5.4

503 40 51
                                    

Diego: Henry yeter!

Five ve ben uzun süren bakışmamızı sürdürürken Diego Henry'yi Five'ın üzerinden çekti.

Henry: Katil!

Five gözlerini benden ayırıp ona çevirdiğinde Henry Diego'dan kurtulup tekrar Five'ın üzerine yürüdü.

Henry: Abim falan değilsin! Duydun mu Five!? Abim olman.

İşaret parmağını tekrar Five'ın göğsüne bastırdığında bu konuşmanın nereye gideceğini çok merak ediyordum.

Henry: Hayatımdaki en büyük şanssızlığım.

Five: Bizi yalnız bırakın.

Zoey: Five, hayır.

Five: Zoey, evet.

Luther: Sana zarar-

Dinlemeden Henry'yi de alıp ışınlandı. Aynı anda odasının kapısının kitlenme sesi gelmişti.

Yazarın anlatımı

Henry: Eğer böyle olacağını bilseydim seni asla aramazdım. Yıllarımı seni aramak için harcadım ama.. Görüyorum ki, bir hiç içinmiş.

Five: Henry-

Henry: Sus. Senin konuşmaya hakkın yok. Duydun mu beni? Annemi benden aldın.

Five gözündeki yaşlarla etrafı süzerken Zoey ve diğerleri dışarıdan çıkmaları için yalvarıyorlardı. Aynı anda Klaus da onlara içkinin etkisiyle kınadığı bütün düşünceleri ölesiye savunuyordu.

Henry: Ve.. Ne var biliyor musun Five? Keşke onun yerine sen ölseydin.

Dediği şeyle Five'ın gözleri gözlerine kilitlendi.

Five: Emin ol bunu ben de dilerdim.

Henry: Seni öldürmek istiyorum.

Five: Öldür o zaman Henry.

Henry: Dalga geçme çünkü çok ciddiyim. Tamam mı!? Senin yaşamaya bile hakkın yok!

Tekrar Five'ın göğsüne yumruklarını geçirmeye başladığında Five hareketsizdi.

Zoey: Five yalvarırım çık şurdan! Five!

Diego: Luther kapıyı kır.

Henry: Annemi benden aldın! Her şeyimi benden aldın! Hani senin kardeşindim Five-

Henry'nin sesi de tıpkı yumrukları gibi aniden kesilmişti. Bir süre karşısında sırtı yumrukların etkisiyle duvara yaşlanmış onu izleyen abisine baktı. Luther kapıya birkaç kez ard arda omuz attıktan sonra kapı çıkıp olduğu gibi yere düşmüştü. Aynı anda Henry Five'a sıkıca sarılmış ve Five da sırtıyla duvardan destek alarak yere oturmuştu.

Zoey: Five..

Henry Five'ın kollarında çocuk gibi ağlarken Five da sanki biraz önce onu öldüresiye yumruklayan Henry değilmiş gibi ona sarılmış sessizce ağlıyordu.

Henry: Ben ne diyorum Five? Ne diyorum ben? Neler dedim..

Five onun saçlarını okşarken Zoey önden diğerleri onun arkasından çıkmışlardı.

Diego: Ne yaşadık biz az önce?

Zoey: Klaus, bir daha içtiğini ya da hap aldığını görürsem seni parçalarım çocuk.

Klaus alışkın olduğu için çoktan etkisinden çıkmıştı ve Zoey'ye gülüyordu.

-

Henry: Özür dilerim.

Uykusunda söylediği bu cümle karşısında Five onun üzerini örttü ve saçlarına bir öpücük bırakıp dışarı çıktı..

helluuuu

𝖉𝖆𝖗𝖑𝖎𝖓𝖌 5&8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin