5. Bölüm

5.6K 588 273
                                    

Selaaaaammmmmmmm

Beni özlediniz dimiiiii lşskdşlskd

Bölümü biraz yolda biraz belde biraz ofiste biraz evde falan yazdım o yüzden ne yazdım hatırlamıyorum güzel bi bölümdür herhalde bilmiyorum laksdlşas 

Yanlışlarımı yüzüme vuranı dövüyorum 

İyi okumalar <3 


---


 Güzel bir sabahtı.

Hayır, harika bir sabahtı.

Gözlerimi açar açmaz hissetmiştim bunu. Hatta öyle güzel uyanmıştım ki Cumartesi olmasına, önce ki gece o kadar içmiş olmama rağmen saat 10'da yataktan kalkıp saçma bir heyecanla kendimi yataktan dışarı atmıştım.

Yataktan kendimi atmam olayı mecazi değildi bu arada. Yanımda uyuyan Baekhyun uyanmasın diye -ki o saate kadar uyuduğu zor görülmüş bir olaydır- yataktan yuvarlanarak kendimi parkenin üzerine bırakmıştım.

Benden o saatte beklenmeyen bir performansla duşa girmiş, dışarı çıkıp markete uğramış ve eve döndüğümde mutfağa girip bir şeyler hazırlamıştım. Elbette hepsi marketten aldığım hazır şeyleri mikrodalgaya atmamla hazır olmuştu. Sıra hala uyumaya devam eden Baekhyun'u bir şekilde uyandırmaya geldiğinde odaya geri dönmeden önce kıkırdadım. Onu uyandırdığım için kesin kızacaktı. Fakat uyandırmadığım için de kızacaktı.

Dün keyifli bir akşam geçirdiğimiz için onunla güzel bir sabah geçirmek istiyordum. Aylık yurt masrafım kadar bir parayı dün benim için harcadığından dolayı ona teşekkür etmek istemiştim. Ancak itiraf etmem gereken kısım şuydu ki markete onun kredi kartı ile gitmiştim.

Baekhyun beyaz çarşafların arasında uyurken yavaşça yanına süzüldüm. Bütün bu olanlar sizle benim aramda olduğu için itiraf etmekten çekinmiyordum. Baekhyun güzel bir erkekti.

Üzerindeki beyaz örtü omuzlarının hemen altında dağınık bir şekilde duruyordu. Beyaz, pamuk gibi görünen tenine zıt olan parlak siyah saçları birbirine girmiş bir halde yastığın üzerine yayılmıştı.

Onu bu halde görmek o kadar hoşuma gidiyordu ki. Uyuz, huysuz, takıntılı çocuğun bu şekilde dağıldığını görmek, biraz olsun rahatladığını bilmek, daha da önemlisi bunda payımın olması beni tatmin eden hislerden biriydi.

Baekhyun farkında olmasa bile, ben sürekli onu alaya alsam da onu beğenmeyen bir kişi bile düşünemiyordum okulda. Kendini sanatçı sanan bir avuç dolusu tuhaf çocuklardır. Hayatı uçta yaşamayı abartan ne kadar insan varsa bizim okulda gibiydi. Oyuncular, tiyatrocular, yarı ünlü idoller, büyük şirketlerde staj yapan geleceğin idolleri, zengin çocukları, sanatı ders çalışmaktan ibaret sanan burslu öğrenciler, millete vücut göstermek için bu alanı seçmiş gibi davranan dansçılar, tuhaf kıyafetler giyen ressamlar... Görüp görebileceğiniz en tuhaf insanlar bu okuldaydı ve hepsinin ortak yönü kendilerini ispatlayabilmek için adam bile öldürebilecekleriydi.

Eğer fizik, tarih ya da matematik gibi bir şey okuyorsanız diğerlerinin ne yaptığı sizin için pek önemli değildir. Ama sanatın herhangi bir dalıyla uğraşıyorsanız yapabileceğiniz tek şey göze batmaktır ve bunun da tek yolu rakipleri elemekten geçer. Eğer diğerlerinden farklı olamazsan ya elenirsin ya da tek şarkıda kaybolan idol grup üyelerinden biri olursun. En iyi ihtimalle mekanlarda çalarsın.

Korkunç bir yarışın içindeydik ve bu yarışın içinde hepimizden farklı olan bir kişi vardı ki o da Byun Baekhyun'du. O ne yaparsa yapsın içimizden bir yerlere geleceğinin garantisini yaşayan tek kişiydi. Eh, bir de ben vardım, yüce yetenekli Park Chanyeol.

100th ApologizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin