5.2

526 38 54
                                    

Zoey: Five.

Gözlerini zar zor yarım açtığında elimdeki mektubu sallayıp ona gösterdim.

Zoey: Sanırım bi sorunumuz var.

Five: Nedir?

Ona söylemenin ne kadar doğru olduğunu kendi kafamda tartıyordum.

Five: Zoey.

Zoey: He şey.. Reginald. Bize ve akademiye bir görev göndermiş. Sanırım gerçekten bize ihtiyacı olan birileri var.

Five: O zaman gidelim.

Zoey: Biz düşündük ki sen ve Klaus burda kalın. İyi değilsin, Klaus da güçlerini henüz kontrol edemediği için gelmek istemiyor.

Five: İyiyim Zoey. Klaus kalabilir ama ben geleceğim.

Zoey: Five.

....

Tabii ki onu ikna edememiştim ve bizimle göreve gelmişti. Şuan karşımda bi adamı yakıp küllerini etrafa dağıtmakla meşguldü.

Zoey: Five! İhtiyacın olduğunda burdayım, unutma!

Bana bakarken o asabi katil sıfatından çıkıp çocuk gibi gülümsedi ve bir öpücük gönderdi. Hafifçe tebessüm edip koşarak yukarı kata çıktım. Allison burayı halletmişti. Yukarı kata çıktığımda Luther son adamın boynunu kırıp bana gülümsedi.

Evet, Luther bana gülümsedi.

Son olarak çatıya çıktım, Diego aynı anda iki kişiyle uğraşıyordu. Ona yardım edip birisini üzerinden çekip aldığım sırada duyduğum ışınlanma sesiyle arkamı döndüm. Onunla birlikte oldukça cüsseli bir adam da yanımıza ışınlanmıştı.

Five: Zoey yardım-

Five'ın halsizce kurduğu cümlesini bölen üzerindeki adamın onu çenesinden tutup aşağı itmeye çalışması olmuştu.

Uğraştığım salağı aşağı itip ona gideceğim sırada Diego'ya döndüm. Yüzü kan içindeydi ve bizi duyduğunu sanmıyordum.

İşte o an bedenimin ikiye ayrılıp ikisini de kurtarması için bir mucize bekledim. Bir yanda aşağı düşmesine ramak kalmış Five, bir yanda da yaşadığından bile emin olmadığım Diego..

Five'a dönüp koşmaya başlayacağım sırada ayaklarım ciddi anlamda bana ihanet etti ve kendimi Diego'nun yanında buldum. Üzerindeki adamın yüzünü kendime çevirdiğim sırada Five'ın kısık çığlığı kulaklarımı doldurmuştu. Karşımdaki adam yere yığılıp kaldığında arkamı dönmeye cesaretim yoktu. Adi ayaklarım da aynı şekilde donmuştu. Omzumun üzerinden o tarafa baktım. İkisi de yoktu.

Tanrım, sen Five'ı koru.

Sonunda kendime gelip çatının kenarına koştum. Aşağı baktığımda gördüğüm manzara mideme kramplar girmesine sebep olmuştu. İkisi yan yanaydı ve yer ciddi anlamda kan gölüne dönmüştü. Koşarak aşağı inerken Allison'a Diego'nun yanına gitmesini söylediğim sırada Luther ne olduğunu çözmek istercesine peşime takılmıştı.

🤠

𝖉𝖆𝖗𝖑𝖎𝖓𝖌 5&8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin