not: hikaye yarim biraklidi, bunu bilerek oku lutfen
"Gücün nedir cici kız, insanları sevgiye mi boğuyorsun?"
"İnsanları tek bakışımla boğmayı tercih ediyorum. Deneyelim ister misin?"
"Belki daha sonra."
Diego: Kahretsin daha önce gelmeliydik! O orospu çocuğunu bulduğum an geberteceğim.
Leonard: Tabi o seni bulmazsa.
Diego hemen arkasını döndü ve bıçaklarından birini Leonard'a savurdu. Tam isabet! Gerizekalının boynuna saplanmıştı, anında yer düştü ve boynunu tuttu. Diego yanına eğilip saçından tuttuğunda telefonunu açıp video çekmeye başladı.
Diego: Ne yaptın ona?
Leonard: Biraz eğlendik, o kadar.
Yüzüne bir yumruk attı.
Diego: Maymun yüzünün dağılmasını istemiyorsan- ki dağılmış yüzün bile şimdiki halinden güzeldir ne yaptığını söyle!
Leonard: Vanya'nın sana yaptığını yaptım işte kör müsün?
Diego: Nasıl yaptın lan piç!
Leonard: Vanya'nın güçlerini aldım. Ama nasıl aldığımı sorma, inan ben de bilmiyorum.
Diego: Sikeyim.
Leonard'ı saçından çeke çeke Five'ın yanına getirdi ve Five'ın yanına çöktü.
Diego: Five. Hey Five.
Klaus: Bak şuan uyandı Diego görüyor musun-
Five yavaşça gözlerini açtığında Klaus'un yüzünü görmeliydiniz. Göt gibi kalmıştı salak.
Diego: İyi misin kardeşim?
Five: Diego. O şerefsizi bırakma.
Diego'nun arkaya dönmeye fırsatı kalmadan Leonard ışınlanıp gitmişti. Ne?! Evet cidden Leonard ışınlanıp gitmişti.
Diego: Siktir.
Five: G-gidin. Kıyamete sebep olan kişi o. Adı Leonard değil, Harold Jenkins.
Zoey: Five iyi değilsin.
Five: Gidin dedim. Ben bir yolunu bulurum.
Zoey: Five saçmalıyorsun.
Five: Zoey gidin! Hadi Diego!
Diego elimi tuttu ve beni kaldırdı.
Zoey: Ne?! Gidiyor muyuz?!
Diego: Zoey.
Five: Tek başına halledemez Zoey, hadi.
Klaus: Ben! Ben Diego'yla gideyim Zoey Five'ın yanında kalsın!
Diego: Tamam hadi. Zoey Luther'ı ara sizi alsın.
Zoey: Tamam.
Diego gittiğinde hızla Luther'ı aradım.
Zoey: Luther ne yapıyorsan hemen bırak ve attığım konuma gel.
Luther: Zoey çok önemli bi görevdeyiz, zaten hiçbiriniz ortalıkta yoksunuz.
Zoey: Luther Five-
Ne?! Konuşmama izin vermeden yüzüme kapatmıştı. Tekrar aradığımda telefonu kapalıydı. Tanrım! Onu gördüğüm ilk yerde o aptal yüzüne baka baka söveceğim. Allison'un numarasını çevirip onu aradım. Gerçekten mi?! Onun da telefonu kapalıydı. Five'ın yanına yaklaştım.
Zoey: Five ben.. Özür dilerim, Allison da Luther da telefonlarını kapatmış.
Sinirden gözlerimden yaşlar akıyordu.
Zoey: Özür dilerim..
Five: Z-Zoey. İyi olacağım. İyi olacağım, ağlama.
Zoey: Yarana bakabilir miyim?
Kafasını salladı. Gömleğinin düğmelerini açtım, önceki yarası kanıyordu ve göğsünde uzun bir kesik vardı.
Zoey: Five..
Ellerim titreye titreye düğmeleri tekrar kapattım.
Zoey: Kalkabilir misin?
Yerden destek alıp doğrulmaya çalıştı ama imkanı yok kalkamıyordu.
Zoey: Tamam, tamam zorlama kendini.
Ne yapacağımı hiç bilmiyordum.
Zoey: Five, dayanabilirsin değil mi? Nolur dayan.
Elini tuttum.
Zoey: Çok canın yanıyor. Keşke yapabileceğim bir şey olsa Five.
Five: Yapabileceğin bir şey var Zoey. Ağlama, lütfen.
Ağlıyor muydum? Farkında bile değildim, psikolojim gerçekten berbat olmuştu. Elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim, Five'ın gözleri gittikçe kapanıyordu.
Zoey: Five lütfen dayan, lütfen.
Telefonum çalmaya başladı.
Zoey: Diego arıyor!
Hemen telefonu açtım.
Diego: Zoey bu şerefsizi eve getirdik siz neredesiniz?
Zoey: Diego..
Bu sefer de mutluluktan ağlıyordum.
Zoey: Diego, aman tanrım! Luther görevde olduğu için bizi almaya gelmedi, Five çok kötü hemen gel lütfen.
Diego: Tamam Zoey, kıpırdamayın bir yere geliyorum.
Telefonu kapattığında Five'a döndüm.
Zoey: Tamam Five, geliyor Diego şimdi. Kurtulacaksın... Five? Five!? Five hayır az kaldı uyan! Five! Kahretsin uyan Five! Luther senin ağzına sıçacağım gerizekalı!
Hafifçe yüzüne vurdum.
Zoey: Five.. . . oy ve yorum yapmayı unutmayın
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
