Merhaba arkadaşlar nasılsınız? bir türlü aşamadığım bir sorun nedeniyle zaman zaman mesaj ve yorumlarınıza geç dönüyorum lütfen kusura bakmayın, yavaş yavaş hikayemizin sonuna doğru geliyoruz kaç bölüm kaldığını söyleyemem ama çok uzatmak niyetinde de değilim hepinizi öpüyorum sevgiler
Louis'in elindeki poşetleri Gülsüm aldı, biraz önce Zühre'yle yaşadığı tartışma nedeniyle üzerine gitmek istemiyordu Metin'e döndü
"oğlum sen ekmekleri dilimle bende çayları koyayım"
Metin kalkmaya yeltendiğinde Zühre onu durdurdu
"bırak ben yaparım"
Gayesi birkaç dakikalığına olsa da yaşadıklarını sindirebilmek düşünebilmekti
Annesinin elindeki poşetleri aldı mutfağa geçti, derin bir nefes aldı, kısa bir sürede olsa düşünmeye, sakin olmaya ihtiyacı vardı. Bütün geceyi ona zehir etmişti, ağlamaktan mahvolmuştu, şu an deli gibi başı ağrıyordu gözleri şişmişti, özelliklede canı çok yanmıştı, anlattıklarına, ona güvenmemesine, gitme demesine rağmen gidişine, biraz burnunu süründürmekte fayda vardı. Neler yapabileceğini hızlıca bir gözden geçirdi en iyi yöntem onu görmemezlikten gelip yok saymak olacağına karar verdi, dilimlediği ekmek ve simitleri iki ayrı sepete koydu, gülerek içeri girdi, ilk sepeti babasının olduğu uç noktaya yakın bir noktaya koydu diğer sepetiyse Louis'in tam önüne koyarken aheste aheste davrandı bir tutam saçı Louis'e değiyordu, Louis bir keresinde saçlarına dokunmayı çok sevdiğini söylemişti ve kokusunu, elini çekerken yavaştan Louis'in koluna değdirdi ve masaya otururken onun çok sevdiğini söylediği o küçük gülümsemesini yolladı
Metin ablasının yüzüne baktı ve
"senin bu halin ne, gözlerine ne oldu kaç kadeh içtin"
Zühre gülümsemesine devam ediyordu
"ah çoktandır içmiyorduk, bir kadehte olsa fıçıya düşmüş gibi oldum galiba ama bundan böyle hiçbir fıçının içine düşmeyeceğim"
Son sözlerini söylerken göz ucuyla Louis'e bakmıştı gözleri bir birine değdiği anda Zühre gözlerini çekti, Arya'yayla ilgilenen ve mamasını yedirmeye çalışan Fikret Zühre'de dün geceden bu yana bir şeyler değiştiğini fark etmişti. Gözlerindeki kızarıklık ve şişlik hiçte alkol sonrası değildi, kardeşi düpedüz yalan söylüyordu, Metin araya girdi
"yani şimdi seni alkol masalarında göremeyecek miyiz tövbe mi ettin Zühre hanım"
Ali araya girmiş kızar gibi yapmıştı "sen ablanla ne biçim konuşuyorsun serseri, ablan ne yapıp yapmayacağını çok iyi bilir"
Çayını yudumlayan Gülsüm "hadi buyurun başlayın sonrada misafirlerimizi alın kızlar doğru denize"
Arya'yla ilgilenmeye devam eden Fikret "ben gelemem hiç canım istemiyorum"
Egemen tek kaşını kaldırmış Fikret'e bakıyordu
"gitseydik keşke, hem Arya'yı ilk defa denize sokacaktım."
cümlesini tatlı bir gülümsemeyle sonlandırmıştı, çizgi filmlerde gözlerinden kalpler çıkan aşıklara benziyordu
Gülsüm araya girdi ayağa kalktı "hadi kızım ver çocuğu bana adam akıllı kahvaltını yap, kahvaltıdan sonra temizlik yapacağım ben hiçbir genci ayak altına istemiyorum"
Egemen'e göz kırpmıştı, Egemen hafifçe tebessüm etti. Kahvaltı bittiğin de herkes odalarına dağıldı hazırlanmak için Egemen ve Louis plaja önden geçmişti, Arya, Fikret ve Zühre onlara sonradan dahil olacaktı. İlk hazırlanan Fikret oldu, Arya'yı pusetine yerleştirdi, onunla oyun oynarken Zühre geldi, saçlarını topuz yapmış, dudaklarına nemlendirici sürmüş, siyah yeşil mini bir elbise giymişti,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çirkin Ördek Yavrusu
Ficción GeneralBen Fikret Zeynep Doğan adımı hayatını kaybetmiş iki küçük çocuktan aldım, bir adama aşık oldum, tamda kitaplarda, filmlerdeki gibi büyük aşklardan ama onu geçmişin laneti ve ön yargılar yüzünden kaybettim, yıllar sonra tekrar karşılaştığımızda ihan...