koşun millet koşun yazarınız sonunda yeni bölümü kısacıkta olsa yazabildi umarım beğenirsiniz yorumlarını ve beğenilerinizi ihmal etmeyin :)
Fikret'in yüzü beyaza kesildi gözleri doldu apar topar çantasını aldı alelacele iyi akşamlar dedikten sonra salondan ayrıldı.
Egemen dişlerini sıktı "Allah kahretsin" diyebildi sadece
Fikret'e yetişebilmesi için koşması gerekti ve onu asansörün önünde yakaladı
"Fikret üzgünüm sebepsiz yere üzerine geldim"
"sorun değil hocam ben alışığım bu tarz şeylere"
"Fikret biraz konuşalım"
"gerek yok hocam ben odama çıkacağım"
"olmaz öyle konuşacağız lütfen özür dilememe müsaade et lütfen"
Fikret'in gözyaşları aktığında Egemen'in içi eridi buna kendisi sebep olduğu için kendinden de nefret etti.
Fikret'in yere eğilmiş başını kaldırdı ve yüzüne bakmaya zorladı
"lütfen Fikret, sadece biraz yürüyelim"
Fikret başını sallayınca Egemen'in yüzünde koca bir gülümseme yayıldı. Kumsala geçtiklerinde yere oturdular, hava oldukça serindi Antalya bile olsa sıcaklık akşamları tam olarak kendini göstermemişti.
"ben özür dilerim Fikret az önce neden o kadar çıkıştım neden maksadını aşan cümleler sarf ettim inan bilmiyorum"
"ben sizden öyle bir tepki beklemiyordum sizde beğendiniz sandım ben"
"şu sizi bizi bir bıraksan ya, evet çok beğendim o kadar beğendim ki tekrar tekrar dinleyebilirim ama "
Ama seni çok kıskandım diyemedi boğazına kadar gelen sesleri bastırdı yutkundu
"ama ne"
"amayı bende bilmiyorum"
"Erkan benim çok yakın arkadaşım biz onla çok haylazlık yaptık benim liseden beri düşüncemde mimarlık vardı ama onun hiç böyle bir niyeti yoktu,lise de böyle iki loser birlikte takılıyorduk ben zaten biliyorsunuz çirkin ördek yavrusu o da sınıfın en şişmanı bakmayın şimdiki haline bildiğiniz obezdi yani birbirimizden başka kimsemiz yoktu. Sonra haberleşmemiz kesildi o Hollanda'ya gidince"
Egemen'in içi rahatlamıştı
"bu arada çizimlerini vs çok iyi biliyorum sen harika bir mimar olacaksın"
"gerçekten mi ho...Egemen"
"evet gerçekten tek kusurun beklediğimden sulu göz olman"
Egemen bedenini iyice Fikret'e döndürdü Fikret'in ince narin burnuna, dudaklarına, ellerinin narinliğine, bileklerinin inceliğine odaklandı, onu izlemeye bayılıyordu izin verseler, Fikret izin verse sonsuza kadar onu seyredebilirdi.
Fikret Egemen'in onu seyrettiğinin farkındaydı aralarındaki çekim o kadar kuvvetliydi ki çekimin içine girmekten kalbine söz geçirememekten korktu o yüzden Egemen'e bakmadı.
Egemen duygularına daha fazla söz geçiremeyeceğini biliyordu, hiçbir şey umurunda değildi artık Fikret onu reddederse onu istemezse en kötüsü derslere girmezdi ama böyle bir şey insanın hayatında başına bir yada iki defa gelirdi bu fırsatı kaçırmayacaktı.
Fikret'in elini usulca tuttu, Fikret ona bakmamak için bedeniyle ruhuyla kalbiyle mücadele ediyordu.
Egemen Fikret'in elini kalbine götürdü Fikret'in ritmi hissetmesi, kalbinin sesini duyması için zaman verdi
"Fikret" usulca bir türkü söyler gibi adını mırıldanmıştı Egemen, Fikret hala bakmamak için direniyordu, heyecandan vücuduna bir ürperti geldi, Egemen Fikret'in kendisine bakması için usulca boşta kalan eliyle başını çevirdi
"duyuyormusun Fikret, böyle atmasının sebebi sensin" göz gözeydiler
"sana aşık oluyorum galiba Fikret"
Fikret elini çekmek isteyince Egemen müsaade etmedi
"ben korkuyorum" diyebildi sadece
"benden mı?" Fikret hayır anlamında başını salladı
"o zaman neden"
"hissettiklerimden"
ikiside daha fazla konuşamadı birbirlerinin gözlerinin içine baktılar sadece Egemen Fikret'in elini kalbinin üzerinde tutmaya devam ederken kendi elini de Fikret'in kalbine götürdü bir serçe gibiydi ürkek, korkmuş ve güçlü.
"denemeye değmez mi Fikret"
Usulca yaklaştı Fikret'in saçlarını kokladı,dudaklarını dudaklarına değdirdi.Fikret'ten bir tepki görmeyince yeniden öptü, Fikret acemi hareketlerle karşılık verince öpüşünü derinleştirdi.Egemen'in yüzü ıslanınca kendini geri çekti ve Fikret'in ağladığını fark etti.
"neyin var?"
"olmaz Egemen olmaz"
"özür dilerim seni incitmek istemedim"
Fikret derin bir nefes almaya çalıştı ama başaramadı, nefes alamıyordu o da bu anda kalmayı çok isterdi ama bu ilişki başlamamalıydı, başlayamazdı
"olmaz Egemen, incitmedin ama olmaz"
nefes alması güçlenince katıla katıla ağladı
"benim,benim sorumluluklarım var okumam lazım kafamı hiçbir şeyle karıştıramam hem ikimiz ya duyulursa sen benim hocamsın, ikimize kıyma Egemen"
"neden olamayacakmış"
"ben ben bilmiyorum işte sen benim hocamsın okulda bir duyulursa ben okuldan atılırım, senin adın lekelenir, hem dediğim gibi aileme bir söz verdim okulumu bitireceğim ben bu yıl, az kaldı"
Eliyle göz yaşlarını sildi ayağa kalktı
"hiç yaşanmamış gibi olsun bu geceyi unutalım lütfen"
Egemende apar topar kalktı
"dünyada birbirinin diğer yarısını bulmak için ömrünü tüketen milyonlarca insan var Fikret, aradığını bulamadan ölen milyonlarca insan ya biz bir birimizin diğer yarısıysak"
Fikret'in kafasında Egemen'in sözleri yankılanıyordu "ya biz birbirimizin diğer yarısıysak"
Ayaklarına beyni söz geçiremiyordu mıhlanıp kalmıştı öylece Egemen'i izliyordu hangi ara buraya varmışlardı, ne zamandır kalbi bedenine aklına egemen olmuştu.
Buğulu gözlerle tebessüm etti
"ya ölürsek"
"değmez mi? Hiç yaşamamış olmaktan iyidir ölmek"
İnsan sahiden aşık olunca ölür müydü? Aşktan ölür müydü? Fikret aşktan ölündüğü, ölmeden önce öleceğini yaşayarak görecekti ama şimdilik bunu bilmiyordu sadece kalbinin sesini dinledi, hayatında ilk defa onun sesini dinlemeye karar verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çirkin Ördek Yavrusu
General FictionBen Fikret Zeynep Doğan adımı hayatını kaybetmiş iki küçük çocuktan aldım, bir adama aşık oldum, tamda kitaplarda, filmlerdeki gibi büyük aşklardan ama onu geçmişin laneti ve ön yargılar yüzünden kaybettim, yıllar sonra tekrar karşılaştığımızda ihan...