𝖉𝖆𝖗𝖑𝖎𝖓𝖌 5&8

4.0

Zoey: Five.

Five: Güzelim?

Zoey: Bitti.

Five: Ne bitti?

Zoey: Artık seni sevmiyorum.

Five: Ne?

Zoey: Henry'yi seviyorum.

Five: Zoey. Ne saçmalıyorsun birtanem?

Ayağa kalktım ve elimi anlına koydum.

Five: Ateşin mi var senin? Hasta mısın?

Elimi yüzünden sertçe ittiğinde birkaç adım geriledim.

Five: Zoey.

Zoey: Seni sevmiyorum Five Hargreeves.

Arkasını dönüp gittiğinde peşinden koştum.

Five: Zoey bekle! Benden böylece ayrılamazsın!

Yanına ışınlandım ve kolundan tuttum.

Five: Zoey.

Zoey: Bırak kolumu Five, yoksa senin için hiç iyi olmaz!

Five: Zoey, ne değişti bir anda? Seni kırdım mı? Özür dilerim.

Elini tuttuğumda bana döndü ve kırmızı gözlerini gördüğüm gibi nefesim kesildi.

Five: Z-Zoey.

Yere düştüğüm sırada arkasına bile bakmadan yanımdan geçip gitti.

Five: Z-Zo-Zo-ey.

Zoey: Five!

Yüzüme geçirilen tokatla gözlerimi açtım.

Zoey Hargreeves'in anlatımı

Gözlerini açıp nefes nefese öksürmeye başladığında geri çekildim.

Zoey: Five.

Omzundan tutup doğrulmasına yardım ederken eli boğazındaydı.

Zoey: İyi misin?

Birkaç dakika sonra kendini toparladığında dizlerini kendine çekti ve kafasını hafif eğip tek eliyle saçlarını karıştırdı.

Five: Sanırım deliriyorum.

Yanına oturduğumda benim Five'a seslenmelerimi duyup gelen Diego da birkaç adım atıp duvara yaslandı.

Zoey: Anlat Five. Ne gördün?

Kafasını iki yana salladı ve ışınlanıp gitti.

Diego: Gerçekten deliriyor olma ihtimali?

Diego'ya döndüm, yüzümdeki ciddi tavırı görünce boğazını temizleyip dikleşti.

Diego: Sanırım bu ihtimali bizim bulmamız lazım.

Five Hargreeves'in anlatımı

Five: Kâbus olamayacak kadar gerçekti.

Henry: Çünkü kâbus değildi seni aptal!

Sinirle kafamı kaldırdım ve onu yakalarından tutup duvara fırlattım.

Five: Neydi lan!? Neydi, söylesene o zaman piç!

Ayağa kalktı ve dibime kadar geldi.

Henry: Bir çeşit paralel evren. Zoey'nin beni sevdiği, senden düşmanıycasına nefret ettiği bir evren.

Five: Nasıl yaptın?

Cevap vermeyip güldüğünde yüzüne sert bir yumruk attım.

Five: Nasıl yaptın!?

Henry: Ben şifacıyım. İstediğim her şeyin iksirini yapabilirim.

Five: Nasıl düzelteceğim!?

Henry: Bunu sadece ben düzeltebilirim.

Five: Düzelt o zaman!

Güldü. Çakan şimşekle arkadaki duvara sertçe çarptı ve yere düştü.

Henry: T-tamam. Tamam dur. Yeni bir iksir hazırlmamam lazım. Ama zaman gerekli.

Five: Doğru iksiri yaptığını nerden bileceğim?

Henry: Zoey. Zoey'yi yanında getir, aklımı okusun.

Five: Onu senin yanına getireceğimi mi sanıyorsun?

Henry: O zaman diğer evrende beni yenip bu üç kelimeyi bana söyletmelisin.

Elindeki kâğıdı bana uzattı. Üzerinde "kıyamet, yalnızlık, ölüm" yazıyordu. Yüzünde yine alaycı bir gülüş belirirken yüzüne attığım yumruk dudağının patlamasına sebep olmuştu. Işınlanıp eve döndüğümde kahvaltı yapıyorlardı. Zoey'nin yanına oturdum ve yanağına bir öpücük bırakıp düşünmeye başladım.

Klaus: Kahvaltını yapsana Five.

Five: Aç değilim.

Diego: Ne oluyor Five?

Derin bir nefes aldım ve ayağa kalktım.

Five: Bir şey olduğu yok, devam edin.

Odama ışınlandım. Uyumaya çalışacak ve onu yenecektim. Gözlerimi kapattım ve odaklandım.

-
Henry: Beni yenemezsin!

Five: Seni s-

Zoey: Ne oluyor burda!?

Five: Söyle! Kıyamet! Yalnızlık! Ölüm! Söyle lan! Söyle!

Aptal aptal gülerken Zoey beni onun üzerinden çekmeye çalışıyordu.

Zoey: Sevgilimin üzerinden çekil seni aptal!

Five: Söyle!

Yüzüne bir yumruk attığım sırada sertçe çekilip yere düştüm. Aynı anda Henry'nin üzerime gelip beni yumruklaması bir olmuştu.

Henry: Biliyor musun Five? Zoey de tam senin için gelmişti.

Söylediği şeyle Zoey'ye döndüm. Elindeki jiletle bana yaklaştı ve yüzümün dibine geldi. Jiletin bıçağını yanaklarımda gezdirirken birkaç damla kanın boynuma doğru aktığını hissediyordum.

Henry: Ne yazık. Artık yakışıklı olamayacaksın. Güzel yüzünü mahvedeceğiz. 

Five: Söyleyecek misin?

Henry: Belki.

Zoey eliyle yüzümü sıktı ve konuştu.

Zoey: Ya da belki..

Elindeki jileti boynumda gezdirirken hafif de olsa boynumun çizildiğini hissediyordum.

Zoey: ..direkt olarak fişini çekeriz. Ne dersin?

Five: Zoey.

Elini tuttuğumda elini elimden çekmedi, gözlerinin içine bakarken dikkati tamamen bendeydi.

beler.. five scriptine ölümsüz olmayı yazmamış