Silah

108 15 18
                                    

   ben tuttuğum kahkayı bıraktım. Andrew sanki deliymiş gibi bana bakıyordu. "Üzgünüm ama Andy çok komik geliyor." Gözlerini devirerek ilerlemeye başladı. "Liseden üzerime yapışmış bir lakap işte. O kadar önemli değil." Biraz koşarak ona yetiştim ve yanında yürümeye başladım. "Sen öyle diyorsan."
________________________

    Arabayla bizim okulun önündeydik. Öğle yemeğini bir hamburgercide yedikten sonra Andrew beni okula getirmişti. Neyse ki ölmemiştim. "Evet, işte geldik ufaklık." Kapıyı açarak arabadan indim. "Sağ ol Andrew, bugün için." Bana bakarak camdan gülümsedi. "Hey, baksana. Geçmişe takmamaya çalış olur mu? Ne de olsa geçmişteki kişi değilsin artık. Evet, senin içinde ve hep orada olacak ama onu ortaya çıkartmak veya susturmak tamamen senin elinde." Sadece gülümsedim. "Sonra görüşürüz Alex." Arabayla okulun önünden uzaklaştı. Bir süre yola baktım. Ardından okuluma doğru döndüm. Burası geldiğim yerden tamamen farklıydı ama kendimi buraya aitmiş gibi hissediyordum. Belki geçmişim unuttuğum içindi ama okulumu seviyordum.

   Diğerleri büyük ihtimalle basket sahasındaydı ama pek oynayasım yoktu. O yüzden
İlk odama gidip üzerime beyaz bir t-shirt, üzerime siyah kalın hırka ve lacivert eşofman altı giyindim. Yanıma birkaç ders ve okuma kitabımı alarak okula gittim. Kütüphanemizi seviyordum. Sessizliği ve verdiği hissi seviyordum. Boş bir masaya oturdum ve ilk olarak biyoloji açtım. Tüm konuları bitireceğim.

Tamam bitirezmişim. Ne yapayım ben vücudumdan salgılanan enzimlerin etki ettiği yerleri. Ufak bir befes verdim. Bir yandan vücudun harika bir sistem olduğunu düşünüyorduma ama karmaşıklığını çözmek ve mantığa oturtmak zaman alıyordu. En sonunda pes ederek kitabı kapattım ve okuma kitabımı açtım.  Bu sefer the shining adlı bir kitabı okuyordum. Araştırdığım kadarıyla bir Stephen king'in korku kitabı klasiklerindendi. Normalde edebiyat kitaplarını daha çok severdim ama farklı tür okumaktan zarar gelmezdi. Kitabın kapağını açarak ilk cümleyi okudum. 'Jack torrance şöyle düşündü: Zalim küçük hıyar.' Bir dakika, ne?

(Kitabın cidden ilk cümlesi o. Bende okuyunca şaşırmıştım ama kitaba bağlamıştı. Neyse kitap size önerimdir :•)

   Bölümün son sayfasıya kitabın kapağını kapattım. Ufak bir nefes verdim. Düşündüğümden kesinlikle daha iyiydi ve insanı geriyordu. Kitabı  kiraladıktan sonra odama döndüm. Edward yatağının üzerinde oturmuş telefona bakıyordu. "Alex, hoşgeldin." Gülümseyerek dolabımın önüne geldim. "Hoş buldum. Alex'le şehirde gezdik biraz. Odaya geldiğimde yoktun o yüzden bende kütüphanede kitap okudum." Kafasını salladı. "Biliyoruz." Dolabın kapağından ona baktım. "Nasıl yani?" Telefonundan gözlerini ayırarak sinsi yüz ifadesiyle bana baktı. Ve telefonunu gösterdi. İnanamıyorum.

"Okuldaki müzik kulübüne misafir olmuştuk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Okuldaki müzik kulübüne misafir olmuştuk. Taylor kulüpte değil ama arada çalıyor onlarla beraber. Bizde onları dinlemekten sıkılınca okulu turlayalım dedik." Kafamı salladım. Cidden tamamen kitaba dalmışım bir şey hissetmedim bile. "Sizi duymadım bile. Ama burada büyük ihtimalle biyoloji kitabına bakıyorum. Hayattan bıkmış gibi çıkmışım." Fotoğrafa bir kere daha göz attı. "Şimdi söyleyince cidden öyle. Neyse kitap kurdu olduğunun kanıtı bu fotoğraftır dostum." Gülümseyerek kendi yatağıma geçtim. "Galiba öyleyim ama daha çok kitap okumak zihnimi dağıttı için seviyorum." Edward'da telefonunu çekti. "Neyse ben yatıyorum. Bugün fazla yorulmuşum." Kafamı salladım. "Bende yatsam iyi olacak." Ayağa kalkarak ışığı kapattım ve yorganımın içine girdim. "İyi geceler." Edward bu sefer cevap vermemişti. Uykuya mı dalmıştı cidden?  Neyse bende dalsam iyi olacak.
...

Ash ve eiji: ikinci buluşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin