Selam bebeklerim. Bu bir yeni bölüm değil, bunun için üzgünüm. Ancak sizleri yeni hikâyem hakkında bilgilendirmek istedim. Bildiğiniz gibi Detay'ı boş vakitlerimde bir şeyler yazıyor olmak için karalıyordum ama böylesi bir şeyler yazıyor olmanın bana yetmediğini belirtmeliyim.
Sizleri yeni kurgum OKSİMORON'a beklediğimi söylemek istedim. (Baştan uyarımı yapayım, hikâye yetişkin içerikli olacak. Sonradan demedi, demeyin :D ) OKSİMORON hem kurgu itibariyle hem de anlatım biçimiyle ilginizi çekecek bir kitap, bana güvenebilirsiniz.
Lütfen hikâyeme bir şans verin ve benimle olduğunuzu gösterin.
Tanıtım bölümünü de şöyle bırakayım.
GİRİŞ
Genç adam ve kadın, zamanın içine hapsolmuş iki biblo gibiydi. Adamın aldığı sakin nefesler göğüs kafesini yükseltip alçaltıyorken "Şu haline bak," diye fısıldadı. Rahatça oturduğu koltuktan kalkarak kadının uzandığı yere doğru yavaş ancak güçlü adımlar atmaya başladı.
Kadının aldığı nefesler kendi ciğerlerini sızlatmaya başlamıştı. Karşısındaki adamın onu öldürmeye niyeti varsa bunu hiçbir silaha ihtiyaç duymadan yapabilirdi. Kahve ve yeşilin en güzel dansını sergileyen gözleri, kadının üzerinde geziniyordu. Adımları kadının uzandığı yatağın yanında son bulduğunda beyaz gömleğin sarmaladığı kolları kadının belini iki yandan kafesledi. Avuç içlerini yatağın yüzeyine bastırmıştı ancak teninden yükselen sıcaklık kadını yakıyordu.
"Bana beni arzulamadığını söyleyen dudakların ve beni istediğini haykıran gözlerin savaş içinde."
Kadın sertçe yutkunmuştu. Kasıklarından başlayıp vücudunun en ücra köşelerinde onu darmadağın eden bu his ona öylesine yabancıydı ki önce ağlamak istiyor sonra bu adama durmaması için yalvarmak istiyordu.
"Oksimoronun ne olduğunu biliyor musun?"
Biliyordu ama lanet olsundu ki o adam yatağın üzerine bir dizini yaslamış, onu kollarından bastırarak yatağa mıhlamışken ağzını açıp tek kelime edemiyordu. Başını iki yana salladı olumsuz bir cevap vermek isterken. Adamın dudaklarına zehirli bir gülümse yerleşmişti.
Genç kadının kulağına eğilip fısıldadı. "Oksimoron birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılmasıdır, sevgilim." Nefesi kadının tenini yalayıp geçiyordu. "Bana tek kelimelik bir oksimoron söyle."
Kadının dudakları aralanmıştı. Adamın bedeni üzerine bir kafes gibi kapanmışken sesinin sessizliği bir mırıltıdan öteye geçememişti. "Yalnızız."
İstediği cevaba ulaşan adam gülümsedi. Dudakları, genç kadının dudaklarına büyük bir açlıkla kapanırken iki bedenin alevleri tadımlık ziyafete ulaşmak için kıvılcımlarını etrafa saçmaya başladı.
Tutku iki bedenin üzerini sessiz bir çığlıkla örttü, bu dünyanın en şiddetli oksimoronuydu.
-
OKSİMORON gökyüzüne düşenlerin hikâyesi. Bekliyorum bakın ahasjadjf.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DETAY- TEXTING +18
NouvellesHareketleri bariz bir şekilde hızlandığında onu en derinlerimde hissediyordum. İçimden çıktığında omuzlarım hayal kırıklığıyla düşmüştü fakat belimi sertçe kavrayıp beni yüz üstü çevirdiğinde dudaklarım şaşkınlıkla aralanmıştı. Ardımızda sırlardan ö...