34. bölümde kaldık demi? Yanlış yazmadım yukarıya.
İyi okumalar
----
"Çin yemeği mi İtalyan yemeği mi?"
Chanyeol'ün telefondaki sesini duyar duymaz içimde sıcak bir his, yüzümde ise geniş bir gülümseme oluştu.
"Hım..." Teklifini kısa bir süre düşündüm. "İtalyan."
"Seni uyandırdım mı?" Uyandırmış sayılmazdı. Bir süredir uyanmış olmama rağmen yatakta yatmayı tercih ediyordum. Hala dün gece olup biteni sindirebilmiş değildim.
"Uyanmıştım." Dedim ama sesimin hala uykulu çıktığına emindim. Telefonu kulağımdan kısa süreliğine ayırıp saate baktım. Çoktan öğle vakti olmuştu. Chanyeol gittikten sonra da baya uyuduğum kesindi.
"Pekala öyleyse, 45 dakikaya oradayım." Telefonu kapatmasıyla birlikte kafamı biraz daha yastığıma gömerek kendimdeki bu ani değişimi kabullenmeye çalıştım.
Chanyeol'ü sevdiğimi fark etmem oldukça geç olmuştu. Onunla birlikteyken fark edebildiğim bir duygu değildi bu. Aylarca kendi içimde beslediğim bir sevginin ardından onun bir anda karşıma bu şekilde çıkması benim bile baş etmekte sorun yaşadığım hislere sebebiyet vermişti.
Mutluydum ve ben hayatımda ilk defa bu kadar mutlu olduğumu hissediyordum. Bunu beklememiştim. Bana kırgın ya da küs olmasını bile beklemiştim ama eskisi gibi bana aynı değeri veriyor oluşu şimdiye kadar başıma gelmiş en güzel şeydi.
Birini sevebileceğimi hiçbir zaman hayal edememiştim. Chanyeol'ün ise bir gün bir şekilde gideceğine inandırmıştım kendimi. Onun hep iyi birini, bana nazaran çok daha iyi ve sevgi dolu birini seveceğini düşünmüştüm bunca zaman. Onu ilk gördüğümde de 19 ay önce onu son gördüğümde de.
Fakat o beni seviyordu. Beni sevmişti. Ona hiçbir şekilde karşılık göstermeyen, eksikleri olan beni sevmişti.
Şimdi ise yeniden burada ve eskisi gibi hayatımın içindeydi. Bunu bana verilen ikinci bir şans olarak düşünüyordum. İlk şansımı kullanamayacak kadar kötü bir haldeydim. Kendimden ve hayattan nefret ediyordum. Şimdi ise kendimden ve duygularımdan daha emin biriydim.
Kendimce yaşadığım bir sevgi oluşmuştu içimde. Hiçbir zaman onun bu tarafımı göreceğini düşünmemiştim. Sadece fotoğraflarını görüp videolarını izleyeceğim tek taraflı bir ilişki olacağını düşünmüştüm. Geç kaldığımı bildiğim için onu hak etmediğimden de emindim. Fırsatım varken ne ona beni sevdiğini bildiğimi söyleyebilmiş, ne onu neden ittiğimi söyleyebilmiş ne de Kyungsoo ile olan ilişkimi açıklığa kavuşturabilmiştim.
Onu sevdiğimi itiraf etmekten bahsetmiyorum bile.
Kısacası onun bu yoğun ilgi ve sevgisini kesinlikle hak etmiyordum. Dün gece ona sunduğum affedilmesi gerekenler listesi de bu yüzden vardı. Pişmanlıklarım, geç kalmışlıklarım, keşkelerimle dolu olan her şeydi onlar. Benim için aylarca içimi kemiren, beni üzen ve kahreden şeyler bütünüydü. Ama Chanyeol her birini duymazdan gelmiş ve kendi hatası olduğunu söylemişti. Kimin hatasıydı bilmiyorum. Şu an düşünmek istediğim son şey bile değildi artık kimin ne hata yaptığı. Odaklanmak istediğim tek şey şu an, şimdi hissettiklerimizdi.
Mutluydum.
Hayatımda ilk defa birini gerçek anlamda seviyor olmaktan da güzel kalpli biri tarafından her şeye rağmen seviliyor olmaktan da mutluydum.