"Neden beni dersten attın ki? O dangalak gibi dersin düzenini bozmadım." Gözlerini devirerek okulda taktığı gözlüklerini kılıfına koydu. "Derste doğru öğrencilerim hariç hiç kimse olmamasına dikkat ediyorum." Eiji nefesini verdi. "Ne kadar rezil olduğunuza dair en ufak fikriniz bile yok." Taylor omuz silkti. "Sanki İngilizce biliyorlar. Ayrıca bizi bir daha görmeyecekler.""Taylor, sen nesin?"
"İnsan, Eğlenceli, yakışıklı, tatlı?"
Edward konuyu anında anlamıştı.
"Şarkıcısın aptal."
Ash devam etti.
"Ve sen çıktıktan sonra sınıfta seni tanıdılar."
Bir anlık durdu ve üçlüye baktı.
"Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim."Eliyle yüzünü kapatarak ağlamaklı bir ses çıkardı. Edward yanına gidip sırtını sıvazladı ve elini tutarak yanlarına getirdi. "Bu yüzden yapma demiştim sana. Gittikçe daha popüler oluyorsun." Eiji kafasını salladı. "Evet daha geçende üniversite öğrencileri bundan bahsediyordu." Ash ona baktı. "Gittiğin fotoğraf çekiminde mi?"
Eiji sadece sergi için değil, nerdeyse herkes ve her şey için fotoğraf çekiyordu. Üniversite tanıtımı, reklam fotoğrafı, belgeseller için doğa fotoğrafı, şehir manzaraları, ofisinde her zaman meşgul olurdu.
"Evet. Çok güzel atmosferi vardı." O anlatırken her zaman parıldayan gözleri daha çok parlamıştı. Ona bakarak istemsizce gülümsemişti yine. Bakışları anlık olarak arkaya takıldığında az önceki kızın şaşkınlık ve umutla ikisine baktığını görmüştü. Belki anlatmaması gerekiyordu ama geçmişin hikayesiydi bu artık. Elbette yıllar boyu çektiği acıyı unutamazdı ama Eiji sayesinde hafiflemişti artık. Şimdiki hayatından zevk almaya bakıyordu.
"Ash? Bir şey mi oldu?" Kafasını iki yana salladı ve hafif baş hareketiyle arkayı gösterdi. "Oradaki kız senin hayranın." Anında yanakları kızardığında kıkırdadı. Hayranları konusunda çok utangaçtı.
"Ah, bu arada akşam konsere gidiyoruz." Taylor'ın dediği ile ona baktılar. "Efendim?" Telefonunu karıştırarak 4 kişinin yer aldığı fotoğrafı gösterdi. "İsimleri Given." İkili isimlerini duymuştu. Birkaç yıl önce Japonya'da popüler olmuş bir gruptu. Solistin sesinin özel olduğunu herkes biliyordu. "Özellikle bir şarkılarını merak ettiğim için geldim."
Taylor farklı grupların canlı konserini dinlemeyi seviyordu. Bulabildiği her boş vakitte kendini farklı bir ülkeye atıyordu. Edward ise onunla gidip bulabildiği her yerden tarif öğrenip işin püf noktalarını öğreniyordu.
"Biletleri aldıysanız neden olmasın? Arabaya geldik." Üniversite'nin otoparkına girdiler ve Eiji direksiyona geçti. Ash arkasını döndü. "Yine bizimle kalacaksınız değil mi?" Edward sırıttı. "Ne oldu Alex? Oda arkadaşından memnun değil misin?" Pes ederek önüne döndü. Bazen 'keşke tek odalı bir eve sahip olsaydık' diye düşünüyordu.
Yol boyu devam eden tartışmalar sonucu evde yemeği Edward yapacaktı. Eiji misafir diye karşı çıksa da Edward yapmak istediğini söyleyince ne diyeceğini bilemedi.
..."Hey, şu kitapta neden bu kadar not var?" Salonda bulunan Ash'in ayrı düzenlediği kütühanenin önünde Taylor biraz daha eski görünüşlü olanı raftan indiriyor. Edward yemek hazırlarken ve diğer ikili üzerini değiştirirken kıkırdadı ve kitabı açtı. Eski anılar defteriydi!
Lise anıları gözleri önüne gelirken sayfaları çevirmeye devam etti. Mezuniyet fotoğrafı, ilk japonya'ya gelişi, ilk doğum günü... bu şekilde sayfalar akıp giderken her fotoğrafın yanında ufak ufak cümleler ve açıklamalar vardı. Taylor Ash'in Eiji'ye karşı duygusal oldupunu bilse de bu kadarını tahmin etmiyordu. "Onu ben alayım." Defter bir anda elinden çekilince yutkundu.
"Eh, şey ben." Ash nefesini verip kitabı kapatıyor ve yerine koyuyor. "Alıştım artık. Geç otur içeri."
...Yemek yerken diğerlerinin neler yaptıklarından bahsetmeye başlıyorlar. Nick şu anda 4 ayrı yüzücüye eğitim verirken Steven da üniversite tarih hocasıydı. Andrew ise... "sen ciddi misin?" Kafasını salladı. "Dediğim gibi dedektif olduktan olduktan sonra suç programlarındaki davayı açıklayan polis dedektif." Ash kendini durduramadan gülerken onu o rolde hayal etmeyi başaramıyordu. "Bunu kesinlikle seyretmeliyim.
Taylor kıkırdadı. "İlk bölümü izlemiştik güzeldi ama gördükçe gülesim geliyor.""Senin hocalığın ne alemde?" Ash omuz silkti. "Öğrenciler benden hem korkuyor ama genelde seviyorlar da." Eiji omzuna yaslandı. "İyi bir hocasın bence." Ash elini siyah saçlara daldırdı. "Öyle diyorsan."
...Birkaç saat sonra açık havada yapılacak konserde önlerde olan yerlerine geçmiştiler. "Bu bir yardım konseri. 4 ayrı grubu çağırıp toplu konser gibi bir şey yaptılar. Given 4. galiba." Kendi cümlesinden sonra Taylor somurttu. "Diğer gruplar daha popülerler ama özel değiller." Taylor genel anlamda şarkılardaki duyguya ve yansımasına bakıyordu. Onun gözünde çok sevilen bir grup tamamıyla kötü olabilirdi. "Hadii, sadece eğlenceye bak." Edward kolunu omzuna atıp sahneyi gösterdi. "Orada olan sen değilsin şu an. Sadece dinle ve ritmi hisset."
Taylor gülümsedi ve ona baktı. "Moralimi nasıl düzelteceğini iyi biliyorsun." Ash ikiliye bakarken kıkırdadı. "Çok beklemişler." Eiji kafasını salladı ve kamerala ikiliyi çekti. "Konser fotoğrafçılığı da harika bir şey. O duyguyu yakalayabilmek zor." Ash onayladı. Ve o sıra sahneye sunucunun çıkmasıyla muzigin ritmi onları kısa sürede ele geçirdi
..."Hey Taylor, şarkı bitti." 'fuyu no hanashi' yi dinledikten sonra bile Taylor hareket edememişti. "B-bu çok güzeldi." Hepsi kafasını salladı. Özlem duygusunu sonuna kadar hissetmislerdi. "Bir röportajlarında gerçekten ölen birine duyduğu özlem olduğunu soylemisti." Taylor kafasını salladı. "Buna inanırım işte." Sonra çevresine bakındı. Kalabalık dağılmıştı ama tam anlamıyla değil. En önde olduğu için anında sahneye atladı. Ve hala bağlı olan mikrofonu kaptı. "Bir şarkı da benden olsun bu akşam." Toparlanmakta olan gruba baktı. "Bu arada sizin şarkılarınızı çok seviyorum. Böyle devam." Göz kırptı.
Given şaşkınlıkla ona bakarken güvenlik görevlileri Taylor'ın yanına gelmişti ama ilk şaşkınlığı atlatan Ash ve Edward da sahneye çıkmıştı. "Bunun için çok özür dileriz sorun yaratmak istemedik."
Edward o sıra Taylor'ı azarlamakla meşguldü. "Seni aptal. Ne yaptığını zannediyorsun?" Omuzlarini silkti. "Bende şaekı söylemek istiyorum. Hey Ash. Hadi ama, gerçek bir şarkıcı olduğumu söyle." Ash eğer yapmazsa evde susmayacağını bildiği için ufak bir açıklama yapmak zorundaydı. "O Taylor Hault. Amerikalı ünlü bir grubun solistti. Bu konseri izleyince de yardım konserine o da ufak bir ekleme yapmak istemiş kendi sesiyle."
Güvenlikçi bir ona birde konser alanına baktı. Ufak bir telefon görüşmesi yapıp geldiğinde kafasını salladı.
"Çok fazla kişi kalmadı ama izin verildi." Ash nefesini verdi. "Şanslıymışsın." Gülümsemesi yüzüne iyice yayıldı. "Pekala, hala burada olan için ufak bir şarkıya ne dersiniz? Grubum yanımda değil o yüzden ritim sizden. "
Kalabalığın dikkati hem İngilizce sözlerle hem de alkış sesleriyle çekilmişti. Given grubu ve diğerleri aşağı inip ritme ortak olurken, 10 saniye sonra herkes eşlik etmeye başlamıştı. Sesiyle en popüler şarkılarından birini söylemeye başlarken herkes büyülenmiş ve onu tanımıştı. kameralar ortaya çıkmış ve yarının popüler haberlerinden birini çekmeye başlamıştı. Ünlü solist Japonya'da sahneye firlayıp 1 şarkılık konser vermişti.
Şarkı bitince gülümsedi ve sahnede eğildi. "ARİGATO!" Sonra ekibe döndü. "Sizden sonra sahne aldığım için üzgünüm. Mükemmel bir kapanıştı." Eiji'yi çeviriyi yaptı.
Ekipler birbirleriyle vedalaşarak arabaya geri döndüler. "Sana kizacaklar biliyorsun değil mi?" Omuz silkti. "İlk defa olacak bir şey değil. Ayrıca konser harici fazla bir araya gelmiyoruz. Sorun değil."
Böylece o gün ve hafta boyunca Japonya da kaldılar ve gezmedikleri yerleri beraber gezdiler. Sonra ise Avrupa da popüler olan farklı bir konserine gitmek üzere ikili yanlarından ayrıldı. Asla durmuyorladı ve dünyayı geziyorlardı. Kalıcı bir evleri yoktu ama onların evintim dünyaydı.
...Zamanında yazacağım deyip fikir yok diye yazmadigim bölümün son kelimelerini 2 yıl sonra bugun yazdım.. ne diyebilirim 😅
Hikayeyi hatırlayan ve bu bölümü okuyan herkese teşekkür ederim ❤️ son özel bölümün hemen sonrasında geçiyor bu hikaye
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ash ve eiji: ikinci buluşma
FanfictionAsh bıçaklandıktan sonra kendini bir hastane odasında bulur. Ama ne neden vücudunun bu kadar sızladığını Ne de ismini hatırlıyordur. Kafası kim olduğu ile ilgili sorularla dolarken Polisler onu yeni bir isimle yeni bir lise hayatına başlatır Ash Ba...