Selaaaamm
Hiç kimsede moral denilen bir şey kalmadı biliyorum ama ben yine de biraz olsun sizi mutlu etmesini umarak iyi okumalar dileriimmmm
-----
"Geri dönmek istemiyorum." Dalga seslerine karışan sesini duyunca gözlerimi açtım. Uyanıklık ve hala uykuda olma hali arasında gidip geliyordum. Bu an rüya mıydı yoksa gerçek miydi tam olarak anlayamadığım tatlı bir his vardı içimde.
"Ben de." Diye mırıldandım. Keşke dünyadaki her şey şu an dursaydı. Bizim dışımızda.
"Geri dönmeyelim o zaman. Hemen gidip arabayı bozabilirim." Chanyeol'ün bunu cidden yapacağını bildiğim için bir yere gitmemesi adına omuzlarını bastırdım.
"Eğer öyle bir şey yaparsan seni öldürürüm."
"Ben zaten ölü bir adamım." Parmak uçları usulca belimde dolaştı. "Bir haftadır... Hayır, üstüme kahve döktüğün günden beri ben ölü bir adamım. Beni öldürüyorsun." Bu çok zordu. Söylediklerinden fazlasıyla etkilenmek ama çok fazla şımarıp tuhaf şeyler yapmasın diye etkilenmemiş gibi görünmeye çalışmak gerçekten zordu.
"Bu sefer gerçekten öldürürüm ve seni kimse bulamaz."
Sadece gülmekle yetinerek gözlerini kapattı. Bir süre onu izledim. Onu izlediğimi bildiği için böyle sessiz kalıyordu ya zaten.
Son günümüze gelmiştik. İkimiz de birkaç saat sonra uzun bir yolculuğa çıkacaktık ama uykumuza direnerek bütün gece kumların üzerinde son gecemizin tadını çıkarmıştık. Güneşin doğmasına çok da uzun bir süre kalmamıştı. Gökyüzü aydınlanmaya başlamıştı bile.
"Koca haftanın bu kadar çabuk geçtiğine inanamıyorum." Ben de inanamıyordum. Özellikle kaçırılmış biri olarak.
"Uyumadan yola çıkmak senin için sorun olmayacak mı gerçekten?" Bunu birkaç defa daha sormuştum sanırım. Seoul'e varır varmaz şirkete gitmesi gerekiyordu ve bütün gecesini bize ayırmıştı. Onun adına yeniden suçluluk hissetmeye başlamıştım.
"Asıl bu gece seninle vakit geçirmek yerine uyusaydım sorun olacaktı tırtılım." Yeni adıma güldüm. Bütün gece evin içinde, kumların üzerinde ve denizde Chanyeol'le sevişmiştim. Sanırım uyusak cidden pişman olurduk.
"Seni rahatsız ediyor muyum? Ediyorsam yere uzanabilirim." Denizden çıktığımızdan beri, yani yaklaşık bir saattir Chanyeol'ün üzerinde yatıyordum. Ben halimden memnundum ama Chanyeol için aynı şeyi düşünmüyordum.
"Sırtım kum oldu diye söylenmendense sırtımın yere geçmesi çok daha iyi." Tamam, sahilde sevişmek fena bir fikir değildi ama her yerim kum olmuştu ve bu beni fazlasıyla rahatsız etmişti. "Özellikle seni su korkun yüzünden seni denizde temizlemek çok daha zor." Tamam, bunu da yapmıştı.
Söylendiğim için birlikte suyun için suya girmiştik ancak ne yapabilirim? Tüm gövdemin suyla kaplanmasından korku duyuyordum ve biraz Chanyeol'e yapışmış olabilirdim bu sırada. Ama eve gitmek yerine burada temizlenmemi isteyen oydu. Çıplak bir şekilde suyun içinde olmamı fırsata çeviren de.
"Bu kadar çok şikayetçiysen eve girelim." Başını iki yana salladı. "Bir an bile şikayetçi değilim. Üzerimde olmandan memnunum." Tabii ki memnun olurdu. Tamamen çıplaktı ve sürpriz: Ben de çıplaktım.
Kolları sıkıca vücuduma doladı. Arada bir ayaklarımıza çarpan dalgalar ve hafif serin esen meltem yüzünden biraz üşüyordum. Sıcaklığına zevkle sokuldum. Saatlerdir dışarıda bu şekildeydik, defalarca denize girmişti yine de çok güzel kokuyordu.