Güven, evlendiği bakır saçlı, menekşe gözlü kızı pek hatırlamadı. Zamanı daha çok şirketteki işleri- değişim her zaman hevesle beklenen bir şey olmazdı, bazen de sancılı ve acı verici bir süreç olurdu- düzene koymakla geçmişti.
32 yaşında bir adam olabilirdi, neredeyse doğduğu günden beri o an oturduğu koltuğa oturması için eğitilmiş de olabilirdi ama yenilik de değişim gibi zor kabullenilirdi. Özellikle de babasının yönetimine alışmış çoğunluğu orta yaşın üzerinde olan yönetim kadrosu için.
Döndüğünden beri- neredeyse bir aydır- sürekli sızlanmaları ve Nedim Bey olsaydı ile başlayıp siz bilirsinizle biten ve içinde pek de gizli olmayan bir burun kıvırma barındıran cümleleri dinlemekle meşguldü.
O an olduğu gibi.
Kemal Şeker soyadının aksine şeker gibi bir adam değildi. Üzerindeki kahverengi takım elbisesi kadar can sıkıcı görünüyordu. Adam yetmiş yaşındaydı. Önce dedesinin sonra da babasının zamanında adı zaman içinde sürekli değişse de özünde Satın Alma Müdürlüğü yapmıştı. Güven'e kalsa adama iki tane ekmek bile aldırmazdı.
"Necip Bey'le yirmi yılı aşkın süredir çalışıyoruz, Güven" adam sigara içmekten kalınlaşmış sesiyle Güven'in uzun zaman önce verdiği bir kararı değiştirme konusunda ısrar ediyordu "Anlaşmak istediğin firma daha uygun bir fiyat veriyor olabilir ama yıllar boyu süren bir işbirliği bu kadar kolay bozulmamalı."
Güven, adamın senli benli tavrını görmezden geldi "Pekâla" dedi arkasına yaslanarak "Necip Bey, fiyatı biraz daha aşağı çekerse yıllar boyu süren bir iş birliğini bozmamız için de bir sebep kalmaz."
Güven alacağı cevabı biliyordu, bu neredeyse bir ay önce girilmiş ve sonunda çıkmaz sokağın göründüğü bir yoldu.
Kemal boğazını temizlemeye çalıştı ve kuru bir öksürük nöbetine tutuldu. Sigaradan sararmış bıyığını eliyle düzeltti "Bildiğin gibi bu konu konuşuldu. Necip Bey..."
"Necip Bey bizimle uzlaşmaya yanaşmıyor" diye sözünü kesti "Verdiği fiyat çok yüksek ve ben aynı kalitedeki kumaşı daha uygun bir fiyata alabiliyorum. Para kazanmak istemesini anlıyorum ve ben de para kazanmak istiyorum. Eğer bu iş birliği bozulmasın istiyorsa Necip Bey'in de bir şeyler yapması lazım."
"Bu piyasada dostluklar da para kadar önemlidir, Güven. Baban çok iyi biliyordu ki..."
Güven aynı sözleri bir ay boyunca dinlemişti. Tahammül sınırının çok daha ötesinde bir süre boyunca üstelik.
"Babam artık yok, anlayabiliyorsunuz değil mi? Bu şirketi ben yönetiyorum. Babamın nasıl bir politika izlediği önemli değil. Babam bu şirketi yönettiği yıllar boyunca Necip Bey'le çalışmayı tercih etmiş olabilir ben etmiyorum ve sizi ilgilendirmesi gereken tek şey bu."
"Bu kabul edilemez."
Güven, Kemal'in kabul edilemez bulduğu şeyin aldığı karar değil içinde bulunduğu pozisyon olduğunun farkındaydı. Bir ay boyunca Kemal ona en çok sorun çıkaran müdürlerin başını çekmişti. Ortaya çıkan her huzursuzluğun altından yaşlılık yıllarını süren adamın kendinden kırk yaş küçük bir çocuğun altında çalışmak istememesi çıkmıştı. Kemal şirkette Güven'in olduğundan çok daha uzun yıllar çalışmıştı ve bu yıllar boyunca sarsılmaz bir yer elde etmişti. Güven'in tek bir hamleyle kolayca sarsabileceği bir yer.
"Varlığımı kabullenemediğinin farkındayım. Beni ya da yönetim şeklimi beğenmiyor olabilirsin ve içinde bulunduğun durumda sana bu yaşta iş verecek tek şirketin biz olduğumuzu hatırlatırım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bize Aşk Lazım (Mükemmel Planlar Serisi 1)
RomanceSıradan bir aile ziyareti ne kadar karışabilir ki? Peki ya sıradan bir iş anlaşması? Mercan Yavuz biraz şaşkın oldukça sakar olsa da kuzenleri, işi ve köpeğiyle yeterince mutluydu. Aşka kimin ihtiyacı vardı ki... Mercan'ın değil. Aşk denenmiş, başar...