Ne demem gerektiğini bilmiyorum.
Baekhyun'un Im loving you'su eşliğinde okumanızı tavsiye ediyom sadece
İi okumalar
----
Toplantının sonuna geldiğimizde gerginlikten uzak bir alan bulabilme umuduyla elimdeki kahve kupasıyla birlikte kendimi şirketin teras katına attım. Aslında beni pek ilgilendiren bir toplantı değildi. KLB'nin geçen ayın sonunda başardıkları ve önümüzdeki ayın planlarıyla alakalı sıradan bir toplantıydı. Burada beni alakadar eden tek kısım yeni birkaç dizi ve birkaç sanatçı için şarkı yapacak olmamdı ki zaten şirketin şarkı havuzunda hiç yeni beste yapmasam bile bana en az beş ay yetecek kadar şarkım bulunuyordu. O yüzden dinliyormuş gibi yaparak defterime bir şeyler karaladım. Yazdığım şeyler elbette şarkı sözü denemelerinden başka bir şey değildi.
Yeni şarkı üretmek, söz yazmak, beste yapmak benim için artık o kadar doğal bir hale gelmişti ki bazen sadece araba ile şirkete gelirken bile radyoyu kapatıp ses kaydı başlatarak yol boyunca bir şeyler söylüyordum.
Sanırım gerçekten yeteneğim buydu. Aynı zamanda hayatımın sonuna kadar yapmak istediğim şey de.
Beni bu kadar seri bir halde şarkı yazıyorken gören Kyungsoo, artık çok fazla üretken olamadığından yakınıyordu. Kyungsoo daha çok diziler, filmler ve oyunlar için beste yapmaya yönelmişti bu yüzden. Bazen de ben sözü yazan taraf, o ise bestesini yapan taraf oluyordu. Sanırım yazacak, söyleyecek pek fazla sözü kalmamıştı.
Aksine benim daha söylemek istediğim şeyler vardı. Belki de şarkılar aracılığı ile ifade etmek istediğim yüzlerce şey olduğu için henüz içimde dinginliğe ulaşmamış bir söz yazma merakı içindeydim.
Bazen sadece ışıklardayken, bazen sadece asansördeyken, bazen de markette kasa sırasındayken aklıma önce kelimeler sonra cümleler sonra da müzikler geliyordu.
Ya da sadece gittiğim her yerde kendi şarkılarımı duyuyor oluşumdan kaynaklı bir mutluluk ve bu mutluluktan kaynaklı yeni mutluluklar elde etme hevesim tükenmek bilmiyordu.
Hayatımda beni, yaptığım işlerin ülkenin farkı sanatçıları tarafından ses bulması dışında mutlu edecek bir şey olmadığı için yazıyor ve besteliyordum.
Hayatımın tamamen farklı bir yöne girdiğini hissettiğim bir dönemdeydim. Öncelikle kendimi daha sakin ve daha olgun hissediyordum. Bunda psikolojik tedavimi aksatmamam ve artık daha sağlıklı düşünüyor ve hissedebiliyor olmam da etkiliydi elbette.
Junmyeon bu melankolik halime dayanamayarak beni zorla ünlülerin gittiği bir psikoloğa götürdüğünde başta amacım kesinlikle buna devam etmek değildi. Sadece Junmyeon benim düzeltilemez olduğumu görsün ve yakamı bıraksın istemiştim. Fakat görünen o ki düzeltilebiliyormuşum.
İlk seans fazla etkili geçmemişti aslında. Ancak eve gittiğimde doktorun sözlerini ve bana yönelttiği sorularını sürekli kafamda döndürüp durmamdan dolayı ertesi gün kadının ofisini basmış ve bana ne yaptığını sormuştum. Sonrası ise haftada iki kere banka hesabımı sömüren bir terapi geçmişine dönüşmüştü.
Şimdi sadece 15 günde bir gidiyordum. Kafamdan atamadığım düşünceleri atmayı bir nebze başarmıştım. Bazı günler aklıma geliyordu elbette ama eskisi kadar kötü değildi. En azından artık kendimden nefret etmiyordum. Bunda yaptığım müziklerin de etkisi büyük olmuştu.
Elbette çok sonraları fark ettiğim Chanyeol'ün sevgisinin de payı büyüktü.
Park Chanyeol...