Fikret arkada Öykü önde ilerliyordu 15 dakikalık uzaklıktaki kafeye varmışlardı, kafe sessiz sakin bir yerdi, Fikret kendinden emin koltuğa yaslandı Öykü'nün gözlerinin içine baktı
"buraya yani İstanbul'a huzurunuzu bozmaya geldiğimi düşünüyorsan, klasik kocamdan uzak dur tehditleri savurmaya geldiysen Öykü, kız kardeşimin düğünü için geldim ve düğün biter bitmez gidiyorum endişelenme"
Öykü tereddütle
"kal"
"anlamadım"
"kal bir yere gitme Fikret"
Fikret'in yüzü renkten renge girmişti ama şaşkınlıktan kızgınlığa geçmek üzereydi öfkesini kontrol etmekte zorluk çekiyordu ama son bir gayretle dişlerinin arasından
"sen ne saçmalıyorsun be"
"Ben ölüyorum Fikret"
Kahvelerin servisi sırasında mecburen ikisi de sustu, Fikret olanı biteni anlayamıyordu
"kanserim Fikret son evre, bir mucize olarak bebeğimi doğurabilirsem onu büyütemeyeceğim ve senden başka emanet edebileceğim kimsem yok, lütfen gitme"
Fikret derin bir nefes aldı
"saçmalamanın dik alası hem kanser hastası nasıl oluyor da bebek doğuruyor"
"hamile kaldığımda hastalığımı bilmiyordum, bir aydır biliyoruz en iyi doktorlara gittik ama son evre diyorlar bende tedavi olmayı reddettim becerebilirsem bebeğimi dünyaya getirmek istiyorum"
Öykü artık kendini tutamamış ve hıçkırıklarla ağlamaya başlamıştı
"bebeğimi görmekten başka bir isteğim yok şu hayatta birde senin bebeğimi kabul etmen"
Fikret önündeki kahve fincanını itti hiddetlenmişti
"sen delirmişsin saçmalıyorsun"
"bebeğim bir anne sıcaklığından mahrum mu kalsın"
"bana ne ya senin bebeğinden kocan var"
"o dağılır, seni görünce dağıldı bile"
Fikret "hadi oradander gibi " alayla Öykü'ye baktı
"ailen var"
"peş peşe kanserden gittiler"
"o zaman kocanın ailesi var bebeğin sahipsiz kalmaz"
"sahipsiz kalmaz ama annesiz kalır"
Fikret ellerini başının arasına aldı, Öykü Fikret'in duyduklarını sindirmesini bekledi
"sen delirmişsin bak üzüldüm başından geçenler için üzgünüm ama ben sevdiğim adamı kaybettim, tek başınaydım, tek başına anladın mı beni. yalnızlıktan kimseye bir şey olmuyor, bak bana bir şey oldu mu?"
Öykü Fikret'i şöylebir inceledi
"çok değişmişsin, çok farklısın"
Fikret yeniden alaylagüldü
"ne demişler öldürmeyen acı güçlendirir"
"Fikret bak lütfen bunu bir düşün"
"neyi düşüneceğim ya sen manyak mısın? sen benim en yakın arkadaşımdın kardeşimdin, gidip sevdiğim adamla, uğruna ülkeyi terk ettiğim adamla evlendin ondan çocuk yapıp birde kucağımama bırakacaksın neyse ben gidiyorum kardeşimin yanına gitmem gerekiyor"
Fikret ayağa kalktı çantasını alırken Öykü kolundan tuttu
"içini soğutacaksa Fikret o beni hiç sevmedi, benle sevişirken bile aklında sen vardın, senin adın döküldü dudaklarından kimi zaman hasretle kimi zaman nefretle ama bir tek sen oldun ve aşık olduğu kadın ve erkek tarafından terk edilen, üzerine bir de ailesini kaybeden biri olarak sadece birbirimize sığındık, arkadaş olduk,yaralarımızı sardık anla bizi, bizi sen terk ettin Fikret, yok oldun, hadi Egemen'i terk ettin beni neden terk ettin Fikret, sen benim en iyi arkadaşımdın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çirkin Ördek Yavrusu
General FictionBen Fikret Zeynep Doğan adımı hayatını kaybetmiş iki küçük çocuktan aldım, bir adama aşık oldum, tamda kitaplarda, filmlerdeki gibi büyük aşklardan ama onu geçmişin laneti ve ön yargılar yüzünden kaybettim, yıllar sonra tekrar karşılaştığımızda ihan...