Selaaam
Nasıl bir bölüm oldu bilmiyorum, en iyisi siz karar verin
İyi okumalar.
----
"Sence ben ucube miyim?" Sorum karşısında Chanyeol frene asıldığında öne fırlamamak için kemerime sıkıca sarıldım. Emniyet kemeri iyi ki icat edilmişti yoksa Chanyeol'ün kullandığı arabayla yolculuk etmek ölümcül olabilirdi.
"Öyle mi dedi sana herif?" Aniden bağırınca yerimde sıçradım. " Bak şimdi ta buradan tuttu sinirim. Bak görüyor musun nasıl atıyor." Kıpkırmızı yüzüyle boynundaki damarları gösterirken bu halini biraz komik biraz da sinir bozucu bulmuştum. Hayır, yani gerçekten bir soru sormuştum.
"O söyledi demi. Geri dönüp o beyinsiz herifin parmaklarını kırayım da neyle bateri çalacak görelim." Sinyal yakıp sol şeritten araba geliyor mu diye bakarken kolunu tutup bana odaklanmasını sağladım.
"Chanyeol saçmalama ve yoluna devam et." Yolun ortasında durduğumuz için arkadan gelen araba korna çalarak bizi solladığından Chanyeol de hızlanmak zorunda kalmıştı. Şükür.
"Bir de sana öyle mi dedi. Vay be! Sen sarhoş birini zorla eve götürmeye çalış sonra da seninle gelmedi diye ona ucube de. Bravo Minho! Parmaklarımdaki ezilmeye değmiş gerçekten. Görüyor musun bak ensemden vuruyor sinirim, bak tam şuradan." Bana eğilip araladığı saçlarının arasından ensesini gösterirken ona bağırdım.
"Ensende hiçbir şey yok! Dikkatli kullan şu arabayı kaza yapacağız."
"Karakol rahat bir yer olsa gider tekrar dağıtırdım o herifin yüzünü de dua etsin karakolda geçirdiğim saatler korku doluydu." Yola odaklandığı için göremese de gözlerimi devirdim. "Chanyeol sadece 3 saat geçirdin. Neden 30 yıl orada kalmışsın gibi konuşuyorsun?"
"Sen düşün işte! 3 saati bile korkunçtu. Baban gelip kurtarmasa kesin ölürdüm orada." 3 saatin neredeyse bir buçuk saati sorgu ve evrak işleriyle geçmişti zaten. Toplasan sadece 2 saat orada kalmıştı ve çıktığından beri bel fıtığının oluştuğunu iddia ediyordu.
Sesimi çıkartamıyordum çünkü bel fıtığı olduğu yalanını bile benim yüzümden atıyordu şu an. Aptal gibi Minho'nun peşine takılmasam çocuğu dövmeye gitmeyecekti ve şu anda doku zedelenmesinden dolayı eli sargılı olmayacaktı.
"İstersen arabayı ben kullanayım." Diye teklif ettim. "Yok hayır, sen sürünce uykum geliyor benim. Çok kontrollü sürüyorsun." Evet, bizi kazaya sürükleyecek şeyler kaçınıyordum genelde. Ensemi yanımdaki oturan kişiye göstermek gibi mesela.
"Bence en iyi biz geri dönelim? Daha yolun başında sayılırız." Ve tabii ki ben geçen gece o salaklığı yapmasaydım babam bizi karakoldan toplamaya gelmezdi ve bugün onlara gitmemiz konusunda ısrar da etmezdi.
"O kadar kolay kurtulamazsınız küçük bey, başınızda veliniz yokken o kadar içerseniz sonuçlarına katlanacaksınız." Chanyeol'ün beni yatıştırması dışında olay hakkında konuşmamıştık.
Benim konuşacak cesaretim yoktu Chanyeol'ün ise bana olanları hatırlatmayacak kadar düşünceli olası gelmişti. Bana sadece neden o kadar içtiğim konusunda biraz hırlamıştı ama başka hiçbir şey dememişti. Bugün ilk defa ben içimde kalan birkaç şeyi aydınlatmak için konuşmak istemiştim ama Chanyeol boynunu göstererek kaza yapmaya çalışmıştı.
"Sorumu neden duymazdan geldiğini sorabilir miyim?" Dedim en sonunda. "Duymazdan gelmek mi? Baekhyun ani frenim yüzünden lastikler eridi, sence duymazdan gelmiş olabilir miyim?"
