40. Bölüm

4K 361 243
                                    

Bozulması muhtemel bütün morallerinize özür, o güzel gözlerinize de iyi okumalar diliyorum. 


------


"Baekhyun bunlar senin için gerçekten çok büyük gelişme! Buraya geldiğin ilk günü hatırlıyorum da... Kıyaslama yapacak olursak iki yılda geldiğin bu nokta inanılmaz bir başarı." Danışmanımın sözlerinin ardından dalgınlıkla başımı salladım. Benim için de çok büyük gelişme gibi geliyordu ama...

Pek çok amaya sahiptim aynı zamanda.

Sessizliğim karşısında düşünceli bir tavır takınarak aramızda duran kahve masasına eğildi. "Söylemeye çekindiğin bir şey var." Dedi soru sorar gözlerle. Muhtemelen bütün hislerimi kolaylıkla anlaması yüzünden ruhsal anlamda kendimi bir kez daha çıplak hissettim karşısında. Henüz daha çok fazla yaş almamış olmasına rağmen edindiği tecrübe ve beni benden iyi anlama yeteneği yüzünden kendimi karşısında küçük bir çocuk gibi hissetmeme engel olamıyordum.

"Bilmiyorum. Kendimi bir kürenin içinde gibi hissediyorum. Her şey güzel, yolunda... Güvendeyim. Fakat bir şey olacak, biri gelecek dünyamı baş aşağı edecek diye korkuyorum. Sanki her kırılacakmış gibi... Sanki her an boğulacakmışım gibi..." Korkuyla gözlerimi yumdum.

Şu anki mutluluğumdaki en büyük payın Chanyeol olduğunu biliyordum. Bir kez Chanyeol olmadan hayatıma kaldığım yerden devam etmeyi denemiştim. O zamanlar daha sadece arkadaştık. Peki şimdi? Yeniden bir şey olursa kaldığım yer neresi olacaktı? Benden geriye bir şey kalabilecek miydi?

Bir süre oturduğumuz kafenin içine baktı. Ne cevap vereceğini düşünmediğine emindim. Onun her zaman vereceği bir cevabı vardı çünkü. "Kaç zamandır iyi olduğunu söyleyince burada sadece dostça şeyler konuşuruz diye düşünmüştüm." Canlı gülümsemesi karşısında yanaklarım kızardı. "Ama bakıyorum ki yine hasta ve doktor olduk."

Onu kullanmış gibi olduğumu fark ederek kızardım. Bir süredir görüşmediğimiz için ona kahve içmeyi teklif eden bendim. Bir anda yine sorunlarını anlatmaya başlayan kişi de yine ben olmuştum. Bunun için benden para alması gerekiyordu.

"Üzgünüm..." Bütün pişmanlık ve utancımla başımı geriye attım. "Konuyu kapatıyorum. Sen ne yaptın düğün hazırlıkları ne durumda?"

"Şaka yapıyorum Baekhyun, sorun değil."

"Ama sanki seni buraya bunun için çağırmışım gibi oldu." Surat asarak koltuğumda huzursuzca kıpırdandım.

"Onun karşısında da böyle yapıyor musun?"

"Ne? Anlamadım?"

"Onun karşısında da böyle tatlı tatlı surat asıyorsan senin için deli olmasına şaşmamalı."

"Tanrım! Dalga geçme." Yüzümü avuçlarıma gömdüm. Şu an düşünmem gereken son şey buydu sanırım.

"Baekhyun mutluluğun bozulacak diye endişe duyman çok normal. Her insan böyle endişe duyar, dahası başına gelen şeylerden sonra yeniden aynı şeyleri yaşayacak olmandan korkman da çok normal. Önemli olan bu sorunla nasıl baş ettiğin veya etmen gerektiği. Onunla konuştun mu?" Başımı iki yana salladım. "Baekhyun belli ki tek korkun onu yeniden kaybetmek, öyle değil mi?"

"Öyle" diyerek onayladım onu. Hayatımdaki en güzel şey Chanyeol'dü. En büyük korkum da o.

"İnan bana ona bu korkularından bahsetmek seni rahatlatacaktır." Bundan daha çok korkuyordum açıkçası. Ona gerçekleri söylediğimde başıma gelecekleri iyi biliyordum.

100th ApologizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin