Diego: İyi olduğunu söyle Grace. Yalvarırım.
Grace: Çocuklar, biliyorsunuz Five'ın bedeni 13 yaşındaki halinde. Söylemek çok zor ama.. Bunu kaldırabilir mi bilmiyorum.
Diego: Tanrım.
Ellerimle yüzümü kapattığımda Luther sırtımı sıvazlıyordu.
Diego: Onunla konuşmam lazım, birkaç dakika yalnız bırakır mısınız?
Hepsi onaylayıp dışarı çıktığında Five'ın yattığı sedyenin yanındaki minik tabureye oturdum. Gücümü denemeye çalışacaktım. Elini tuttuğumda hâlâ buz gibiydi.
Diego: Five. Uyanman lazım. Uyanman lazım, bana yardım et.
Sadece gücüme odaklanırken kolumdaki damarlardan siyah bir şeyin yukarı doğru aktığını gördüm.
(bölüyorum. Diego'nun iyileştirme gücü Teen Wolf'daki kurt adamların iyileştirme gücünün aynısı. Fotoğrafını da koyayım buraya
)
Aynı anda gelen acıyla gözlerim kısılsa da dayanılmayacak kadar değildi. Five'ın nefesleri yavaş yacaş düzene biniyordu.
Diego: Hadi Five.
Birkaç dakika sonra kıpırdandığında ona döndüm.
Five: Zoey...
Diego: Five. Bak ben Diego. Gözlerini açabiliyor musun?
Yavaşça gözlerini aralayıp bana döndü.
Diego: İyi misin?
Kafasını salladığında elini bıraktım.
Luther: Diego Grace seni- Five? Aman tanrım.
Yanımıza gelip şaşkınlıkla bir bana bir Five'a baktı.
Five Hargreeves'in anlatımı
Luther'ın bir anda bana sarılmasıyla Diego şok olmuş gibi onu izliyordu.
Luther: Uyanmışsın.
Five: Durumum seni bana merhamet ettirecek kadar kötü müydü?
Benden ayrıldı.
Luther: Hayır. Yani evet. Yani- Ah.
Elini anlına vurdu.
Luther: Five. Aptallık ettim, çok fazla. Özür dilerim.
Allison: Luther Diego'yu- Five!
Allison da bana sarıldığında aklım Zoey'deydi.
Allison: İyi misin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝖉𝖆𝖗𝖑𝖎𝖓𝖌 5&8
Fanfictionnot: hikaye yarim biraklidi, bunu bilerek oku lutfen "Gücün nedir cici kız, insanları sevgiye mi boğuyorsun?" "İnsanları tek bakışımla boğmayı tercih ediyorum. Deneyelim ister misin?" "Belki daha sonra."