yazarken en çok dinlediğim türküyü de buraya bırakıyorum belki dinlemek istersiniz https://www.youtube.com/watch?v=ZFY6vmsh2Yc
Arabaya binerken Egemen'in aklına bir şey geldi durdu Fikret'i kollarının arasına aldı ona sıkıca sarıldı
"seni bir yere götüreceğim ama korkmazsın değil mi?"
"senin olduğun hiçbir yerde korkmam ben"
Fikret'i alnından öptü
"hadi o zaman gidelim"
Bir saat yol gittikten sonra bir mezarlığa gelmişlerdi, Fikret çevresine şöyle bir baktı, hayatında bir mezarlığa gece gece hiç gelmemişti
"burada ne işimiz var?"
"az sabret"
Fikret'in elinden tuttu, kısa bir süre mezarlığın içinde yürüdükten sonra bir mezarlığın önünde durmuşlardı mezar taşına bakınca kimin mezarına geldiklerini anlamıştı Fikret
"dede sana geldim, gelinini sana getirdim dede, Meryem'inin torunu gelinim oluyor dede, kader mi dersin ne dersin bilmem ama biz sana geldik"
Durdu nefes aldı " sen bana küçükken bir sürü destan anlatırdın en çokta benimle konuşurdun ama en büyük destan senmişsin be dedem, senin destanını gerçek yapmaya geldik"
Fikret'in gözyaşları usul usul akıyordu Egemen yan gözle Fikret'e baktı
"ama seni dedemle tanıştırmaya geldim Fikret yaptığına bak" elini omzuna attı
"ne olursa olsun bu defa biz kazanacağız dede"
Fikret eve geldiğinde daha rahatlamış daha güvende hissediyordu kendini ailesi endişeliydi tek tek gözlerine baktı
"ben iyiyim daha iyi olacağım merak etmeyin"
Bir hafta sonra
Egemen Fikret'in babasına telefon açmış ve dışarıda buluşup konuşmak istediğini söylemişti, eve yakın olan bir kafe için sözleştiler, Fikret buluşmadan haberdardı, içi içine sığmıyordu, dakikaların geçmeyeceğini anlayınca Öykü'yle buluşmaya karar verdi, bir haftadır ailesiyle bu konuyla ilgili tek kelime etmemişlerdi iki tarafta sanki hayatlarında böyle bir gündem yokmuş gibi davranıyordu. Öykü arkadaşının heyecanına ortak olmayı istese de içinde bir yerler kanıyordu Gülsüm'ün gözlerindeki öfkeyi kararlılığı görmüştü, en büyük korkusu arkadaşının gözlerinin önünde eriyip gidecek olmasıydı
"herşey yoluna girecek değil mi Öykü?"
"girecek tabii ki, hem bu devirde böyle şeyler mi kaldı Allah aşkına, evet geçmişte çok acılar yaşandı çok büyük trajediler oldu ama artık geçmişten ders alma vakti ben inanıyorum Egemen babanı ikna edecek, babanda anneni her şey güzel olacak"
Egemen buluşma saatinden bir saat önce buraya gelmişti etrafında dönüp duran garson sırf başından gitsin diye bir bardak çay söyledi ama içemedi içi hiçbir şey almıyordu sabahtan beri aklında tek bir soru vardı ya ikna olmazlarsa o zaman ne yapacaklardı Ali içeri girdi Egemen onu görünce ayağa kalktı elini öpmek için uzanınca
"olur mu evladım" elini geri çekti yanaklarından öptü İkisi karşılıklı oturdu, Egemen ikisine de birer çay söyledi.
"sormadım ama başka bir şey?"
"gerek yok evladım çay iyidir"
İkisi de gözlerini bir birlerinden kaçırıyordu, ikisi de birbirlerine ne diyeceklerini söze nereden gireceklerini bilmiyordu Egemen başını dışarıya doğru çevirdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çirkin Ördek Yavrusu
Ficción GeneralBen Fikret Zeynep Doğan adımı hayatını kaybetmiş iki küçük çocuktan aldım, bir adama aşık oldum, tamda kitaplarda, filmlerdeki gibi büyük aşklardan ama onu geçmişin laneti ve ön yargılar yüzünden kaybettim, yıllar sonra tekrar karşılaştığımızda ihan...