Kütüphane

158 19 21
                                    

"Her şey harikada bir sorun var arkadaşlar." Hepsi birden bana baktı. "Okuldan nasıl çıkacağız?" Hep beraber sırıttılar. "Kaçacağız." Steven'ın cevabıyla hepsine bakmaya başladım. Ciddi miydi bunlar? Evet ciddiydiler.
_____________________
  
    Haftanın geri kalan günleri sıradan geçmişti. Elbette Taylor'ın grubuyla vereceği performans en üstteki konu olmakla birlikte hala bana okuldan nasıl kaçacağımızı söylememişlerdi. Bunun için onlara kızsam da olay anında görmemim daha iyi olacağını düşünüyordum. Ayrıca okuldan kaçmak eğlenceli olacaktı.

    Şimdi ise okul kapısının önünde Andrew'i bekliyordum. Bugün Cumartesiydi ve beraber kaykay bakmaya gidecektik. Diğerlerinden kaçmak için şehirde gezmeye gittiğimi söylemiştim. Kimse yanımda gelmeyi teklif etmemişti zaten yarının heyecanı herkesin üzerindeyken dikkat çekmediğim için mutluydum. Telefonumdan tam Andrew'i arayacakken yanımda bir araba durdu.

   "Biri gezinti mi istemişti acaba?" Andrew açık camdan bana bakıyordu. Bende gülümsedim. "Harika zamanlama Andrew." Kapıyı açarak ön koltuğa oturdum. "İşte ben ya sana harika kıyafetler seçmişim." Kendi seçimiyle böbürlenirken ona yandan bir bakış attım. Gerçekten aldığımız kıyafetleri seviyordum. Bugün üstümde Siyah-beyaz önünde kanguru cebi olan bir Sweat ve siyah Eşofman altı vardı. "Harika bir stilist ve polissiniz Bay Andrew." Arabanın gazını köklerken konuştu. "Söylediklerinin arasına sürücüyü eklemeyi unuttun." Araba bir anda öne atılınca geriye doğru savruldum. Bu nasıl hızdı böyle? Özellikle New York gibi bir şehirde yolların açık olması cidden şaşırtıcıydı ama merkezden biraz uzaktaydık. Ben bir şey söyleyemiyorken Andrew arabayı uçuruyordu.

    En sonunda büyük bir spor mağazasının önünde durduk. Başım dönerek araban indim. "Sen kesinlikle manyak bir sürücüsün." Söylediklerime gülerek sırtıma vurdu. "Hadi hadi, buraya gelmeyi kendin istedin." Beraber binaya girdiğimizde içerde her çeşit şeyin olduğu reyonları gördüm. Basketbol, yüzme, kampçılık ve spor malzemeleri,... her şey sıralanmış olsa da burada istediğimiz kaykayı bulmak zor olacaktı. Andrew'de benim gibi düşünüyordu anlaşılan. "Gezmeye başlasak iyi olacak Alex." Reyonlar arasında gezerken basketbol üstleri dikkatimi çekti. "Hey baksana hangi takımlısın?" Andrew formalara bakış attı. "Lakers."

   Gözlerim formalarda gezinirken Lakers formaları gözüme takıldı. Sarı-siyah atlet formalar güzel duruyordu. Bir tanesini aldım. "Okuldaki sahada basketbol oynuyoruz sürekli." Yanıma yaklaşarak formamı üzerime tuttu. "Hmm..." Bir şey demesini beklerken kocaman gülümseyerek arkasını döndü. "Tamamdır güzel durdu. Ama hadi gel. Şurada kaykay gördüm sanki." Elimde forma ile yürürken tekrar bana baktı. "Okuldaki düzene alışabildin mi?" Omuz silktim. "Şimdilik iyi gidiyor. Okulun ilk günü oda arkadaşım Edward'la tanıştım. Sonrada onun arkadaşları Taylor, Nick ve Steven'la tanıştım. Kabul etmem gerekirse hiç soğuk değillerdi ve direk aralarına aldılar. Onun dışında okulda yapılabilecek çok fazla şey var. Sadece değiştirebilseydim dışarda gezebilmek isterdim. Biliyorsun... Tanıdık sokaklardan geçersem belki bir şey hatırlarım."

    Bir süre bana baktı. "Hiçbir şeyi hatırlamamak zor olmalı. Yani neye nasıl tepki vereceğini bilemiyorsun, kendi kişiliğinden haberin yok-" Dayanamadım ve patladım. "Sağ ol ya harika moral veriyorsun." Bir bakışıyla beni susturdu. "Ama biliyor musun? Bu farklı bir hayat için bir şans. Arkadaşlarını hatırlamıyorsan arkadaş edin. Nasıl biri olduğunu bilmiyorsan kendini yeniden yarat. Belki hobilerini bilmiyorsun o zaman yenilerini bul. Bak mesela en iyi örnek belki kaykay sürmeyi bilmiyordun veya hiç denememiştin. Şimdi ise kendine bir kaykay bakıyorsun."

Ash ve eiji: ikinci buluşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin