Bölüm 8

42.5K 2.6K 125
                                    

Güven bunu yaptığına inanamıyordu. Gerçekten bir çuval yarım akıllıyla dolu bu zevksiz evin salonunda durmuş müstakbel gelinin gelmesini beklediğine inanamıyordu.

Son zamanlarda onu rahatsız edecek kadar çok şeye inanamıyordu. Babasının ısrarıyla giydiği siyah takım elbisenin kravatını çekiştirdi. Ona kalsa bu saçma evlilik törenine kot pantolon ve tişörtle katılırdı, ne de olsa sahte evliliği en fazla o kadar ciddiyet içerecekti.

"Damat n'aber ya?" Buğra bu saçma evliliğe ondan daha fazla hevesliydi. Sabah erkenden kalkmış, tıraş olmuş, saatler boyunca önce uygun takım elbiseyi sonra da o elbiseye uygun kravatı bulmaya uğraşmıştı. Şimdi de neredeyse sarhoş olmuş bir halde yanında durmuş sırıtıyordu "Hayırdır?" Buğra'nın ela gözleri keyifle ve içtiği üç kadeh viskinin etkisiyle parladı "Suratsızsın yine bugün"

"Bir de soruyorsun! Özellikle yapıyorsun değil mi?"

Buğra cevap vermek yerine yüzündeki arsız sırıtışı genişletmekle yetindi.

"Öz babamın bana bunu yaptığına inanamıyorum" diye mırıldandı öfkeyle.

Buğra bakışlarını kapıdan giren Mercan'dan ayırmadan "Herkes bunu kötü bir kader olarak görmez, eminim farkındasındır" dedi.

Yaraları geçmişti. Yüzünde kalan bir iki sararmış morluk makyajla kapatılmıştı. Üzerindeki kısa, krem rengi askısız elbisesi, elbisesiyle aynı renk topuklu ayakkabılarıyla güzel görünüyordu, her ne kadar Güven'in tercih ettiği uzun boylu esmerlerden biri olmasa da.

Bir gün önce bahçede ona yalan söylememişti. Güven, uzun boylu, narin bir fiziği olan, koyu renk saçlı, teni çikolata renginde esmerleri severdi. Hafifçe çekik koyu renkli gözleri olan kadınları severdi, güneşin altında kızıl ışıklar saçan bakır rengi saçları olan, gözleri orman çiçeklerinin renginde olan kadınları değil.

Elbette bu Buğra'ya hak vermesine engel değildi, müstakbel karısı kesinlikle güzel bir kadındı.

Mercan kapıdan girerken kapının pervazına kolu çarptı ve bileğindeki saat kayışından kopup yere düştü.

Müstakbel karısı kesinlikle güzel bir kadındı ve Güven'in hayatında gördüğü en sakar insandı. Güven birkaç gün içinde kadının sayısız sakarlığına şahit olmuştu ve bunların birçoğu uzaktan bile yeterince can yakıcı görünüyordu.

Mercan ağzının içinde bir şeyler mırıldandı, muhtemelen küfür etmişti. Güven aldırmadı, güzel kadınların bazı kusurlarını görmezden- duruma uygun olarak duymazdan- gelme eğiliminde bir adamdı.

Saçları ensesinde gevşek bir topuz yapılmıştı ki Güven onların salık bırakılmasını tercih ederdi ama bu onun sorunu değildi, kadının nasıl göründüğüyle ilgilenmiyordu.

Dün neredeyse kadını arabasının kaportasına yatıracak olmasının bununla bir ilgisi yoktu, kadının koruması tam zamanında gelmemiş olsaydı yapacağı tam olarak buydu ve bu cidden anlamsızdı. Kadınları severdi hatta bazıları kadınları gereğinden fazla sevdiğini bile söylerdi ama daha önce hiçbir kadına- O kadına bile - böyle bir tepki göstermemişti.

Kadının o çok bilmiş ağzını ısırmak istemişti, öfkelendiğinde – ya da tahrik olduğunda –boynunda atan o nabzı dudaklarının altında hissetmek, dudaklarını kadının beyaz boynundan başlayıp yavaşça elbisesinin derin yakasından aşağı indirmek istemişti ve vücudu bu isteklerine anında tepki vermişti, gözlerini yaşartacak kadar sert bir şekilde.

Ve eğer düşüncelerini başka bir şeye odaklamayı başaramazsa aynı tepkiyi, aynı sertlikte yeniden verecekti.

"Oğlum çok güzel, lan" ama Buğra düşüncelerinin başka yöne kaymasına izin verecek gibi durmuyordu.

Bize Aşk Lazım (Mükemmel Planlar Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin