KÜÇÜK PRENS'IM -GAY

38✔

Eren'den;

Okulların açılmasına 1 hafta kaldığını öğrenince bizde bi etekler tutuştu anlatamam. Bakın öğrenince diyorum bilmiyoduk bile. Emirle telefonlarla ilgilenirken Emir bağırarak "Laan pazartesi okullar açılıyormuş."diyince hepimiz kendimizi derslere verdik.

Düşünün o kadar çok çalışıyoruz ki Meriç bize günde 2 kere gelebiliyor sadece çok hüzünlü bir olay farkındayım.

Şuan grup çalışması yapıyoruz bu kimin fikriydi diye soracaksınız tabiki de mükkemmel ötesi fevkalâde şahane ben deniz Erenden çıktı.

Yav dedimki hepimizin derslerde farklı dereceleri var. Mesela Meriçin matematiği güzeldir Tahanın ise Edebiyatı eee birleşelim ki onlar bize bildiklerini bizde onlara bilmediklerini anlatalım. Bilgi alışverişi olsun.

Kesinlikle ama kesinlikle Emirle başbaşayken ders çalışma adı altında sürekli öpüştüğümüz için değil. Kesinlikle.

Şuan her şey çok güzel yani masa olarak bakın şimdi size anlatim. Masanın her kenarında bizden biri oturuyor. Ve aralarda bir sürü atıştırmalık var masanın ortası kağıt yığınları ile dolu ve inanin bu çok hoş duruyor. Masanın yan tarafındaki sehpada da kola meyve suyu var isteyen alıp içiyor. Öyle işte ve benim en sevdiğim çok güzel bir uğultu var her kes sanki bir kütüphanedeymişcesine birbirine sessizce bir şeyler soruyor bilmiyorum ama bence eğlenceli.

Önümdeki teste odaklanmaya çalıştım ama yok aga bunlar türkçe yazılmamış ki. Yani bir kere matematikte a'nın b'nin işine x'e bir lafım yok onunla idare ediyoruz bir şekilde ama a ve b yolunu şaşırmış,onların edebiyata geri dönmesi gerek.

Ama inat ettim bu soruyu yapıcam ne kadar zor olabilir ki? Sonuçta Meriç bana bu konuyu yaklaşık yarım saat önce detaylıca anlattı ve ben salak değilim yapıcam.

Bir kaç formül deneyerek parantez içine alarak kök içine alma- çikarma kısacası her yolu denedikten sonra sonunda şıklarda olan bir cevap elde ettim. Kafamı saate doğru çevirdiğimde 15 dakikadir bu soruyla cebelleştiğimi gördüm. Ama sonunda bulmuştum ya daha ne isterim.

Bir kaç tanede edebiyat çözdükten sonra etrafta yankılanan "dırrrrrrrr" sesiyle mola saatinin geldiğini anlamış olduk. Emir hâlâ bir soruyla uğraşırken bizde Meriçle kendimizi koltuğa firlattik.

Tamı tamına 3 saattir hayvan gibi çalışıyoruz bunun sonucu olarak omzumuzu ve belimizi feda ettik.

Işte bu kadar çalış emek ver üniversiteyi bitir ondan sonrada işsiz kal.

Emirde soruyu bitirip yanıma uzandığında ona sarılıp kafamı boynuna doğru uzatıp öpücük kondurduktan sonra birazda öyle dinlenmeye başladım. Kokusu beni mayıştırıyor ulan.

Biraz daha öyle kalınca ayağa kalkıp

~Kalkın kafeye gidelim insan yüzü görmeye ihtiyacım var kaç gündür çıkmıyoz zaten sonrada okul açılıyor hiç çıkamicaz.

~Doğru lan hadi biz evimize gidiyoz hazırlanıyoruz sizde giyinin gelin.

~OK.

~Ok ne lan bok Tamamdır Meriç hazretleri dicen.

~He he evet öyle hadi gidin.

~Bizi kovuyosun?

~Ne kovması kardeşim kibarca sana siktir git diyorum da hayde.

~İyi be

Deyip götünü kivira kivira gitti. Yolcu mu edecektim bide onlari kapıyı biliyor gitsin kendisi.