Bölüm 1

84.1K 3K 151
                                    

BÖLÜM 1

"Hera Organizasyon"

Mercan, profesyonel bir sesle hattın diğer tarafında randevu talep eden gelin-ya da damat- adayına cevap veren sarışın, uzun boylu resepsiyon görevlisine başıyla selam verip merdivenlere doğru yürüdü.

Hera Organizasyon henüz üç yıllık bir kuruluş olmasına rağmen, hızlı büyüyen ve kâr getiren bir şirketti. İki kuzeniyle birlikte ellerinde olanın neredeyse tamamını bu işe yatırdıkları düşünülürse bu kulağa geldiğinden çok daha iyi bir şeydi.

Eski bir zeytinyağı fabrikasından dönüştürülmüş olan şirket binası iki katlıydı. Daha büyük olan alt katta düğün organizasyonlarıyla ilgili çeşitli sunumların yapıldığı galeriler vardı ve üst katta da ofisler ve toplantı salonları. Eski hali kuru beton basamaklardan ve demir korkuluklardan ibaret olan cam merdivenden çıkarken Mercan gerilmekten kendini alamadı.

Bu kahrolası merdivenler onun fikriydi, iç mimar, katalogdan bu merdivenleri gösterdiğinde modern, sıra dışı ve camla kaplı ofislere çok uygun olduklarını düşünmüştü ama kazalara meyilli bir kadın için yeterince düşünmediği belliydi, en azından o merdivenlerden defalarca düşme tehlikesi geçirdiği hesaba katıldığında.

Tıpkı Nil ve İklim'in ofisleri gibi Mercan'ın ofisi de binanın arka yüzüne, büyük bahçeye bakıyordu. Restore edilirken fabrikanın orijinal haline büyük ölçüde sadık kalınsa da üst katın arka cephesi betonlardan ve tuğlalardan arındırılmış çelik iskelet ve camla tasarlanmıştı.

Hera Organizasyon'un yönetim katında eksikliği hissedilen-bütün odaların cam olduğu düşünülürse- yegâne şey mahremiyetti. Üç ortağın odaları ve toplantı salonu katın dört köşesine yer alıyordu ve ortadaki alan asistanlar ve az sayıda çalışan için bir çalışma alanı olarak düzenlenmişti.

Mercan ofisinin kapısını itip dört tarafı camla kaplı odasına girdi ve çantasını masasının üzerine bırakır bırakmaz kapısı yeniden açıldı.

"Meri? Bugün gelmezsin sanıyordum."

Çalışan klimaya rağmen havanın boğucu sıcaklığı odanın içini etkiliyordu. Hera'nın simgesi olan tavus kuşunun resmedildiği bir tablonun arkasına saklanmış mini buzdolabını açıp suyu aldı.

"Akşamüstü yola çıkıyorum. Gitmeden önce halletmem gereken bir iki iş var, bu tarafa gelmişken, uğrayayım dedim" diye açıkladı İklim'e de bir bardak su uzatırken "Doğan Bey bu sabah arayıp emir verdi. Beni İhsan götürecek, o getirecek."

"E zaten Varol da orada değil mi?"

"Evet ama... Aman!" açarken patlattığı ince bardak su yüzünden ıslanan eteğini eliyle temizlemeye çalıştı "Üff! Mercan halt ettin yine."

İklim, onun sakarlıklarına alışmış bir doğallıkla suyunu içip "bir şey olmaz. Kurur yarım saate bu sıcakta." dedi.  "Her neyse dedemi anlatıyordun." 

Mercan masasının arkasına geçip sandalyesine oturdu "Dedemi biliyorsun işte. Gitmemi istemiyor. Baba tarafımı hiç sevmiyor."

"Haksız da sayılmaz, bence. İki sene önce birileri sen içerdeyken evi kurşunlamıştı. Sence dedem böyle bir şeyi unutur mu? Baban hâlâ hayatta olduğu için bile şanslı bence. Alınma şekerim ama o aile Adams Family'den beter."

Mercan İklim'in son yorumunu görmezden gelip "Dedem, babamdan bu olay olmadan önce de nefret ediyordu, biliyorsun." diye açıkladı.

İklim aldırmaz bir tavırla omuz silkti "Ne var benimkinden de nefret ediyor."

Bize Aşk Lazım (Mükemmel Planlar Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin