Korku

121 17 27
                                    


Alex'i seviyordum iyi biriydi ama onunla ilgili daha bilmediğimiz çok şey vardı. Tamam, belki bizde bir şeyleri ondan saklıyor olabilirdik. Yine de bize söylemediği çok önemli bir şey vardı ve acı çekiyordu. Bunu biliyordum. Bu andan sonra neler olacağını ise tamamen zaman gösterecekti.
________________________
Alex

Diğerlerinin yanından ayrıldım ve kütüphaneye gittim. Kütüphanenin bir kısmında bilgisayarlar vardı. Ne alaka hiçbir fikrim yok ama büyük ihtimalle bilgisayar kodlarıyla ilgimin olduğumu hatırladım. Bilgisayar başına geçtim. Şimdi ne yapacaktım? Nefes verdim. Bilgisayar kodlamasıyla alakalı bir şeyler bildiğimi düşünmüştüm. Ama ne yapacağımı bilmiyordum. Bunun için boşverdim ve ileri matematik soruları açtım. En azından dikkatim biraz dağılırdı.
...

Tahmin ettiğimden daha fazla uğraşsam da en sonunda hepsini anlamıştım. Ders zili tekrar çaldığında sınıfıma giderek boş bulduğum bir yere oturdum. Normalde Taylor'la derslerimiz aynıydı ama bu sefer tek başımaydım. Dersin notlarını ona götürsem iyi olacaktı. Biyoloji de yavaş yavaş aklıma yatmaya başlamıştı. Mantığı kurduğun zaman gerisi bir şekilde geliyor.

Ders bittiğinde geriye doğru yaslandım. Bir ders ne kadar yorucu olabilirdi? En azından biraz ara vermiştik. Bizimkileri bulmam gerektiğini düşündüm. Ne de olsa öğlen yanlarından bir anda ayrılmıştım. Yerimden kalkarak kapıya doğru ilerledim. Sınıftan çıktığımda zaten beni bekleyen Edward'ı gördüm. "Her şey yolunda mı?" Kafamı salladım. "Evet yolunda. Andrew'i aradım sadece." Kafasını salladı sadece. "Okuldan sonra basket takımında buluşacağız. Sen de gel. Noah intikam istiyor." Kendimden emin şekilde gülümsedim. "O halde intikamının karşılığını vermeliyiz." Elimi uzatarak yumruk yaptım. Edwarda aynı şekilde yaptı ve yumruklarımızı tokuşturduk. "Okuldan sonra görüşürüz baş belası." Arkasını dönerek başka bir sınıfa girdi. Bende kendi sırama geri oturdum. Galiba ilk defa sıkılacağım bir bir gün olacaktı.
...

"Pas at!" Edward bağırmamla elindeki topu Noah'dan kaçırarak bana doğru çaprazlama olarak attı. Topu kaptığım gibi karşı potaya doğru topu sektirerek koşmaya başladım. Önüme Terry çıktı. Geçen seferkinden daha tedbirli davranıyordu. Yine de bende numaralar bitmemişti. Topla beraber bir anda etrafımda döndüm ve arkamda bekleyen Steven'a topu attım. Herkes Steven'ın etrafında toplanırken ben potanın çaprazlamasına geçtim. O sırada Steven basket atacakmış gibi yaparak topu olduğum bölgeye yolladı. Havadayken topu kaptım ve bekletmeden potaya attım.

"İşte bu kadar!" Gülümseyerek yere oturdum. Yorulmuştum. Bu yaptığımız 2. maçtı. İlkini Mike, Terry ve Noah, şimdikini de biz kazanmıştık-Edward, Steven.- Nick kara antrenmanı yapmasını gerektiğini söyleyerek gelmemişti. Bende iyice yorulmuştum. "Hey." Ayağa kalktığımda bana bakıyorlardı. "Benden bu kadar. Duş alıp odaya geçiyorum." Edward kafasını salladı. "Tamam. Biz bir maç daha yaparız." Elime havlumu alarak spor salonundan çıktım. İlk defa üşüme çarptı. Üzerimde sadece sporcu atleti olduğunu ve terlediğimi varsayarsak donuyordum. Hızlı adımlarla kendimi önce yurda sonra yurt odasına attım. En azından burası daha sıcaktı. Hemen dolabımdan üzerinde basket atan bir gölgenin bulunduğu beyaz bir t-shirt, kapüşonlu siyah bir hırka ve siyah bir eşofman altı aldım. Hemen duş almalıydım. Yoksa üşütücektim.

Duştan sonra odama geldiğimde en sonunda rahatlamıştım. Yapacak bir şey ararken aklıma yine kütüphane geldi. Eh, kitap okumak güzel olurdu. Ayrıca Edwardlar bir süre daha gelmezdi. Gözlüklerimi takarak yine aşağı indim. Okul binası pazar hariç her akşam 7'ye kadar açıktı. İsteyen ders çalışabiliyordu. Ama çoğu kişi ya dinlenmeye ya da kendi odasında ders çalışmak istediği için fazla kişi olmuyordu. Bende az sayıdaki insanın arasına karıştım ve geçenlerde gördüğüm Stephen King Hayvan mezarlığı adlı kitabı alarak okumaya başladım. (Kitap benden okurlara bir tavsiyedir :)

Ash ve eiji: ikinci buluşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin