Mercan elindeki ultrason görüntüsüne şaşkın gözlerle baktı "Bence bu şey bir bebekten çok fasulyeye benziyor."
"Sevimli ve beyaz bir fasulye." Saye parmağını uzatıp ultrason görüntüsünü hafifçe okşadı "Şimdi ben teyze mi oluyorum?"
Bebek tam olarak on hafta beş günlüktü. Bu durumda Güven neredeyse ilk kez birlikte olduklarında onu hamile bırakmış oluyordu.
"Bunun olduğuna inanamıyorum" diye mırıldandı Mercan. "10 haftalık. Bir dölleme makinesiyle evlenmişim."
Saye kahkaha atınca ona ters bir bakış attı. "Kusura bakma" dedi Saye hala artçıları süren kahkahasını kesip "Sadece çok abartıyorsun, mümkün olan bir şeyden bahsediyorsun"
"%5 ihtimal Saye! En fazla %5 ihtimal ve zoru başardı. Allah'ım ben ne yapacağım?"
"Tatlım" Saye'nin sesi bu kez ciddi ve endişeliydi "Sen bu bebeği gerçekten istemiyor musun?"
Mercan bir gece boyunca bunu düşünmüştü ve cevabı vermekten korkuyordu. "Doğuracağım" dedi çok da hevesli olmayan bir sesle, "Zaten istemesem ne değişecek, on haftayı geçmiş bile."
Ultrasonda onu görünce birden bebek gerçek olmuştu, hala kendisini bir anne gibi hissetmiyordu, hala anne olacağı için sevinçten havalara uçmuyordu ama bebek gerçekti ve %5 ihtimale rağmen var olacak kadar azimli bir bebek kesinlikle bir Güraydı, o yüzden doğmayı hak ediyordu. "Dedemlere bir şey söyleme. Önce Güven'le konuşmak istiyorum."
"Sence mutlu olacak mı?"
Mercan sert bir kahkaha attı "Hiç umurumda değil, biliyor musun?"
"Ne zaman konuşacaksın?" Saye kumandanın düğmesine basıp arabanın kilitlerini açtı.
"Dedemlerin evlilik yıldönümü partisinden sonra. Şimdi kafamda o var. İklim'i de durdurmak zor olacak zaten."
"Dedemleri dinleyip birkaç ay sonraya ertelemeydik" diye hak verdi Saye. Hepsi aynı fikirdeydi, İklim hariç. İklim sanki yapacağı son işmiş gibi üç haftalık nekahetin ardından bu sabah ayaklanmış ve partinin hazırlıklarına başlamıştı "Ama parti iki hafta sonra, ona iki hafta boyunca söylemeyecek misin?"
Mercan kuzenini sesindeki yargılar tonu kaçırmayacak kadar iyi tanıyordu. "Hayır!" dedi tartışmaya mahal vermeyen bir sesle.
Henüz kendisi bir bebeği olacağı fikrine alışamamıştı, hayatı bir daha geri dönemeyeceği bir şekilde değişmişti ve bu değişiklik onun isteği ile olmamıştı. Bir bebek istemediği için bir doğum kontrol yöntemi kullanıyordu. Bebeğin gelişimine göre 10. haftayı doldurmuştu ve yasal kürtaj süresini geçirmişti. Kürtaja karşı değildi, sadece kendisini o masada otururken ve operasyon geçirirken düşünmek istemiyordu. Bunu düşünmek istemediği için spiral taktırmıştı. Gerçi artık düşünebilse de yasal olarak yapabileceği bir şey yoktu. Zamanı geçmişti ve bebeği olacağı gerçeğine alışmaktan başka bir çaresi yoktu, bebek neredeyse 3 aylıktı.
"Aman Tanrım" diye mırıldandı "Anne oluyorum."
Birden nefes alamadığını hissetti. "Saye, dur" diye bağırdı elini göğsüne bastırırken "Durdur arabayı" derin derin soluk almaya çalıştı ama yapabildiği tek şey nefes almayı taklit eden kesik solumalardı " Dur" dedi tekrar elini kapı camına dayarken.
"Tamam, bebeğim sakin ol. Kenara çekiyorum."
"Bebek deme bana. Bebek yok."
Hırıltılar eşliğinde nefes alırken, Saye arabayı kenara çekti. Mercan nefes almasına yardımcı olacakmış gibi arabanın kapısını sonuna kadar açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bize Aşk Lazım (Mükemmel Planlar Serisi 1)
RomanceSıradan bir aile ziyareti ne kadar karışabilir ki? Peki ya sıradan bir iş anlaşması? Mercan Yavuz biraz şaşkın oldukça sakar olsa da kuzenleri, işi ve köpeğiyle yeterince mutluydu. Aşka kimin ihtiyacı vardı ki... Mercan'ın değil. Aşk denenmiş, başar...