Cape-Code

99 16 21
                                    

Filler bölüm olduğu için hemen yayınlayım dedim

Sabah herkes uyandığında herkes ikisini aynı pozisyonda uyuyor bulmuşlardı. İkisi arasındaki sevgiyi bildikleri için Bir şey dememişlerdi. Yuu fotoğraf çekerken Niki çizim için onlardan biraz uzağa oturmuştu. Edward kahvaltı için mutfağa geçtiğinde Taylor onu takip etti. "Sence Alex söylemiş midir?" Edward kafasını salladı. "Söylemek zorunda artık. Her şeyi hazırladı bile." Evet, Ash çoktan biletini almış ve pasaportunu Andrew yardımıyla hemen almıştı.

Edward Taylor'ın önüne domates ve salataları koydu. "Burada duracaksan yardım et. Şunları doğra." Taylor sıkıntılı nefes vererek somurtarak salataları doğramaya başladı. "Eve taşındığımızda yemekleri sen yapacaksın." Edward ona baktı. "Ve sende yardım edeceksin." Çocuk kabul ederek yeniden önüne baktı. Evet, nihayet üniversiteye geçecek ve aynı evde yaşayacaklardı.

Aslında birbirlerini çok uzun zamandır seviyorlardı. Ama yıllar önce anneleri tanıştığında kader oyununu oynamıştı. Edward'ın babası kaçmış, Taylor'ın babası ise ölmüştü. Anneleri birbirlerinin üniversite aşklarıydı ve yıllar sonra yeniden denemiş ve evlilikle sonuçlanmıştı. O sıralar birbirlerini seven Edward ve Taylor bir anda üvey kardeş olmuşlardı. Aralarında tuhaf ilişki devam ederken kavga esnasında Edward daha fazla dayanamayarak içinde biriken her şeyi söylemişti ve Taylor da ağlayarak onu sevdiğini söylemişti.

Ama bir konuda söz vermişlerdi. Şimdi sevgili olamazlardı. Anneleri yeni evlenmişken bozamazlardı. Bu yüzden sessiz kaldılar. Lisede ise onlardan uzaklaşmak adına yatılı liseye yerleşmişlerdi. Çevrelerinde bulunan homofobik yaklaşımla ağızları açık kalmıştı ve bir kez daha birbirlerine sabır dilemişlerdi. Elbette öyle olmayan insanlarla tanışıp dost olsalar da söylemeye cesaret edememişlerdi.

Ama şimdi mezuniyet zamanı gelmişken ikisi de mutluluk doluydu. Mezuniyet ardından annelerine uğrayıp ilişkilerini ve varlığından haberleri dahi olmadıkları evi anlatıp taşınmaya başlayacaklardı. Destekleyip desteklememeleri onlara kalmıştı şu andan sonra. İkisi de büyümüştü sonuçta.

Taylor aşkın sabır işi olduğunu sürekli söylemişti zaten. Bu ister istemez şarkılarına yansımıştı. Sevdiği yakınındayken ona dokunamamıştı. Sevgilerini bunca zaman saklamışlardı.  Belki buna katlanabilmelerinin tek nedeni birbirilerine hep yakın olmalarıydı.

Kahvaltı hazırlığı bittikten sonra Eiji uyanmış ve herkesin kendine baktığını fark edince kızarmıştı. Nerede olduğunu idrak edince daha da kızarmak istese de yavaşça doğruldu. Ash ise gürültüden uyandığında o da kızarmasının belli olmaması için anında dışarı yürümek bahanesiyle kaçmıştı. Eiji arkasından onu getirmek için gittiğinde Taylor gülümsemeden edemedi. Sevgi ne güzel bir şeydi. Edward'a baktı. Aşk ne güzel bir şeydi.

Aslında Edward ve Taylor ilişkisine biraz daha değinmek isterdim ama kitabın gidişatına uyum sağlayamamıştı. Bu yüzden onlara ufak bir bölüm borçlu olduğumu düşünüyorum :')

Ash ve eiji: ikinci buluşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin