Selaaaammm
Yeni bölüme geçmeden hemen önce önceki bölümü anlamayanlar için kısa bir bilgi vericem
Evet, önceki bölüme kadar okuduğunuz her şey geçmişti. Artık bundan sonra okuyacaklarınız ise günümüz olayları olacak. (yani aslında akışı çok da etkilemiyo neyse şlaskdalş)
Diğer bir şey ise baek akademik kariyer yapalı 7 ay oldu yalnızca. Chanyeol'le de 7 aydır ayrılar gibi bir izlenim olmuş öyle değil :( keşke öyle olsa aşslkdaşld (chanyeol bu süre içinde 3 albüm falan çıkarttı aslında, buradan anlaşılır diye düşünmüştüm ama bu da sorun değil az sonra öğrenmek üzeresiniz her şeyi aşlskdşa)
----
Chanyeol'ü en son gördüğümden beri 3 yıl, ona içkiliyken mesaj atmamın üzerinden ise 2 gün geçmişti. Geçen bu süre içinde çok şey değişmişti. 3 yıl diye bahsederken oldukça uzun bir süre gibi gelse de aslında benim için o kadar çabuk geçmişti ki sanki her şey daha dün gibiydi. Belki de her şey hala zihnimde oldukça canlı olduğu için bu kadar üzülüyordum.
Çok zaman geçmişti. Harika bir işim vardı. Güzel bir evim ve para dolu bir banka hesabım. İnternette adımı arattığımda benden genç ve yetenekli müzisyen diye bahseden pek çok makale ile karşılaşıyordum. Şirketteki medya işleri sorumlusunun adıma açtığı Instagram hesabımı çok sayıda kişi takip ediyordu. Ben bir kere bile gönderi paylaşmamış olsam da, hesabımın şifresini bile bilmiyor olsam da medya sorumlusunun ara sıra çalışırken çekip paylaştığı fotoğraflarıma oldukça olumlu yorumlar geliyordu. Hayranım olduğunu söyleyen küçük bir kitlem dahi vardı.
Dikkat çekmekten benim kadar korkan biri olmazdı. Fakat ben değişmeye çalışıyor ve bu yolda olumlu şekilde ilerliyordum.
Beni meşgul eden ama aynı zamanda tatmin eden bir akademik kariyerim vardı. İnsan içine çıkmayı öğrenmiş kendimi pek çok yönden geliştirmeyi nihayet başarabilmiştim. Ailemle bile buzlarımı artık kırabilmiştim.
Dediğim gibi, ben değişmiştim. Ben oldukça değişmiştim ve bütün bunlara rağmen aptal gibi 2 gündür telefonuma gelen her bildirim sesinde yerimden sıçrıyordum.
Chanyeol'e o mesajları atalı 2 gün olmuştu ve tam da tahmin ettiğim gibi mesajımı görmüş olmasına rağmen cevap vermemişti.
Benim de bir hayatım vardı onun da. Hatta benim sıkıcı hayatımın aksine onun oldukça renkli ve eğlenceli bir hayatı vardı. Aradan geçen o kadar süre içinde bir sürü şarkı çıkarmış, turnelere gitmiş, dizilerde oynamış milyonlarca kişiyi kendisine hayran bırakmıştı. Beni düşünmesini, aklını hala meşgul ediyor olmamı beklemiyordum.
Ondan beni özlemesini, beni aramasını beklemek bencillik olurdu. Sonuçta onu kendimden uzaklaştırmak isteyen, ona zarar veren bendim. Hayalleri vardı ve bunları gerçekleştirmek için aramızdaki her şeye son veren ise o. Geri dönmesini beklememeliydim.
Belki ileride bir gün, ikimiz de gerçekten hazır olduğumuzda... Senin elinden tutacak kadar cesur olduğumda...
Bu sözler beynimin içinde dolaşmayı bırakabilse belki ben de bırakabilirdim onu düşünmeyi. Chanyeol'den hiçbir zaman nefret etmemiştim. Ama bu sözleri söyleyen Chanyeol'den nefret ediyordum. Bana o hiç istemediğim umut kapısını açık bırakan o sözden nefret ediyordum.
Çalan her telefonda, çalan her zilde onun olmasını uman kendimden de nefret ediyordum. Ancak o beni beklenti içine sokan sözleri yüzünden onu hiçbir zaman bırakamıyordum da.