GÜNIŞIĞIM
KARAN – IRMAK
Hayal meyal hatırladığım anılarda kaybolurken işittiğim seslerle birlikte gözlerimi açtım. Birkaç saniye nerede olduğumu anlamaya çalışırken anılar bir bir beynimde üşüşmeye başlamıştı. Belki geçmişe dair anılarımı rüyalarımda hatırlamam normalde ama şu anda bu yatakta uyuyor olmam hiçte değildi. Aniden yataktan doğrulduğumda elimi kalbime götürdüm. İçeriden sesler geldiğine göre hala buradaydılar. Zaten Karan'ın kızımı benden koparıp kaçabileceğini düşünmek bile büyük bir saçmalıktı. Yine de içimde can çekişen duygularımla hareket etmeye devam ediyordum.
Hızla odadan çıktığımda odamın kapısı açıktı. Seslerin mutfaktan geldiğini anladığımda doğruca oraya doğru yürüdüm. Mutfağın kapısına geldiğimde gördüğüm manzara karşısında kalbim sızlamıştı. Yıllardır hayal ettiğim tüm sahneler bir gece de gerçeğe dönüşmüş gibiydi. Düşlerimde olduğu gibi Karan ve kızım mutfakta bir şeyler yapıyordu.
Karan uzanıp kızımın burnundan öptüğümde boğazımda yeniden koca bir düğüm hissettim. Her şeyin bir anda değişmesi ya mucizeydi ya da rüya!
"Anne!"
Kızım bana baktığı o anda Karan da bakmıştı. "Anne bak biz sana kahvaltı hazırlıyoruz," demişti. O an da gözüm masaya gittiğinde dudaklarımı aralasam da sesimi çıkmamıştı. "Günaydın," Karan düne nazaran daha yumuşak şekilde bakarken sonunda günaydın demeyi başarmıştım.
"Selen, odana gidip hazırlanır mısın yoksa geç kalacağız."
"Evet, güzellik sen odana gidip hazırlan okuluna geç kalmayalım." Karan kızımın belinden tuttuğu gibi mutfak tezgâhından alarak havaya kaldırmış ve yanaklarından öpmüştü. Kızımı tüy gibi havalandırması hoşuma giderken onlara gıptayla bakıyordum. Her ikisinin birbirine tek gece de ısınmasını tek açıklaması kan bağı olduğu aşikârdı.
Selen'i yere bıraktığında yanımdan uçarcasına geçerek gözden kaybolmuştu. Sonunda yalnız kaldığımızda bana dik bir şekilde bakmaya devam. Soğuk mavi gözleri üşümeme neden olmuştu. Ellerimle kollarımı sardığımda gözümü ondan kaçırarak masaya baktım. "Buna hiç gerek yoktu," demiştim. Yalnızca konuşmak için konuşmak bile canımı yakıyordu. Aldığım her nefes canımı yakıyordu.
"Kızım için bir şeyler yapmak istedim. İzin almadan mutfağını kullandığım için üzgünüm." Sözleriyle bakışlarımı ona çevirmiştim. Bu da ne demek oluyordu? İzin istemekte ne demekti? Aradan yıllar geçse de ben hala benken o da hala Karan'dı. Hala delicesine sevdiğim o adamdı.
"Ben de gidip hazırlansam iyi olur..." Yeniden bakışlarımı kaçırdığımda sözleriyle durdum.
"Senden seni dilerken ciddiydim Irmak, yine, yeniden kalbini istiyorum. Beni yeniden sevmeni istiyorum. Beni severken bir aile olmayı da diliyorum."
Ne söylemem gerektiğini gerçekten bilmiyordum. Kafam öylesine allak bullaktı hala gerçek olduğuna bile inanamazken cevap veremezdim. Ona bakmaya cesaret edemezken göz ucuyla o tarafa bakarken bakışlarındaki sıcaklığını iliklerimde hissettim.
"Geç kalacağız..."
Cevap beklemesi doğru değildi. Hemen cevap veremezdim.
"Kızımı istiyorum Irmak, senin yerin her zaman kalbimde olsa kızımı yakınımda istiyorum. Kızımın varlığına doymak istiyorum."
"Sonra konuşalım mı?"
"Yalnızca şunu bil o halde. Kızımdan artık ayrılamam. Seninle ya da sensiz kızımdan ayrılmayacağım. Gerekirse bu şehirden yeni bir ev alır..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAN BEY ~ Günışığım
ChickLitBir yabancıya aşık olup biz olmak o kadar zor mu? #Irmak Düzenin birazcık değiştirilmeye yeltenildiğini sezince harekete geçerim. #KaranAlakurt Kitap şarkısı: Mert Fırat - Aç kapıyı gir içeri