"iklim'e ulaşamıyorum."
Saye elinde kendi ağırlığına denk olan latte bardağını bırakıp başını salladı. "Ben de. telefonunu açmıyor. Merak etmeye başlıyorum."
İklimden bir önceki geceden beri haber alamıyorlardı. Hem Mercan'ın hem de Saye'nin o sabah ayılmaları ve toparlanmaları uzun sürmüştü ama İklim hiçbir zaman fazla içen bir insan olmamıştı, dolayısıyla akşamdan kalma ihtimali İklim için ihtimal dışıydı.
"Nil de öfkeyle bir şeyler söyleyip telefonu suratıma kapattı" diye devam etti Saye. "Yine bir şeylere sinirlenmiş ama anlamadım."
Mercan "Sanırım ben sebebini biliyorum" diye fikir yürüttü. "Dün gece Ateş'le ikisi bir ara ortadan kayboldu."
"Ateşle barut yan yana durmaz diyorsun."
"Ateşle barutu bilmem ama Ateşle Nil bir araya geldiklerinde ne olduğunu biliyoruz." Mercan omuz silkip sütsüz şekersiz kahvesinden bir yudum aldı
"İşin eninde sonunda buraya varacağı belliydi zaten. Size hep söyledim, o hikaye daha bitmedi." dedi Saye kendinden emin bir tavırla.
"O hikaye Ateş Nil'i aldattığında bitmeliydi."
"Bunu bana değil, Nil'e söyle."
"İlk karşılaştığımda söyleyeceğimden emin olabilirsin"
"Hı, hı söyle de Godzilla seni akşam yemeği niyetine ham yapıversin"
Mercan, Saye'nin kendinden fazla emin bir şekilde gülümsediğini görünce hatırlattı "Dikkat et de Nil ona Godzilla dediğini öğrendiğinde o gülümsemeni yüzünden silmesin. Unutma kuzenimiz kibarlığı ve hanımefendiliğiyle meşhur değil."
"Ben de değilim" derken Saye omuz silkti. "Boş ver şimdi Nil'i, senin neyin var?"
"Bir şey yok."
"Hadi ama Mercan, bir tek kafanın üzerinde parlak ışıklarla yanıp sönen 'başım belada' tabelası eksik. Dur tahmin edeyim sorun o terbiyesizce yakışıklı kocan değil mi?"
Mercan yerinde huzursuzca kıpırdandı "Evet"
Saye bir süre bekledi, nihayet Mercan dudaklarını sıkı sıkı kapatmışken daha fazla dayanamadı "E hadi Mercan, yerde yuvarlanıp kuyruğumu sallamamı mı bekliyorsun, anlatsana"
Mercan yanaklarını şişirerek nefes verdi. Nasıl anlatacağını dahası kendisini frijit sanmasına neden olmayacak kelimeler bütününü aradı ama bulamadı. "Güven pek memnun değil"
"Neyden memnun değil."
"Öf Saye!"
"Haaaa, ondan memnun değil." Saye durdu, kaşlarını çattı "Sırtüstü uzanıp pencereye ne renk perde taksak onu düşünmüyoruz, biliyorsun değil mi?"
Mercan gözlerini kıstı "Zevzeklik etme, Saye. Anlattığıma pişman etme beni."
"E tamam ama şekerim, asıl sorunu söylemiyorsun ki? Bir kere evlendin, bir sürü sevgilin oldu, herhalde ne yapman gerektiğini ben anlatmayacağım sana."
"Ne yapmam gerektiğini biliyorum, yapıyorum da zaten. Sadece, şey..." Saye gözlerini açmış, sabırla onun konuşmasını bekliyordu "Yani her seferinde kendi başlatmak istemiyormuş" deyiverdi bir çırpıda.
"E adam bence de haklı, Meri."
"Sen benim kuzenimsin, benim tarafımı tutmak zorundasın!" gözlerini kocaman açıp öfkeyle kuzenine baktı.
"Sok o maviş gözlerini içeri. Güven haklı Mercan. Sen adam gibi bir evliliğin olsun mu istiyorsun yoksa bu evlilik bir süre sonra bitip gidecek bir şey mi, senin için?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bize Aşk Lazım (Mükemmel Planlar Serisi 1)
Roman d'amourSıradan bir aile ziyareti ne kadar karışabilir ki? Peki ya sıradan bir iş anlaşması? Mercan Yavuz biraz şaşkın oldukça sakar olsa da kuzenleri, işi ve köpeğiyle yeterince mutluydu. Aşka kimin ihtiyacı vardı ki... Mercan'ın değil. Aşk denenmiş, başar...