Harry'nin kafasını yavaşça yere bırakıp ayağa kalktım ve düşünmeden belimden silahımı çıkarıp içindeki mermi bitene kadar Tyler'a ateş ettim.
Zoey: Five. Five ne yapıyorsun?
Gözlerim ona döndü, devam etti.
Zoey: Bunu yapmak zorunda mıydın?
Five: Ne saçmalıyorsun Zoey?
Dik dik bana baktı ve Tyler'ın yanına çöktü, nabzını kontrol etti.
Zoey: Ölmüş.
Kafasını yere eğip eliyle yüzünü kapattı. Onun için ağlayacak mıydı?
Ağladı.
Kimseyle uğraşacak halim kalmamıştı. Harry'nin yanına dönüp onu kucağıma aldım ve kaldığı odaya ışınlandım. Onu yatağa bırakırken koridorda Diego'nun Tyler'ı odasına taşıdığını gördüm. Onlara aldırış etmeden kapıyı kapattım ve yatağın yanına çöktüm.
Alnımı elinin üzerine koydum ve öylece bekledim.
Five: Özür dilerim, kardeşim.
Kafamı cama çevirip bu sefer de yanağımı eline yasladım ve dışarıyı izlemeye başladım.
Havanın zifiri karanlık oluşunu, yavaş yavaş açılışını, güneşin doğuşunu ve tepeye çıkmasını görecek kadar fazla orda kaldıktan sonra kapının açılmasıyla kendime geldim.
Diego: Kusura bakma, burda olduğunu bilmiyordum.
Kafamı kaldırmadım. Arkamdan gelip önüme geçti ve karşımdaki duvara yaslanarak oturdu.
Diego: İyi misin demek istemiyorum ama, iyi misin Five?
Gözlerimi pencereden ona çevirdim.
Five: Konuşmak istemiyorum Diego.
Diego: Peki,
Kollarını açtı.
Diego: Sarılmak ister misin?
Uzun uzun ona ve açık kollarına baktım.
Diego: İhtiyacın olduğunu biliyorum, herkesin ihtiyacı olur. Az önce Zoey kollarımda üç saat kadar ağladı. Hadi Five.
Ben hareketlenmeyince o yanıma yanaştı ve kollarını bana sardı. Yan şekilde göğsüne düşen basım omzundaki ıslaklığı görmemi sağlamıştı. Zoey'nin göz yaşları.
Bu beni üzmekten çok sinirlendiriyordu. O adam için ağlaması çok saçma ve gereksiz.
Bir süre öyle kaldıktan sonra sarılmanın gerçekten iyi geldiğini fark ettim. Diego tek kelime etmemiş öylece beklemişti. Daha da bekleyecekti sanırım.
Five: Diego.
'hm' dedi devam etmemi belirtmek için.
Five: Sağol kardeşim.
Diego: Önemi yok Five, ailem için yapıyorum.
2 gün sonra
Sabah kalkıp mutfağa su içmeye indiğimde Zoey'nin de orada olduğunu gördüm. O günden sonra hiç konuşmamıştık. Su içerken bana döndü. Gözlerinin kırmızıyla parladığını ve bir saniyenin altında nefesimin kesildiğini hissettim.
Five: Sizin ailede genetik herhalde bizim aileyi öldürmek.
Zoey: Sana hâlâ sinirliyim Five, bir anda kontrol edemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝖉𝖆𝖗𝖑𝖎𝖓𝖌 5&8
Fanfictionnot: hikaye yarim biraklidi, bunu bilerek oku lutfen "Gücün nedir cici kız, insanları sevgiye mi boğuyorsun?" "İnsanları tek bakışımla boğmayı tercih ediyorum. Deneyelim ister misin?" "Belki daha sonra."