Acıtıyor yaralarımız tam da kapandığı dediğimiz o anlarda
"Kızım sende Karan oğlumla birlikte geri dönecek misin?"
Dönmek mi? Babama baktığımda gayet ciddi bir şekilde sorduğunu anlamıştım. Masada ki tüm gözler bana dönmüşken köşeye sıkıştığımı hissediyordum. Henüz tam kararımı yeni vermişken soru nedense ani gelmişti. Benden cevap gelmeyince yanımda oturan Karan hareketlenerek benden önce konuşmaya başladı.
"Ben bu gece yola çıkmayı düşünüyorum. Henüz Irmak gitmeye hazır olmayabilir."
"Yarın Pazar kızım. Şimdiden yola çıkarsanız sana dinlenmek için bir gün kalacaktır."
"Hanım zorlama belki kızımız bizimle bir gün daha kalmak istiyordur, ben merak ettiğim için sormuştum."
"Abla gidersen ne zaman geri dönersin. Yahut ben ara tatilde yanına gelebilir miyim?"
"biz olmadan sen hiçbir yere gidemezsin. Üstelik kızımı da raht bırakın kararını kendi versin."
"Eğer babamda izin verirse bu gece Karan ile dönmek istiyorum. Annemin söylediği gibi yarın dinlemiş olurum." Aslında gitmek gibi bir düşünsem olmasa da sonsuza kadar burada kalamazdım. Bana birkaç gün çok bile gelmişti. Kesinlikle ev hayatı bana göre değildi.
"Elbette gidebilirsin kızım, Karan'a güvenmesem seni hiç vermezdik değil mi?"
"O halde ben size yolluk bir şeyler hazırlarım. Yolunuz uzun." Çoktan yolculuk hazırlıkları konuşmaya başlarken babam Karan'a giderken hangi yollardan giderse kestirme olacağını söylüyordu. Karanlıkta tenha olmayan yolları seçmesi konusunda da ısrarcıydı. Bende o sırada kardeşime yanıma gelebileceğini söylemiştim. Böylelikle kendimi yalnız hissetmeyecektim. Karan'dan ayrıldıktan sonra çok boşluk hissedeceğimi biliyordum.
Karan henüz bir şey demese de kesinlikle dönüşte olanları anlatacaktım. Üstelik ben artık öpüşme meselesini de takmıyordum. Ben ona olan sevgim tamdı. Ona aşık olduğumu biliyordum. Yalnızca sorun oydu. Beni sevdiğini tüm kalbimle bilsem de kesinlikle aşık değildi. Olsaydı bir şekilde söylerdi. Bu sahte yüzüklerden döner dönmez kurtulacaktım. Evet, kurtulmalıydım. Artık oyun oynamaya katlanamıyordum. Karan ya her şeyiyle benim olurdu ya da hiçbir şeyim olmazdı.
Annem yol hazırlıklarına başlarken kardeşimle ben de masayı toplamasına yardım ettik. Babamla Karan'a kahvelerini ikram ederken keşke demekten kendimi alıkoyamasam da yapacak bir şeyim kalmamıştım. Ondan ayrılacak olmam acı verse de böylesi daha çok canımı yakıyordu. Ona her geçen gün daha çok alışıp daha çok bağlanıyordum. Babam duysa kesin canıma okurdu.
"Kızım gidip hazırlan, biraz daha geç kalırsanız iyi olmaz."
"Tamam, ben gidip toparlanıyorum." İkisini yalnız bırakırken Karan gözlerini dikmiş beni süzüyordu. Kapıdan çıkana kadar gözlerini üstümde hissetmiştim. "Irmak götürmek istediğin bir şeyler var mı?" Mutfak kapısında durup düşündüm. Aklıma gelen birkaç şeyi sıralarken kardeşim yanımda bitmişti. "Abla düşünüyorum da sen gittiğinde odan çok boş kalacak acaba diyorum..."
"Efe yok dedim sana, hemen babanların yanında git. Misafirimizin bir istediği var mı sor."
"Anne ya sen benim düşmanımsın bazen hiç anlamıyorum."
"Bak ya annesiyle nasıl konuşuyor. Hemen kaybol." Kardeşime göz kırptığımda omuz silkerek salona doğru yürüdü. "Büyüdükçe istedikleri daha çok artıyor, erkek çocuğuyla baş etmek daha zor kuzum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAN BEY ~ Günışığım
ChickLitBir yabancıya aşık olup biz olmak o kadar zor mu? #Irmak Düzenin birazcık değiştirilmeye yeltenildiğini sezince harekete geçerim. #KaranAlakurt Kitap şarkısı: Mert Fırat - Aç kapıyı gir içeri