Sona doğru
KARAN - IRMAK
Acıtmaz sanmıştım bir insanın dokunduğu her yer acıtmaz sanmıştım. Ama acıtıyor ruhuma dokunuşun bile canımı yakıyor
"Hani kendimi tutayım diyorum ama olmuyor. Bu adam harbi kalan odunu! Onu geçtim bu adam klişelerin adamı Irmak. Sözlere bak. Ben senin kadim dostunum da bir ihtiyacın olursa bana koş. Ben olsam var ya tek kalemde silerdim. Boş versene kızım sana adam mı yok."
"Dedi bin bir kere aşkı yaşamış biricik arkadaşım."
Ona gözlerimi devirdiğimde durup kolumdan tutmuştu. Kendiyle birlikte beni de durdururken ona gözlerimi devirmiştim. Aşkı küçümseyen insanlardan ciddi anlamda haz etmiyordum. Onlara göre davulun sesi uzaktan pek bir hoş geliyordu ama hiçte öyle değildi. Ben onu düşünmeden tek bir an bile geçiremiyordum.
"Kızım madem seviyorsun git adam seni seviyorum de. Böyle olmaz."
Oflayarak yoluma devam etmiştim. Sanki bilmiyormuş gibi boş boş konuşuyordu. Adam beni istemiyordu işte kendimi ona zorla mı yamayacaktım. Adam ciddi bir ilişki istemiyor. "Aşk acısı zamanla azalırmış tamam mı? Zamanla hafifleyecektir. Bu yüzden üstüme gelmek yerine bana destek ver."
"Valla vermeyi çok isterdim ama bizimkilere sözüm var. Biraz daha geç kalırsam başımı şişirecekler bu yüzden yol yakınken ayrılalım." Durup arkama döndüğümde peki, demiştim. Madem işi vardı gidebilirdi.
"Git gitmesine de dikkat et, öyle internet ortamına tanıştığın adamlardan hayır gelmez."
"Tamam anneciğim, dikkat edeceğim." Bana avuçiçi öpücük gönderirken bende elimi çıkarıp sallamıştım ama o kadar soğuktu ki hemen elimi cebime soktum. Ondan ayrıldıktan bir süre sonra birkaç yere uğrayarak ihtiyacım olan birkaç şey aldım.
Yolun devamında hediyelik dükkan gördüğümde aklıma annem gelmişti. Onun için birkaç şey alabilirdim. Doğrudan oraya gittiğimde hala annemlere bir şeyler söyleyemediğime de inanamıyordum. Bu konu uzadıkça uzuyordu. Elbet bir gün diyerek birkaç bibloyu incelemeye devam ettim. Bir ara birinin beni gözetlediğini hissederek başımı aniden kaldırmıştım ki kimseleri göremedim. Yollarda insanlar vardı ama herkes kendi aleminde takılıyordu.
Kısa bir an etrafıma göz attıktan sonra yeniden önüme döndüm ama içime bir kez kuşku düşmüştü. Kalbim de hızla atmaya başladığından doğru düzgün hiçbir şeye bakamadım. Sonunda almaktan vazgeçerek kolay gelsin, diyerek oradan uzlaşmaya başladım. Emin adımlarla insanları arasından yürürken herkes sanki bana bakıyor gibiydi. İçimde her an biraz daha büyüyen kuşkuyla birlikte yoluma devam ettim.
İnsan kalabalığını biraz daha aşarken aniden önümü biri kesti. Ne olduğunu anlamada kaşlarımı çatıp karşımdaki kadına baktım. Bana delirmişcesine morarmış gözleriyle bakarken ürpermiştim.Bana hafif şekilde başını eğip deli gibi bakarken tımarhane kaçkını gibi görünüyordu. Onun deli bakışlarının altında tanıdık bir yüz gördüğümde ağzım açık kalmıştı. Az önce üşüyen ben artık yanıyordum.
"Sensin. Tanıdım seni. Sensin. O sensin değil mi? O gün oradaki kadın sendin. Bir tek ben değildim. Orada sen de vardın. Yalnız değildim. Benimle birlikte sende vardın. Biliyorum o sendin. Tanıdım seni. Seni görünce hemen tanıdım. O sendin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAN BEY ~ Günışığım
ChickLitBir yabancıya aşık olup biz olmak o kadar zor mu? #Irmak Düzenin birazcık değiştirilmeye yeltenildiğini sezince harekete geçerim. #KaranAlakurt Kitap şarkısı: Mert Fırat - Aç kapıyı gir içeri