içerken görmemiştim. Düğünümüze özel olarak içtiğini söylese de sanki fazla abartmıştı.

"Ozan daha fazla devam etmesen mi?" Üstümdeki gelinlikle burada daha fazla kalmak istemiyordum. Düğünden sonra kutlama yemeğimiz var derken aklıma böyle bir şey hiç gelmemişti.

"Aşkım eğlenmene bak."

Ozan uzanıp yanağımdan öptüğünde gülümseyerek peki, demiştim. Suyumdan bir yudum alırken arkadaşı kaldığı yerden bir şeyler anlatırken göz ucuyla kocama baktım. Ozan öylesine yakışıklı görünüyordu ki ona bakmak bile yüreğimin hoplamasına neden oluyordu. Benim onunla evlenmen bir mucize olmalıydı. Filmlerde zengin iş adamlarının hep aşağı tabakadan biriyle evlenip gerçek aşlarını bulduklarını görmüştüm de bunun başıma geleceğini hiç düşünmemiştim. Ozan şu hayattaki en büyük şansımdı.

Keşke ailemde bu düğüne karşı çıkmasaydı. Babam evlatlıktan ret etse de ben inanıyordum. Benim muştu olduğumu görünce kesin beni affedecekti. Hem beni affetmeyecek olsa düğümüze gelir miydi? Annem mutlu ol demişti. Bizim tek arzumuz senin mutluluğun demişken kendimi kötü hissetmeme hiç gerek yoktu. Hem yirmi yaşında evlenen ilk kız ben değildim. Yaş sorun olmamalıydı.

Ozan düşüncelerimi böldüğünde ceketini alıp gidelim demişti. Herkesle birlikte kalktığımızda Ozan'ın koluna girdim. Mekandan çıktığımızda geldiğimiz arabayla eve gelmiştik. Arkadaşı kapıya kadar bize eşlik ettikten sonra iyi geceler dileyerek arkadaşının arkasına vurup iyi eğlenceler demişti. Son andaki tavrı hiç hoşuma gitmese de sesimi çıkarmadım. Evimizin kapısına geldiğimizde anahtarı isteyip kapıyı güç bela açarak içeriye sokmuştum. Bunu gelinlikle yapmak o kadar güçtü ki şimdiden ölmüştüm.

Ozan salona geçip kendini koltuğa attığında elimi belime koyup nefes nefese etrafıma baktım. Neden böyle olmuştu. Ben hiçte böyle hayal etmemiştim. İçimden kahve diyerek yüzüstü yatan Ozan'ı bıkarak mutfağa geçtim. Mutfağa yabancı olduğumdan kahveyi yapmam epey uzun zamanımı almış o sırada da topukluları çıkarıp kenara atmıştım. Salona elimde kahveyle geldiğimde Ozan'ın uyuduğunu fark ettim.

"Ah Irmak, neden bu kadar içmesine izin verirsin ki?"

Kahveyi kenara bıraktığımda Ozan'ı uyandıracaktım ki telefonu çaldı. Ozan demem rağmen uyanmayınca arka cebinden telefonunu alıp ekranına bakmamla bana kal gelmişti. "Aşkım mı?" Aşkım. Telefonum çantamda olduğunu göre onu kim arıyordu. Uyuyan kocama bakarak teflonu açtım.

"Sevgilim kaç defadır arıyorum neden açmıyorsun? Karın uyudu mu?" Karın mı? Bu ses tanıdık geliyordu? "Aşkım orada mısın?" Öylesine donmuş vaziyet dururken kadın konuşmaya devam etti. "Ozan cevap ver? Yoksa seni bu gece beklememeliyim." Telefon elimden düştüğünde ses kesilmişti.

KARAN BEY ~ GünışığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin