GÜNIŞIĞIM
KARAN – IRMAK
GELGİT AŞK
BAZEN GİTMEK GEREKİR, TEKRAR DÖNEBİLMEK İÇİN
Şaka gibi ama gerçek!
Gerçekten de bunu söylemişti. Hala nasıl cür'et ettiğini de bir türlü anlayamıyordum. Ona yüzük takmayı teklif eden benken 'zaten çıkarmaya pek bir heveslisin' demişti. Ben bunca gün yüzüğü parmağımda tutalım ama sen elin kızlarıyla gez dur. Yüzük çıkarma sırası bana gelince de aman Irmak sende çok heveslisin de dur.
Yok, yok! Çıldırmamak içten bile değil. Bu adam beni kesinlikle sınıyor. Sabrımı sınamasa asla bu tarz konuşmalara yapmaz. Elbette yapmaz. "Ne o maydanozlar kraliçesine mi baş mı kaldırdı?"
"Ne?"
"Diyorum onlarla savaşmayı bırak yenilecek bir yanları kalmadı." Ne dediğini anladığımda maydanozların hali perişan görünüyordu. Biraz sinirimi onlardan çıkarmak pekte doğru olmamıştı. "Yine aklında o mu var?" Ne münasebet onu hiçte aklımın kıyılarından geçirmiyorum.
"Karan mı?"
"Başka kim var ki aklında zaten. Hadi çokta oyalanma yazık bizimkisi içeride bir başına kaldı."
"Tamam, sen git ben salatayı hemen getiriyorum." Sümeyye umarım, dediğinde salata yenilecek durumda diye mi bakmıştım. İyi kötü yenileceği kanaatine vardığımda zil çalmıştı. Yoksa Sümeyye yine birilerini mi çağırmıştı. Bana yalnızca dünkü tayfa yine devam demişti. O da dün Hüseyin'e çok ayıp olduğu içindi.
Salatayla beraber mutfaktan çıktığımda kapıda Sümeyye'yi gördüm. "Kim gelmiş?" demeye kalmadan Sümeyye kapıyı sonuna kadar açarak "Karan Bey gelmiş, bende tam yemeğe davet edecektim." Karan ile göz göze geldiğim sırada salondan da Hüseyin çıkmıştı.
"Neden hala gelmiyorsunuz açlıktan ölmek üzereyim." Hüseyin önce bana sonra da kapıya doğru bakmıştı. "Karan neden kapıda duruyorsun, gelsene içeriye kızlar efsane yemekler hazırlamış." Hüseyin ayrıldığımızı bilmiyormuş gibi o da içeriye davet etmişti. Karan da hala orada durmuş onay bekler gibi bana bakıyordu.
"Şey gelsene içeriye kapıda durma." Ne diyeceğimi bilmeden konuşurken Sümeyye kolundan tutarak içeriye çekti. "Hadi ama içerisi buz kesti." Karan kendini içeri de bulduğunda ben yalnızca dese de cümlenin devamı getirememişti.
"Irmak ben bir servis tabağı daha çıkarıyorum."
"Tamam," dediğimde Karan salataya bakmıştı. "Bir şey mi söyleyeceksin?" Neden öyle baktığını anlayamazken gözünün yüzüklerime gittiğini fark ettim. Karan toparlanarak "Dışarıdan bir ses duydum. Sizden mi geliyor diye merak etmiştim." Açıklaması bu muydu?
"Anladım, geçelim mi içeriye?"
Karan başını sallayarak önümden geçtiğinde arkasından baka kalmıştım. Neden durup dururken gelmişti? Ses çıkardığımızı da hiç hatırlamıyorum. "Baksana." Sümeyye yanıma geldiğinde evet, demiştim. "Bence var ya kesin seni kontrole geldi. Bak kesin." Kontrol mü? Karan mı? Neden böyle bir ihtiyaç duysun?
"Dün kavga ettik diyorum sırf..."
"Kızlar hadi ama..."
"Geldik..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAN BEY ~ Günışığım
ChickLitBir yabancıya aşık olup biz olmak o kadar zor mu? #Irmak Düzenin birazcık değiştirilmeye yeltenildiğini sezince harekete geçerim. #KaranAlakurt Kitap şarkısı: Mert Fırat - Aç kapıyı gir içeri