"Kapa çeneni dedim!"
Mercan suratına doğru savrulan yumruğa inanamayarak baktı, yumruk kısa süre sonra suratına indiğindeyse bir o kadar inandırıcıydı. Kafası bez bir bebeğinki gibi geri savruldu, yere düşerken eli sehpanın üzerindeki çini vazoya çarptı. Önce vazo yere çarptı, sonra kafası az önce üzerinde güzel bir vazo bulunan sehpanın köşesine en son da Mercan vazodan geri kalanların üzerine.
Birkaç saat sonra sağ şakağına ve göğsüne toplamda dokuz dikiş atılacaktı, yıllar sonraysa iki göğsünün arasında hilal şeklinde şakağında da zikzak bir iz kalacaktı ama o an kafası sızladı ya da göğsü acıdıysa bile Mercan fark etmedi.
Ardından olanlar ne zaman düşünse Mercan'ı hep şaşırttı, o hırsı, o nefreti nereden buldu hiç emin olamasa da içinde yaşayan o amazona hep minnettar olarak kalacaktı. Ayağa kalktı, yere düşeli sadece birkaç saniye olmalıydı çünkü adamın eli hâlâ havadaydı, gözleri şakağından yanağına süzülen kana takılmıştı.
"Özür..."
Cümlesini tamamlayamadı. Mercan yumruğunu adamın suratına savurdu. Adam gençti, çelimsizdi ve Mercan'ın nerden bulduğunu bilmediği gücü karşısında savunmasızdı, belki de sadece hazırlıksızdı. Adamın başı geriye savruldu. Mercan'ın gücü adamı devirmeye yetmese de geri çekilmesine yetmişti.
Daha iki saat önce koltuğun üzerine bıraktığı çantasını aldı, geri kalan her şeyi bıraktı.
Mercan bir kez evlenmişti. Sadece iki aydır tanıdığı bir adamla ve sadece dört aylığına.
"Şaka mı bu!" diye ayağa fırladı.
O an Güven'in de en az onun kadar dehşete düşmüş gibi görünmesinin bir önemi yoktu, gözlerini öfkeyle çaprazında duran adama çevirdi ve kendisi de adamın öfkeli bakışlarının hedefi durumundaydı.
Çok korktum!
"Nedir bu?" diye döndü Nedim Karan'a "İstediğiniz ne?"
"Anlayamadım?" Nedim Karan oğlu kadar tehditkar görünmüyordu, tam tersine oldukça sakin ve kibar bir tavrı vardı, pek akıllı bir adam değildi besbelli ama bu lanet olası evde kim öyleydi ki! Yavuzların evinde aklı başında biri sadece birkaç saat içinde tepesine huni geçirecek ruh haline gelebilirdi.
O kadar da sert olma adama karşı diye düşündü belki de bu lanetli ev yüzündendir.
Gözlerini kısıp adama baktı. Gece boyunca adamın dedesiyle ilgili sorduğu sorular aklında dönüp durdu.
"İstediğiniz şeyi size Yavuz Holding veremez değil mi? Eğer verebilecek olsaydı bu saçma evlilik fikrini ortaya atmazdınız. Dedem mi?" Doğan Güray medyanın pek aşina olduğu bir isim olmasa da iş dünyasındaki pek çok kişinin hakkında konuştuğu bir adamdı, bunların bazıları dostça bazıları düşmanca sözler olsa da bir şekilde Doğan Güray'ı konuşurlardı. Mercan dedesini iyi tanırdı, tüm iyi huyları ve kusurlarıyla birlikte. Yaşadığı 80 yıl adama dosttan fazla düşman kazandırmıştı. "İstediğiniz ne dedemle bir ittifak mı? Yoksa daha da iyisi intikam mı?"
"Mercan Hanım, kastettiğinizi pek anlayamadım" Nedim Karan zaman zaman dedesinden duyduğu o sakin, duygusuz iş sesiyle konuştu "Bu işe çok fazla para yatıracağım. Gerçekten çok fazla para. Ve mesela üç yıl sonra bu paranın sadece bu şirkette birilerinin canı öyle istediği için uçup gitmeyeceğinden emin olmalıyım."
"Ve bu evlilik bunu sağlayacak öyle mi? Oğlunuzla evlenmek isteyeceğimi nereden çıkardınız peki?"
"Kalbimi parçalıyorsun!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bize Aşk Lazım (Mükemmel Planlar Serisi 1)
RomanceSıradan bir aile ziyareti ne kadar karışabilir ki? Peki ya sıradan bir iş anlaşması? Mercan Yavuz biraz şaşkın oldukça sakar olsa da kuzenleri, işi ve köpeğiyle yeterince mutluydu. Aşka kimin ihtiyacı vardı ki... Mercan'ın değil. Aşk denenmiş, başar...