Davetsiz

16.8K 926 1K
                                    

ALTI YIL ÖNCE – ŞIRNAK

KARAN – IRMAK

"Yine mi sen?"

"Sana, senden vazgeçmeyeceğim demiştim Irmak, bunları söylerken yalan söylemiyorum."

"Bir insana yalan bir kez söylenir Ozan, bir insan yalanlara yalnızca bir kez aldanır. Lütfen şimdi karşımdan çekil evime gitmek istiyorum."

Ondan kurtulmak adına yan tarafa kaydığımda önümü kesmişti. Dün zaten olabildiğince zihnimi meşgul etmişken bir kez daha onunla uğraşmak istemiyordum. "Bana bir şans daha vermen çok mu zor? Yeniden ter tertemiz bir sayfa açamaz mıyız?" Benimle dalga mı geçiyordu. Hala onu hayatımda yaptığım en büyü pişmanlık olarak görürken şimdi hangi yüzle bunları söyleyebiliyordu anlamıyordum.

"Kısa ve öz olacağım Ozan, seni sevmiyorum. Sevmediğim gibi hayatımın herhangi bir köşesinde de görmek istemiyorum."

"Ben ciddiyim Irmak, ben seninle bir gelecek kurmak istiyorum. Seninle evlenmek, hayatımın geri kalanını seninle geçirmek istiyorum. İzin ver seni bu cehennemden kurtarayım. İzin ver."

"İstemiyorum diyorum, acaba neresini anlamıyorsun. Seni..." derken arabanın yaklaştığını gördüm. Bu Karan'ın arabasıydı. Apartmanın önünde dururken Ozan da arkasına bakıp yeniden bana döndü. "Kim o?" Ona baktığımda sana ne demek istemiştim. Sana ne? "Seni alakadar eden biri değil şimdi izin verirsen gideceğim."

Yanından geçeceğim sırada kolumdan tutarak gitmeme izin vermedi. "Henüz konuşmamız sona ermemişken bir yere gidemezsin." Ozan zorlarken Karan çoktan arabasından inmişti. Onu iş kıyafetliyle gördüğümde nerden bilebilirdim ki bu o kıyafetler içinde son görüşüm olduğunu...

"Bir sorun mu var?"

Karan yanımıza doğru gelirken kolumu ondan kurtararak geri çekilmiştim. İkisi aynı görüş alanıma girdiğinde acaba bu adamın neyini sevdim diye düşünmeden edemedim. Ergenlik dönemlerime denk gelmiş olmalıydı ki kesinlikle tipim falan değildi.

"Seni alakadar eden bir şey yok arkadaşım sen kendi yoluna bak."

"Söz konusu Irmak ise ben bir hayli alakadar eder dostum, şimdi bana neler olduğunu söyler misin Irmak?" Buyur buradan yak diye düşünürken iç çekip çantama daha sıkı sarıldım. Manzaramız tam da dedikodu malzemelerine taş çıkarak şekildeydi.

"Ben Irmak'ın eski kocasıyım. Sen neyisin?"

Karan bana bakarken kocası mı diye ağzında gevelemişti. Galiba bir yerlerde ona eskiden evlendiğimi söylemeyi atlamış olmalıydım. "Evet, kocası. Şimdi işine gücüne bak. Aramızda özel bir şeyler konuşuyoruz, değil mi Irmak?" Neden böylesine saçma bir muhabbetin içine düşmüştüm ki?

"Bir günlük! Ozan yalnızca bir günlük kocamdı. Onunla yirmi dört saat geçmeden ayrıldık çünkü Ozan beni ilk günden aldattı. Değil mi Ozan? Aramızdaki özel konuşmalar bundan ibaret?" Karşımda pişkince konuşması sinirimi bozmuştu. Ozan yakınlaşıp kolumdan tutacağı sırada Karan araya girerek geri bas, demişti.

"Ayağını denk alsan iyi olur dostum, aksi halde canını sıkmak zorunda kalırım.

"Sana ne lan, sana ne? Sen kimsin ki aramıza girmeye kalkışıyorsun? Söyle kim?"

Ozan haddini aşarak bu defa Karan'ın üstüne yürüdüğünde Karan ani bir hamleyle kafa atmıştı. Ozan'ın inleyerek geri çekildiği gördüğüm o an sıçrayarak araya girsem de Ozan iki büklüm eliyle yüzünü tutar hale gelmişti.

KARAN BEY ~ GünışığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin