36. Bölüm

4.4K 458 545
                                    

"İnanamıyorum." Karşımdaki ekran açılır açılmaz tepkim bu olmuştu. 

İnanamıyordum.

"Neye?"

"Bir insan piksel pikselken bile nasıl güzel olabilir ki?" Gözlerini devirmesine rağmen içten içe güldüğünü biliyordum. Başımı yumruğuma yaslayarak karşımdaki ekrandan onu izledim. "Şu çözünürlükte bile güzelsin."

Baekhyun bakışlarını kaçırdı. Görüntülü konuşmamızın özlemimi gidereceğini ve bana iyi geleceğini düşünmüştüm ama daha kötü olmuştu. Aramızda bu kadar mesafe olması, onu görmeme rağmen dokunamamak, istediğim kadar yakın olamamak fazla da hoş bir şey değilmiş.

"Nasılsın?" Neyse ki Baekhyun düzgün bir konuşma başlatmayı başarmıştı. Yoksa onu izlemeyi planlıyordum bir süre daha. "Yorgun musun?" Endişeli bakışları içimi ısıtırken başımı salladım.

"Biraz bile yorgun değilim. Muhtemelen henüz ilk konserim olduğu içindir. Muhtemelen son konserimden sonra ölü olduğumu söylerim." Buruk bir gülümsemeyle ekrana baktı. Sanırım duştan yeni çıkmıştı. Saçları ıslak görünüyordu ve yanakları kızarmıştı. Çok sıcak suyla yıkandığı için duştan sonra cildi böyle kızarırdı.

Biraz daha ona dair güzel detayları kendime hatırlamaya devam edersem otel odasından kaçarak Kore'ye geri dönebileceğimi fark ediyorum ve hemen başka şeyler düşünmeye çalışıyorum. "Se nasılsın? Neler yaptın bugün?" Güzel bir oyalama sorusu. O konuşurken ben de dudaklarını izlerdim hem.

"Aynı. Şirkete gittim. Kyungsoo bir dizinin bütün müziklerini bana yıktığı için onlarla uğraştım." Sinir bozukluğu ile bir kahkaha attım. Şu an Baekhyun'umun, benim Baekhyun'umun, benim şarkılarımı yazmakla vakit harcaması gerekiyordu. Kyungsoo bir kez daha aramıza girmişti.

Bunun Baekhyun'un işi olduğuyla ilgili itirazlarını duymak istemiyorum. Bencil bir insanım ben.

"Senin için şirketle konuşmamı ister misin? Bence artık Kyungsoo ile yollarını ayırmalısın." Bıkkın bir bakış atmasına rağmen hemen ardından yüzüne büyük bir gülümseme hakim oldu. Onu kıskanmam hoşuna gidiyordu. Tanrım, sonunda onu kıskanmam hoşuna gidiyordu.

"Şirketimden fazlasıyla memnunum." Diyerek konuyu kapattığında diyecek bir şey bulamadım. O da bir şey bulamadığı için bir süre birbirimizi izleyip ekrana karşı gülümsedik. "Hayran kulübünde gezindim biraz bugün." Diye cümleye girdiğinde heyecanlandım.

Hayran kulübüm tam bir cehennemdi. Ben bile arada gezinirken heyecanlanıyordum. Beni öven insanlar, benim yüzümden birbiriyle kavga eden hayranlar, birkaç anti hayranım... Bütün bunların karşısında sürekli ortalıkta dolaşan videolarım ve fotoğraflarım. Tam bir karmaşaydı.

Üniversitede, Baekhyun'un oturma odasında sürünen bana ileride Baekhyun senin hayran sitende takılacak deseler muhtemelen üzerime battaniyemi çekip uyumaya devam ederdim. Bu yüzden şu an bu konuşmayı yapıyor olmamız hayal gibi geliyordu.

Her şeyden öte Baekhyun'un bana beğeni dolu bakışlar attığını fark etmemek aptallık olurdu. Beni beğenmeyeceğini, onun tarzına uymadığım için küçümseyeceğini bile düşünmüştüm. Bunu beklemiyordum.

"Nasıldı? Açıkçası ben bakmaya cesaret edemedim." Cesaret edemediğimden değil de daha çok konser sonunda otel odasına döner dönmez Baekhyun'u aradığım için vakit bulamamıştım. Görüşmemizi sonlandırınca bakmayı düşünüyordum. Yoksa en sevdiğim şey benim yüzünden birbirine giren genç kızların yazılarını okumaktı.

Baekhyun'u bu listeye dahil etmiyorum tabii ki.

"Bence bakma derim. Kadın dansçılar yüzünden herkes birbirine girmiş halde. Konserlerin devam etmesini protesto edenler bile var." Bu kargaşadan keyif aldığını belli eder bir şekilde sırıttı.

100th ApologizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin