Halk Düşmanları
Turna'nın elindeki silahı görünce beyninden vurulmuşa dönmüştü, öfkeden volta atıp duruyordu şu an önüne gelen her şeyi yakıp yıkmak kavurmak istiyordu bu imkansızdı Turnanın elinde silah olamazdı, bu mümkün değildi.
Yaşananlarsa Turna'nın hiç umurunda değildi buraya bir iş için çağrılmıştı yeniden Türkiye'de olma fikri onu da deli ediyordu ama bu karşılaşmanın elinde sonunda yaşanacağını bildiğinden biraz daha hazırlıklıydı, Ali öfkeyle Turna'ya baktı, Turna sıkılmaya başlamıştı artık, ona bu görüntü sindirmesi için zaman vermişti
"bakıp idrak etmen bittiyse ben tamda düşündüğün kişiyim Azat, bu safhaları da geçelim artık oldu mu?
Ali Turna'nın sesindeki soğukluğu fark etmişti, mesafeyi seçmişti, ona bir tek Ali diye o ve ihtiyar diye seslenebilirdi onların haricinde herkes için Azat'tı o ama Turna için işler farklıydı o ancak ona sinirli olduğunda Ali'yi Azat olarak çağırırdı ve Ali bundan acayip rahatsız olurdu ama onlar bu noktaları çoktan geçmişlerdi. 12 yıl önce hiç de iyi anılarla ayrılmamışlardı ama bu kadarı fazlaydı elinde silahla karşısında olması kaldırabileceği bir şey değildi
"senin elinde ki bu silahın işi ne senin burada bu baskında işin ne?"
"ben de örgüt için çalışıyorum ve eğlenceyi sizden önce geldim hepsi bu"
Çevresinde yatan yaralanan ona yakın adama baktı hepsini tek başına halletmiş olamazdı
"hepsini sen mi yaptın?"
"ama neden?"
"senle aynı nedenden, şimdi bu zırvalıkları keselim beni burada gördüğünü unut, beni görmedin duymadın bilmiyorsun"
Ali başını öfkeyle salladı "şimdi her ne halt ettiğini bana anlatacaksın yoksa seni"
"yoksa beni ne azat söylesene sonra beni ne?
Ali sinirlerine zor hakim olabileceğini biliyordu çıldırmak üzereydi kafasında onlarca soru vardı ve hepsinin cevabı lanet olasıca ihtiyardaydı.
"Samet"
Diye bağrındı o arada kapı açıldı siyah kamuflajlı bir adam içeri girdi, adam tam bir profesyoneldi yüzünde her hangi bir mimik kıpırdamıyordu kar maskesini alnına kadar sıyırmıştı
"buyur patron"
"bu hanımefendiyi alıp benim oraya götürüyorsun"
"mekana mı efendim eve mi?"
Turna şaşkınca adamların konuşmasına bakıyordu kimse ona fikrini dahi sormuyordu
"ben seninle bir yere gelmiyorum, ben hiçbir yere gitmiyorum"
"gideceksin, ben öyle diyorsam yapacaksın Turna beni deli etme"
"bana bak senin karşında 18 yaşındaki Turna yok anladın mı?"
"fark ettim"
İçeriye giren ikinci adamla beraber Samet Ali'nin bir baş işaretiyle Turna'yı zapt etmeye çalışmışlardı ama elleri Turna'ya temas ettiği anda Turna ters bir hamleyle adamın elinin kavramış ve üç parmağını kırmıştı ardından hayalarına bir yumruk indirmiş ve ikinci adamın yumruğunu bertaraf etmeyi başarmıştı. Belinden çıkardığı silahı adamın şakağına dayadı
"benimle alakalı unuttuğun başka bir şey var Azat kimse bana zorla bir şey yaptıramaz hatırladın mı?!
Ali sarıya kaçan sakallarını sıvazladı mavi gözlerinden alevler saçıyordu içeriye gelen adamları el işaretiyle durdurdu
"herkes içeri girsin" diye öfkeyle bağırdı, Turna elinde silahı daha bir sıkı sarıldı Ali'nin planı onu bu adamların hepsiyle dövüştürmekti, dövüşecekti ama asla kendi ayaklarıyla ona teslim olmayacaktı
"bugüne kadar verdiğim bütün talimatları ve önceliklerinizi unutun, bütün önceliklerimin en önünde artık tek bir kişi var benden bile önce, en azından o ülkeyi terk edene kadar artık birinci göreviniz onu korumak, ikinci göreviniz onu benden ve kendinizden de korumak anlaşıldı mı?"
yerde yatak eli kırık adamının yanına gitti kalın botlarıyla adamın kırık elinin üzerine bastırdı
"ve son olarak kimse ama kimse her ne sebeple olursa olsun onun canını yakamaz"
Ali bütün öfkesiyle gelip Turna'nın önünde durmuştu bu söyledikleriyle aslında Turna'ya adamımı istersen öldürebilirsin mesajını vermişti adamın başına sert bir darbeyle vurdu Turna
"şovun bittiyse Korkmaz şimdi önümden çekil, işlerim var"
Ali bir adım yana çekildi "elbette"
Turna'yı zorla tutamayacağını, tutsa bile kafasındaki soruların cevaplarını alamayacağını çok iyi biliyordu Turna tükürür gibi Ali'ye baktı
bir daha yoluma karşıma sakın çıkma Azat"
Tam kapıdan çıkacakken Ali'nin o tok sesini duymuştu
"sen benim karşıma çıkacaksın karıcım ben değil"
Turna olduğu yerde kalakalmıştı bu imkansızdı onlar çoktan boşanmışlardı tam 12 yıl önce öyle olması gerekiyordu öfkeyle Ali'ye döndü
"ne diyorsun lan sen"
Ali bu defa daha daha da sinirlenmişti en sevmediği şeylerden biri bir kadının küfür etmesiydi hemde kendiyle karısı bile olsa bunu tahammülü yoktu ama bugün yaşadıklarından sonra bunun da hiçbir önemi yoktu
"tamda anladığın şeyi, biz hiçbir zaman boşanmadık turna kuşu"
Onlar kimisine göre halk kahramanı kimisine halk düşmanlarıydı, onlara hiç seçme şansı verilmemişti oysa, ne doya doya aşık olabilmiş onu yaşayabilmiş ne özgür olabilmişlerdi, onlar bu dünyanın seçilmişleriydi...
Ali ve Azat'ın yetimhanede minicik kalplerine sığdırıp büyüttükleri, kendileriyle beraber herkesi kül ettikleri bir aşk mucizelerle yeniden doğabilir miydi?
Hepinize mutlu, sağlıklı bir hayat diliyorum... Yol biter hikaye bitmez.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çirkin Ördek Yavrusu
Ficção GeralBen Fikret Zeynep Doğan adımı hayatını kaybetmiş iki küçük çocuktan aldım, bir adama aşık oldum, tamda kitaplarda, filmlerdeki gibi büyük aşklardan ama onu geçmişin laneti ve ön yargılar yüzünden kaybettim, yıllar sonra tekrar karşılaştığımızda ihan...