Kaza

695 36 59
                                    

Ash
Uyandığımda ilk hissettiğim şey acıydı. Karnımın sol tarafından başlayarak tüm vücuduma yayılan bir acı. Gözlerimi açarak etrafıma bakındım. Her yer bembeyazdı. Daha çok sadece tavana bakıyordum. Kafamı sağa yatırınca dışarıya bakan bir pencere gördüm. Hava güzel gözüküyordu. İnsanlar dışarda geziniyordu. Bu beni mutlu etmişti nedensizce. Biraz gezinmenin iyi olacağını düşündüm. Ama ayağa kalkmaya çalıştığım-da daha derin bir acı hissetim. "Sanki her yerim acımıyormuş gibi."

Bu sefer kafamı sola çevirdim ve baş ucumda bulunan serumu fark ettim. İçinden çıkan borular kolumdan damarlarıma giriyordu. En sonunda tamamen emin olmuştum, hastanedeydim. Ama neden buradaydım ki? Hiçbir şey hatırlayamıyordum. Ellerimle kafamı kaşıyacakken ellerimi kaldıramadığımı fark ettim. Sol elime bakınca gözlerim bir anda büyüdü.

Kelepçeyle yatağa bağlanmıştım! Diğer elime bakınca aynı durumda olduğunu gördüm. Bu daha büyük bir sorundu. Hiçbir şey hatırlamasam da ilk önceliğim şunlardan kurtulmaktı. Beni bundan kurtaracak kişiler ise tabikide hemşireler olurdu. Sol tarafımda dümdüz bakınca bir kapı görünüyordu biraz sesimi yükseltmeye çalıştım.

"Buraya bakar mısınız? Beni bu kelepçelerden kurtarabilecek biri var mı?" Şimdiden nefes nefese kalmıştım. Harbi benim başıma ne gelmişti? Tek hatırladığım sözlerini bilmediğim bir mektuptu. Ama önemli olduğu açıktı. Umarım o mektup buralardadır.

Buraya doğru yaklaşan adım seslerini duyunca biraz rahatladım. Ama içeriye 3-4 polis ve 2 tane doktor tahmin ettiğim kişi girince işin bir ciddiyeti olduğunu anladım. Doktorlardan biri elindeki kağıtları karıştırdı. "Nasıl hissediyorsun?" Bu erkek doktor gözlüklüydü ve doğru düzgün ilgilenmediği belliydi. Sadece formaliteden bir soruydu. İçimden bir ses olaylar kötüye gidecek diyordu. Temkinli bir cevap verdim.
"Aldığım yara hala acıyor. Ama her ne olduysa artık daha iyiyim. Ama bu kelepçelerin pek yararı olmadığı açık."

Hepsi birbirine bakmaya başladı. Diğer kız olan doktor şüpheyle baktı. "Hiçbir şey hatırlamıyor musunuz?" Bunlara derdimi anlatamıyordum galiba. Yine de sakin kaldım. "Tek bildiğim şu an canımın yandığı. Lütfen bana başıma gelenleri söyler misiniz?" Karasızca bakındıktan sonra içlerinde biraz daha kilolu olan polis öne çıktı. "Tahmin ettiğimiz kadarıyla yol ortasında bıçaklanmışsın. Yapan kişiyi daha araştırıyoruz." Kafamı hafifçe salladım. Diğer bir polis bu sefer öne çıktı. "Bunun dışında aslında bir sorunumuz daha var." Sessiz bir şekilde dinliyordum.

"Hiçbir yerde kayıtlı gözükmüyorsun. Bu yüzden ismini bize söyleyebilir misin?" Ağzımı açmıştım ama kapamam bir oldu. Benim adım neydi? Bilmiyordum. Aklıma aile veya arkadaş geldi. Düşünmeye başladım. Hayır tek isim dahi yoktu. Ben hafızamı mı yitirdim? Yüzümdeki şaşkınlıktan anlamışlardı bir şeylerin ters gittiğini."İsmimi hatırlamıyorum. Bunun dışında aklıma herhangi bir şey de gelmiyor. Bana neler oluyor?"

Kız olan doktor konuşmaya başladı. "Bizim bildiğimiz tek şey bıçaklanmış olman. Ama bu gibi durumlarda kaza anının unutulması normaldir. Yine de tüm anıların silinmesi ayrı bir olay." O halde kelepçelenmiş olmamım anlamı ne? "Yani tüm hafızamı bıçaklanarak kaybettim. Ayrıca sizde mi benim hakkımda bir şey bilmiyorsunuz?"
Polisler kafasını salladı. "Görünütünü her yerden arattık ama bir iz bulamadık. Evlat dünyada yaşadığına dair bir iz kalmamış." Sessiz kaldım. Yaşananları anlamaya başlıyordum. Ama kafam hala karmakarışıktı. Ben kimdim cidden? Kendimle ilgili aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Kendimi zorlamaya başladım. Ufak bir şey bile olsa kim olduğuma dair bir bilgi lazımdı. Kim olduğumu bilmeden ne yapabilirdim?

Aklıma gelen tek şey bir mektup olmuştu." hatırlayabildiğim tek şey bir mektup. Bunula ilgili bir fikriniz var mı?" Hepsi biraz şaşkındı. Bende anlamamıştım zaten. Polislerden en köşede duran bana doğru geldi. "Şu anda hiçbir şey hatırlayamıyorsan yapabileceğimiz bir şey yok. Ama seni gözlem altında tutmamız gerekiyor. Öncelikli olarak tahmini 17 yaşında bir çocuk sayılırsın. Ayrıca seni arayan birileri olursa doğrudan iletişim kurabilmeliyiz."

Ash ve eiji: ikinci buluşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin