Medya: Nicky
"Çocuklar." Ortamdaki sessizliği bozmamla beraber bana baktılar. "Evet Eiji-chan?" Gülümsedim. "Okulda veya takın çevrede ilk yardım kursu var mı acaba?" Şaşkınca bana bakarlarken gülümsememi koruyordum. Galiba asıl şimdi gerçekten iyi hissediyordum.
________________
6 ay sonra
(Açıklama: benim hikayemde geçen zaman ile animedeki zaman pek birbirine uymuyor o yüzden kendi zaman örgümü şuraya not düşüyorum.
1. Temmuz ayında Eiji ve Ash tanışır.
2. Eylül ayında Eiji Japonya'ya döner
3. Ekim ayında Alex okula başlar.
4. Şu anda ise haziran ayındayız.)Eiji
Okula başladığımdan beri çoğu şey değişmişti. Ani bir kararla başladığım ilk yardım ve kendini savunma kursları tahmin ettiğimden daha iyi gelmişti ve bir şekilde içimdeki pişmanlık hissini bastırmama yardımcı olmuştu. Bir yandan fotoğraf çekerek hayatıma yeniden bir anlam yüklerken diğer yandan ise Ash'in başına gelenlerin tekrar yaşanmaması için kendimi eğitmem ciddi anlamda iyileştirmişti. Onu her zaman içimde taşıyordum ve her fotoğrafıma yansıyordu. Sanki hüzünlü bir ışık size umudu anlatıyor gibiydi. Taşıdığım ve yansıttığım bu his üniversite toplu sergilerinde ilgi görmeme neden olmuştu. Ve ben onu fotoğraflarımla daha fazla kişiye tanıtmıştım. Şimdilik her şey iyi gidiyordu."Eiji?" Gözlerimi daldığım pencereden çektim ve dersin çoktan bitmiş olduğunu gördüm. "Yine yaptım değil mi?" Yuu kafasını salladı. " Böyle daldığında ne düşündüğünü merak ediyorum gerçekten." Kafamı sağa sola salladım. "Düşündüklerimin yarısı saçma, ben bile ne düşündüğümü bilmiyorum Yuu." Bu konuşmalarımı çok kez dinlediği için masadaki kamerasını alarak ayağa kalktı. "Öğle arası şimdi, kahveye ne dersin?" Omuzlarımı silktim, çantamı aldıktan sonra beraber kampüs içindeki küçük kafeye oturduk. "Ben biraz çektiğim resimlere bakacağım. Son zamanlarda azıcık bike enerjim kalmadı." Aynısı benim içimde geçerliydi. Etrafta dolaşmak veya ders çalışmak hiç içimden gelmiyordu. "Kesinlikle haklısın. Bu depresyonları hiç sevmiyorum." Dirseğimi masaya, çenemi de elime dayadım. O sırada önümüze konan kahvelerle şaşkın bakışlarımızı garsona çevirdik.
"Bir sütlü, bir tane de sade kahve öyle değil mi?" Göz kırparak bize bakan Sato-san'ı gördük. Yuu hafifçe güldü. "Daha siparişi vermemiştik ki." Sato başını iki yana salladı. "O kadar çok sık geliyorsunuz ki artık ezberlerdim çocuklar. İyi içmeler." O gittikten sonra ikimiz beraber güldük. "Aslında haklı Yuu. Buraya en çok gelen müşteriler olduk." Kahvesinden bir yudum alarak düşündü. "Hmm, kahvesi güzel olduğu için olabilir mi?" Bende kahvenin tadına baktım. "Buna itirazım yok." Kahveyi masaya bıraktıktan sonra ufak bir fotoğraf çektim ama bir şeyler yanlış gibi geliyordu.
Nefes verdim. Yuu durumu anlamıştı. "Emin olamamak berbat bir şey." Kameramı tekrardan çantama kaldırdım ve bir yudum daha alacakken bize doğru yanakları kızarmış Niki dikkatimi çekti. "Şey Yuu-ta" masamız kapının tam karşısındaydı ve Yuu arkası dönük oturduğu için Niki'yi görmüyordu. Şu anda soru sorar gözlerle bana bakıyordu. "Bence dikkat etsen iyi olur." Bunu dememle yanındaki sandalyeye Niki'nin çarpması bir oldu. Eğer Niki son anda elleriyle sandalyeyi tutmasaydı karnına girecekti. Yuu-ta yanında bir anda beliren Niki'den korktuğu için bir anlık titredi ve yüzünü ona doğru çevirdi. "Ne yaptığını sanıyorsun acaba? Geleceksen doğru düzgün gel." Hala nefes nefese olan Niki konuşmaya çalışıyordu. "Ü-üzgünüm çocuklar A-ama.." Yuu-ta bıkkınlıkla Nicky'nin tuttuğu sandalyeyi çekti ve onu oturtturdu. "Biraz nefeslensen iyi olacak." Yavaşça başını salladı. 10 saniye sonra tekrar kendine geldi.
"Tamamdır sağlamım." Baş parmağını kaldırmasıyla rahatladım. "Astımın olduğunu biliyorsun. Bu kadar koşmak tehlikeli değil mi?" Eliyle kafasını kaşıdı. "Aslında öyle ama hareketli olmak her zaman içimden geliyor. Neyse size bir şey sormak istiyordum." İkimizde merakla ona bakıyorduk. "New York'a gidelim mi?" O anda yüzümdeki gülümseme tamamen donmuştu. Ne hissedeceğimi veya yapacağımı bilemiyordum. Oraya geri dönmek aslında aklımda olan bir şeydi ama gerçekten gitmeli miydim? Bu beni kötü etkiler miydi? Aklım sadece 2 saniye içersinde tamamen geçmişe dönmüştü.
Anılarımızın hepsi gözlerimin önünden geçiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ash ve eiji: ikinci buluşma
FanfictionAsh bıçaklandıktan sonra kendini bir hastane odasında bulur. Ama ne neden vücudunun bu kadar sızladığını Ne de ismini hatırlıyordur. Kafası kim olduğu ile ilgili sorularla dolarken Polisler onu yeni bir isimle yeni bir lise hayatına başlatır Ash Ba...